14. Hukuk Dairesi 2016/15843 E. , 2019/5152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 1977 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, dava dışı ... ’nun 81/9080 hissesini 47.300,00TL bedel karşılığında davalılardan ...’a, 20/681 hissesini 155.000,00TL bedel karşılığında diğer davalı ...’a sattığını, satış bedelinin paydaşların önalım hakkını kullanmasını engellemek maksadıyla muvazaalı şekilde yüksek gösterildiğini, bu sebeple taşınmazın gerçek değeri olan 52.000,00TL üzerinden önalım bedelini ödemek suretiyle davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının kötüniyetli olduğunu, bedelde muvazaa iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 1977 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Önalım davasında davanın kabulüne karar verilerek davalılar hisselerinin iptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline yönelik hüküm kurulurken her bir davalı payının ayrı ayrı iptaline karar verilmesi ve hüküm sonucunda da bu şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olayda; mahkemece, hüküm sonucunda dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, hükümde davalılar adına kayıtlı ve iptaline karar verilen payın miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun 1. fıkrasında yazılı olan "... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 1977 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline" cümlesinin hükümden tamamen çıkartılarak bunun yerine "... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 1977 sayılı parselde davalı ... adına kayıtlı olan 81/9080 pay ile davalı ... adına kayıtlı olan 20/681 payın tapusunun ayrı ayrı iptali ile davacı adına tapuya tesciline" cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.