16. Hukuk Dairesi 2016/11146 E. , 2019/7390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 10 parsel sayılı 35.879,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 5/30"ar payla ... ve ... adlarına, 2/30"ar paydan toplam 10/30 pay ise ..., ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. 10/30 payın maliki olan davacı ... ve arkadaşları, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak taşınmazın diğer paylarının da tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın öncesinin davalıların miras bırakanı ...’e ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacılar taşınmazın tamamını satın aldıklarını ve zilyet olduklarını öne sürerek dava açmışlardır. Uyuşmazlık, dayanılan senetle taşınmazın tamamının mı yoksa satıcıların miras paylarının mı satıldığı noktasındadır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davalıların miras bırakanı ...’a ait iken 1951 yılında ölümü ile mirasçı olarak ... ve ...’ı bıraktığı, davacıların 1964 yılında ... mirasçılarından ... ve ...’in paylarını satın aldıkları, diğer mirasçıların paylarını satın almadıkları, satın aldıkları payların ise davacılar adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki dosya arasında bulunan davacı dayanağı olan satış senetleri mahallinde usulünce uygulanmamış, taraflar tapu kaydına dayanmadığına göre tapusuz olduğu anlaşılan taşınmaz üzerinde satın alma tarihi olan 1964 yılından dava tarihine kadar kimin hangi sebeple ne zamandan beri zilyet olduğu, davacılar yararına zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan dosya arasında bulunan davacılar dayanağı satış senetlerinin sınırları sorulmak sureti ile kapsamı belirlenmeli, ... terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildi ise çekişmeli taşınmazın kime isabet ettiği, satış tarihinden tespit tarihine kadar kimin zilyetliğinde bulunduğu hususları etraflıca sorulup açıklattırılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli, senet kapsamını gösterir ayrıntılı harita ve rapor düzenlemesi istenilmeli, tereke taksim edilmemiş ise pay satışlarının geçerli olup olmadığı, satış tarihinden kadastro tespit tarihine kadar davacılar lehine 3402 sayılı Kanun’un 14. madde koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.