Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1331
Karar No: 2022/2643
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/1331 Esas 2022/2643 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/1331 E.  ,  2022/2643 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    No : 2020/870-2020/2089

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
    No : 2015/544-2020/20

    Dava, davacının Bağ-Kur sigortalılık süresinin iptaline dair Kurum işleminin iptali ile davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının Bağ-Kur süreleri ile yurtdışı çalışmalarında çakışma olmadığı, bu sebeple Bağ-Kur sürelerini iptal eden Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek Kurum işleminin iptali ile maaş müracaatını takip eden ay itibari ile emekli maaşına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    ... vekili, davacı hakkında yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, aksi Kurum işleminin iptali ile davacıya 01/12/2013 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, 20/11/2013 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının 23.05.2002 tarihinde sigortalılık süresi 19 yıl 6 ay 22 gün olan davacı için tahsis şartları 506 sayılı Yasa'nın geçici 81.maddesi B/d hükmü gereği 47 yaş ikmali 25 yıl sigortalılık süresi ve 5150 prim ödeme gün sayısı şartlarına tabi olduğu tahsis tarihi itibariyle cüzi bir prim borcu mevcutsa da (05.12.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren SSİY'nin ek 9. Maddesi uyarınca iki asgari ücrete kadar olan prim borçların her zaman tahsili mümkün olup aylık bağlanmasına engel olmayacağı yönündeki lehe hüküm de dikkate alınarak), davacının 49 yaş, 25 yıl sigortalılık süresi 5243 gün prim günü olması nedeniyle 01.12.2013 den geçerli aylığa hak kazanacağına dair mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, davacının yurt dışındaki çalışmaları ile ülkemizde 4/b statüsünde hizmetlerinin aynı zamana rastlaması durumunda 4/b statüsündeki hizmetlerin iptali gerektiğini,davacının prim borçlarının tamamını ödemediğini, tahsis koşullarının oluşmadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davacının, 06.11.1980-06.07.1982 arası 600 gün 4/a kapsamında askerlik borçlanması, 01.07.1984-30.07.1984 arası 30 gün 506 sayılı Yasa zorunlu, 01.01.1986-31.12.1988 arası 1080 gün 4/a yurtdışı borçlanması, 01.01.1989-31.12.1989 arası yurtdışı borçlanması, 01.06.1999-31.01.2002 arası 960 gün yurtdışı borçlanması, 01.06.2002-07.10.2003 arası yurtdışı borçlanması, 16.03.2004-10.08.2005 arası yurtdışı borçlanması, 01.09.2005-15.10.2005 arası yurtdışı borçlanması, 07.08.2010- 21.06.2012 arası 4/a kapsamında zorunlu sigortalılık olmak üzere toplam 4139 gün 506 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunmaktadır.
    Davacının 17.05.1994-30.12.1994, 15.12.1995-29.09.1995 arası vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığı ve 14.02.1997-31.12.1997 tarihleri arasında 827 gün isteğe bağlı sigortalılık süresi ile 01.01.1998-31.12.1998,03.05.1999-31.05.1999 arası isteğe bağlı sigortalılık süresi yurt dışında bulunduğu dönemle çakıştığı gerekçesiyle iptal edilmiştir.
    Ayrıca davacının 01.02.2002-31.10.2004 arası isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığı, yurt dışı borçlanması ile çakıştığı gerekçesi ile iptal edilmiş ve primleri davacıya iade edilmiştir.
    Mahkemece, Kuruma müzekkere yazılarak, geçici olarak 14.02.1997-31.05.1999 ve yurt dışı borçlanması ile çakışmayan ve primlerini iade aldığı 01.02.2002-31.05.2002, 08.10.2003-15.03.2004 arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayıldığı halde yaptığı prim ödemelerine göre 20.11.2013 tarihi itibari ile prim borcunu gösterir gecici hesap ekstresinin çıkartılarak gönderilmesi istenilmiş,gelen cevapta 593,62 TL prim borcu olduğu bildirilmiştir.
    Böylece davacının 4139 gün 4/a kapsamında sigortalılığı, 14.02.1997 - 31.05.1999 arası 827 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı ve 01.02.2002-31.05.2002, 08.10.2003-15.03.2004 arasında 277 gün isteğe bağlı sigortalılık süresi olduğu , 506 sayılı Yasa'nın geçici 81.maddesi B/d hükmü gereği yaşlılık aylığı koşulları bulunduğu kabul edilmiştir.
    14.09.1971 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 79. maddesinin 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemesi; “Bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, ev kadınları ve Türkiye'de ikamet eden yabancı uyruklular talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilirler...
    İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlar ve terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erer...” hükmü yer almaktadır. Bununla birlikte, 1479 Sayılı Kanunun 79.maddesinde belirtilen "diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başladığı" ibaresiyle Türkiye'deki sosyal güvenlik kuruluşları amaçlanmakta olduğundan, gerek sosyal güvenlik sözleşmesi yapılan ülkelerde, gerekse sözleşme yapılmayan ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının Türkiye'de isteğe bağlı sigortalı olabilmeleri mümkündür.
    01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın isteğe bağlı sigorta ve şartlarını düzenleyen 50.maddesi ile ise,isteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye’de ikamet koşulu benimsenmiştir.
    Davacının 14.02.1997-31.05.1999 arası 827 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının geçerli kabul edilmesi yine, 01.02.2002-31.10.2004 arası isteğe bağlılık süresi yönünden ise yurt dışı borçlanması ile çakışmayan dönemin geçerli kabul edilmesi yerindedir. Ancak, davacının Bağ-Kur sigortalılık süresinin iptaline dair Kurum işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece davacının iptal edilen 17.05.1994-30.12.1994, 15.12.1995-29.09.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılık süreleri açısından bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, geçerli olup olmadığının değerlendirilmediği, tasfiye edilen dönemin prim borçlarının ne şekilde belirlendiği ve 593,62 TL prim borcu hesaplanırken, 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılık süresinin iptali ile isteğe bağlı sigortalılık süresine aktarılan prim bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadan karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
    Tüm bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, temyiz eden davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.02.2022 gününde karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi