17. Hukuk Dairesi 2016/9043 E. , 2019/3599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili;dava dışı ...’ın sürücüsü olduğu lpg yüklü gaz tankerinin devrilmesi ile yola yayılan gazın patlaması neticesinde, olay mahalinden geçen ve davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın yandığını, davacının da yaralandığını, halen tedavisinin devam ettiğini, ceza soruşturma dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda karayollarının yolun uygun genişlikte olmaması ve kazaya sebebiyet veren araçların geçişini sağlayacak özellikte olmaması nedeniyle kusurlu bulunduğunu, Davalı ... bakanlığına bağlı Jandarma kararkolunun kazanın haber verilmesine rağmen süratle gerekli mercilere haber vermeme, gerekli önlemleri almaması nedeniyle kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00TL geçici işgörmezlik, 5.000,00TL sürekli işgörmezlik olmak üzere 10.000,00TL maddi tazminat ile 150.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili; hizmet kusuru nedeniyle açılan davada idari yargının görevli olduğunu belirterek görevsizlik nedeniyle davanın reddinin gerektiği,
olay günü gece yarısı saat 23:45"de olayın jandarmaya ihbar edildiği, 10 dakika sonra yapılan teyit neticesinde jandarma görevlilerinin hızlı olarak hazırlanmaya başladıkları ve henüz patlama gerçekleşmeden yola çıktıkları, jandarma karakolu ile olay yeri arasında 18 km bulunduğu, saat 00:15"de jandarma ekiplerinin olay yerine ulaşarak gerekli olay yeri önlemlerini aldıklarını,kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan araç sahibine ve kusurlu aracın gazını taşıdığı şirkete karşı dava açılması gerektiğini, ayrıca kusurlu şirkete daha sonra rücu söz konusu olacağından iş bu davanın şirkete ihbar edilmesi gerektiği ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; Lice mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, kazanın meydana gelmesinde müvekkil idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Lpg araç sürücüsünün kusuruyla kazanın meydana geldiğini, bu araç sahibine ve gazını taşıdığı şirkete karşı dava açılması gerektiği, davanın iş bu şirkete ihbar edilmesi gerektiği, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, yokluklarında yaptırılan delil tespitinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının maddi zarardan söz etmesinin de mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davanın tam yargı davası olduğunu ve idare mahkemesinde açılması gerektiği gerekçesi ile davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmiş; hüküm,davacı vekili ve davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"nin 7/1 maddesinde "Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez." düzenlemesine yer verilmiş olup anılan tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde ise Asliye Mahkemeleri"nde takip edilen davalar için 1.500,00 TL. vekalet ücretine hükmolunacağı düzenlenmiştir.
Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davalı Jandarma Genel Komutanlığı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Yargı yolunun değişmesi nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi halinde kendisini vekille temsil ettiren davalı kurum lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine uygun maktu olarak avukatlık ücreti takdir edilmemesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına “4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Jandarma Genel Komutanlığı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Jandarma Genel Komutanlığı’na ödenmesine” tümcesinin eklenmesine hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 44,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.