![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/8078
Karar No: 2022/2561
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8078 Esas 2022/2561 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8078 E. , 2022/2561 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı grup şirketlerde 09.02.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, 02.03.1998-10.03.2009 tarihleri arasında sigortalılık bildiriminin yapıldığını, grup şirketlerin 2008 yılında bölündüğünü, 23.10.2008-10.03.2009 tarihleri arasında ... Uluslararası Nakliye ve Ticaret A.Ş. unvanlı davalı işyerinden bildiriminin yapıldığını, Kuruma ücretlerinin gerçek ücret üzerinden bildirilmediğini, davacının ücretinin 2009 yılının başından itibaren gerçek ücret üzerinden 2.651,77 TL olarak Kuruma bildirildiğini, davacının 02.03.1998-31.12.2008 tarihleri arası prime esas kazançlarının tespitini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı ... Tekstil A.Ş. vekili; dava tarihleri döneminde davalı şirket ... Tekstil AŞ ve davalı şirket ... Seyahat Nakliyat A.Ş. ünvanlı şirketlerin grup şirket olduğunu, davacının kaydının müvekkili şirkette olsa da fiili çalışmasının ... Seyahat Nakliyat A.Ş. ünvanlı şirkette olduğunu, davacının ücretlerinin davalı Kuruma bildirildiği kadar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili; davacının davalı şirkette hizmetlerinin 02.03.1998-30.04.1998 ve 13.01.2007-22.10.2008 tarihleri arasında olduğunu, hizmetlerinin ve prime esas kazançlarının davalı Kuruma eksiksiz bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Uluslararası Nakliye ve Tic A.Ş. vekili; davalı şirketteki hizmetlerinin ve prime esas kazançlarının davalı Kuruma eksiksiz olarak bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kurum vekili; davacı tarafın davalı tarafın kıdem tazminatı için açtıkları davada asgari ücretin 4 katı olarak ücretin belirlendiğini, iddia etmekte ise de Kurumun taraf olmadığı davadaki tespitin bu davada bağlayıcılığının olmayacağını, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, ispat için yazılı delil gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi,
‘Davanın reddine,’ karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Davacının istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının 09.02.1998-10.03.2009 tarihleri aralarında organik bağ bulunan ... Şirketler grubunda çalıştığını, işçilik alacakları davasında davacının asgari ücretin 4 katı ücretle çalıştığının belirlendiğini, işe giriş sırasında verilen müracaat formunun yazılı delil başlangıcı olduğunu, 2 adet hesap ekstresi mevcut ve işverenlikçe çifte kayıt tutulduğunu, finans müdürü ve genel müdürün imzaları olan belgeler dikkate alınmadan, ..., ... isimli işçilere resmi ödeme ve gerçek ödemeleri gösteren belgelerin mevcut olduğunu, emsal işçilerin SGK kayıtlarının davacının iddialarını doğruladığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10 - 608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10 - 1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Diğer taraftan davanın diğer Yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 4/1(a) maddesi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamının esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, maddenin 1/(b) bendinde sayılan istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen gelirlerden sigorta primi kesilmesi asıldır. Anılan Kanunun 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tarif edilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 1. fıkrasının (a)/(1) alt bendindeki “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. (3) numaralı alt bend gereğince, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, prime esas kazancın tespitine yönelik; işçilik alacağı dosyası celp edilip, kesinlemiş ise ödenmesi koşuluyla, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dahil edilmesi; hizmet akdinin daha önceki bir tarihte sona ermiş olması karşısında ise, yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerektiği hususu dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.