7. Hukuk Dairesi 2021/348 E. , 2021/1792 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/11/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 03/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu Kırklareli ili, Pınarhisar ilçesi Kaynarca Kasabası 287, 464, 866, 1348, 2150, 2903, 4105, 4106, 4311, 4411, 4412, 4730, 5122, 5793, 19 ve 4 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkilleri ile davalıların paydaş olduklarını anlaşamadıklarını, bu nedenle ortaklığın öncelikle aynen taksim, olmadığı takdirde satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 13.05.2015 tarihli celsede davacı vekiline dava konusu taşınmazların maliklerinden ..., ..., ...,...,...,...,...,...,...,...,....ın veraset ilamlarını sunmak üzere HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süre verilmişse de verilen süre içinde belirtilen eksiklikler tamamlanmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesinde “hakim, Türk hukukunu resen uygular.” ve aynı Kanunun 31. maddesinde “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” düzenlemeleri yer almaktadır.
Buna göre hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde maddi ve hukuki açıdan belirsiz görülen hususların, taraflara gerekli açıklamalar yaptırılarak, gösterecekleri deliller toplanarak açıklığa kavuşturulması gerekir.
6100 sayılı HMK"nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı kanunun 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olaya gelince, ortaklığın giderilmesi davalarında davacı dava konusu taşınmazların paydaşlarını her zaman bilmek ve tanımak zorunda olmadığından dava dilekçesinde bilebildiği bilgiler ve tapu kayıtlarını esas alarak tarafları göstermek dışında bir yükümlülüğe zorlanamaz. Mahkemece, taraflar ve re’sen taraf teşkilini sağlamaya yönelik her türlü araştırma yapılarak usul ekonomisi hükümleri de dikkate alınarak yargılama en seri şekilde sonuçlandırılmak zorundadır.
Mahkemece; ..., ..., ...,...,..,...,...,..,....,..,..,....,..,...."ın mirasçılık belgelerinin temini için davacı vekiline 03.06.2015 tarihine kadar süre verilmiş ve davacı vekili tarafından ..., ...,... ...ve ... Kaygısız"ın mirasçılık belgeleri dosyaya ibraz edilmiş; ... ve ...’in mirasçılık belgelerini temin etmek üzere mahkemeden 26.05.2015 tarihinde yetki belgesi alınmıştır. Mahkemece verilen yetki belgesinin sürenin bitimine yakın düzenlenmiş olması nedeniyle davacı vekilinin ara karar doğrultusunda işlem yapması oldukça zor olmakla beraber, mirasçılık belgesi alınacak kişilerin sayıca fazla oluşu ve dava açma hazırlıkları gözetildiğinde de verilen süre yetersizdir. Usulüne uygun olmayan ara karar sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatıran taraflara iadesine, 12.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.