8. Ceza Dairesi 2018/10954 E. , 2019/15934 K.
"İçtihat Metni"Hakaret, tehdit ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/12/2015 tarihli ve 2015/14365 soruşturma, 2015/13154 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/01/2016 tarihli ve 2016/157 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarım korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre şüpheli hakkında kooperatif tarafından yürütülen icra takiplerine ilişkin İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2009/14953 ve İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2010/12014 sayılı icra takip dosyalan getirtilerek incelenmeden, dosyaya sunulan ve gerek görülmesi halinde yeniden gönderilmesi istenilebilecek olan kooperatif genel kurul tutanakları değerlendirilmeden, müştekiler ve şüphelinin ifadesinin alınmasının haricinde hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.07.2016 gün ve 2016-4048 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2016 gün ve KYB/2016-323094 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizin 18.01.2018 günlü ilamı üzerine dosya içerisine alınan Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/13935 soruşturma, 2015/731 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
Karşıyaka Kredi Esnaf Kefalet Kooperatifi üyesi olan şüpheli ..."ün 17.09.2014 tarihinde Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek sunduğu dilekçesinde söz konusu kooperatif başkanı ..., ikinci başkan ... ve memur ... hakkında şikayetçi olduğu, şikayetinde kooperatiften kredi alması üzerine düzenlenen 02.10.2009 ve 06.01.2011 tarihli altında imzası bulunan taahhütnamelerin adı geçenlerce sahte olarak yeniden düzenlenerek şikayeti üzerine görevlendirilen müfettişe sunulduğunu, 02.10.2009 tarihli taahhütnamenin sol alt köşesinde bulunan kaşe üzerinde sadece başkanın imzasının bulunduğunu, bu belgenin müfettiş tarafından incelenirken müfettişin 12 no.lu mührünü vurduğunu ancak bu belgenin daha sonra fotokopisinin çekilerek maniple edildiğini kooperatif kaşesinin tekrar vurulduğunu ve bu kez kaşe üzerinin ikinci başkan ... ile muhasebeci ... tarafından imzalandığını, 06.01.2011 tarihli taahhütnamede de aynı usulsüzlüğün yapıldığını belirterek resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarını talep ettiği, başlatılan soruşturmada ..."ün Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığında müşteki sıfatı ile alınan 06.01.2015 tarihli beyanında kooperatife borçlandığını, her iki taahhütname aslı altındaki imzaların kendisine ait olduğunu ancak 02.10.2009 tarihli taahhütnamede taksitli ve toplam borç miktarının yanlış yazıldığını ödediği bir senet miktarının tahakkuktan düşülmediğini, kooperatif tarafından icraya verildiğini, tüm borçlarını ödediğini, icra dosyasında süresinde itiraz edemediği için Savcılığa şikayette bulunduğunu bildirdiği, aynı taahhütnamedeki borç miktarı ile ilgili TESKOMB"a yaptığı şikayet sonucu düzenlenen müfettiş raporunda tespit edilen bazı hesap hataları ile nedeni ile ilgili kooperatif yetkililerinin uyarıldığı, ..."ün bu kez 08.01.2014 tarihli dilekçesiyle 02.10.2009 tarihli taahhütnamede de adının yanında “ayrılan ortak” ibaresinin bulunduğunu, kooperatifteki ortaklığının halen devam etmesine karşın ayrılan ortak şeklinde bir yazı vermesinin mümkün olmadığını, belge altındaki imzanın kendi imzasına benzediğini, kooperatif yetkililerinin kendisine ait önceki dilekçeleri montajlayarak böyle bir belge yarattıklarını iddia ettiği ancak; 26.02.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre bahsi geçen belgedeki imzanın ..."ün eli ürünü olduğunun, belgede tahrifat bulunmadığının ,sanal ortamda taşıma ve yapıştırma gibi sahtecilik yapıldığına dair bulguların mevcut olmadığının tespit ediliği “ayrılan ortak “ ibaresinin ise ..."ün o dönemde vergi dairesi kayıtlarında iş yerini terk etmiş olarak göründüğü için kooperatif tarafından ortaklığın feshedilmesi nedeniyle taahütnamede yer aldığı, ancak ..."ün iş yerini terk etmeyip sadece bağlı bulunduğu vergi dairesini değiştirdiğini belgeleyince ortaklığın devamına yönelik karar alındığı, soruşturma neticesinde şüpheli konumundaki ..., ... ve ... hakkında delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verildiği, ..."ün itirazı üzerine de Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hakimliğince “....taahhütnamelerdeki imza ve kaşe değişikliklerinin bu belgelerin müfettişe ibraz prosedüründen kaynaklandığını, müşteki aleyhine bir durum yaratılmadığı ve imzanın müştekiye ait olduğunun tespit edilmesi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmadığı gerekçesiyle 03.03.2015 tarihinde itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
İncelemeye konu dosyada ise ... ve ... vekillerinin Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 09.09.2015 havale tarihli dilekçe ile; ..."ün 26.1.2014 ve 25.1.2015 tarihli toplantılarda kendilerine hakaret ettiğini, İzmir İl Ticaret Müdürlüğünün 20.06.2014 tarihli raporunda açıklandığı üzere “..senin defterin dürülecek, senin işin bitik...” diyerek ..."i tehdit ettiği ve son olarak haksız ve mesnetsiz yere kendilerine resmi belgede sahtecilik suçunu isnat ederek Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/13935 soruşturma sayılı dosyası ile haklarında soruşturma yürütülmesini sebep olduğunu belirterek şikayetçi oldukları, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı 28.12.2015 gün ve 2015/13154 sayılı kararı ile tehdit suçunun işlendiğine dair delil bulunmadığı, hakaret suçunda 6 aylık şikayet süresinin geçmiş bulunduğu, iftira suçu yönünden ise ..."ün Anayasa ile güvence altına alınmış ihbar ve şikayet hakkını kötüye kullandığına ve iftira kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,itirazın reddi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 62/3. maddesinde kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile memurlarının işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılacakları hüküm altına alınmış ise de; bu kişilere karşı işlenen eylemlerde kooperatifin kamusal bir faaliyet yürütmemesi nedeniyle belirtilen kişilerin kamu görevlisi olarak kabulünün mümkün bulunmaması karşısında, şüpheliye yüklenen hakaret eyleminin TCK"nın 125/1.; “senin defterin dürülecek, senin işin bitik” şeklindeki sözlerin ise aynı Yasanın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen basit tehdit suçuna uyduğu, her iki suçun takibinin şikayete bağlı bağlı bulunması, anılan Kanun’un 73. maddesi uyarınca şikayet süresinin fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay olması ve şikayet tarihi itibariyle bu sürenin dolmuş olması; iftira suçu yönünden ise, müştekilerin yasaya uygun davranmadıkları iddia ve kanısıyla hareket eden şüphelinin somut olaylara dayandırdığı bu iddialarının yargı makamlarınca denetlenmelerini sağlamak amacıyla anayasal şikayet hakkını kullandığının anlaşılması karşısında; Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara yapılan itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince verilen itirazın reddine yönelik kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.