Esas No: 2021/8177
Karar No: 2022/2647
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8177 Esas 2022/2647 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8177 E. , 2022/2647 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/49-2021/181
Dava, davacının 03/07/2000 ile 25/11/2010 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde aralıksız çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulduktan sonra, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 79. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.”Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada, mahkemece verilen hüküm Dairemizin 2017/1928 E.-2018/8497 K. sayılı ilamı ile “davacının arazisi olup olmadığını, var ise arazisine çay ekip ekmediğini, çay teslim edip etmediğini araştırmak, davalıya ait işyerlerinin her ikisinin de ihtilaflı dönemin tamamına ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri ile davacının arazisi var ise arazinin bulunduğu bu adresteki ve ikamet ettiği adresteki muhtar ve azaları araştırılıp tespit edilerek davacının kendi çayını mı davalı işverenin çayını mı topladığını belirlemek, çalışmasına ara verdiği tarihleri netleştirmek ve sonucuna göre karar verilmesi gereklerine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan araştırmaya göre, davacının çay hasadının yapıldığı dönemlerde çay toplamada çalıştığı konusunda tanıklar ittifak halindedir. Ancak, çalışmanın ne şekilde gerçekleştiği,ne kadar sürdüğü, işyerindeki çalışmaya ara vermeyi gerektirecek nitelikte olup olmadığı net bir şekilde ortaya konulamamıştır. Bu nedenle, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilmesi mümkün değildir.
Davalıya ait fırın işyerinde, vardiyalı çalışma sistemi bulunduğu tanık ifadelerinden anlaşılmaktadır. Davacının, davalı işyerinde gece vardiyasında çalıştığı haftalarda, babasına ait arazide çay toplayarak babasına yardımcı olduğu, gündüz çay toplayıp, gece fırında çalıştığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı bulunmakla birlikte, mahkemece, davacı adına bildirim bulunmayan dönemlerde, çay hasadına denk gelen süreler açıkça belirlenerek ve işyerindeki vardiya sisteminin günde kaç saatlik çalışma şeklinde düzenlendiği, iş yerinde kaç vardiya olduğu, gece vardiyasının kaç saatlik çalışmayı gerektirdiği, davacının babasına ait bahçede çalışmak üzere çalışmaya ara verip vermediği tanıklara açıklattırılarak, kesintisiz çalışma iddiası bu yönde irdelenip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.