Esas No: 2018/6456
Karar No: 2022/1620
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/6456 Esas 2022/1620 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/6456 E. , 2022/1620 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6456
Karar No : 2022/1620
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Lisesi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2017/1 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine, ihtirazi kayıt dikkate alınmaksızın düzenlenen … tarih ve … sayılı tahakkuk fişi içeriği 150.000,00 TL'lik kısma ilişkin kâr payı stopajının iptali ve iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; vakfa ait iktisadi işletme söz konusu olup ortada iki ayrı işletmenin varlığından ve birinin diğerinin sermayesine iştirak ettiğinden söz edilmesine olanak olmadığı, iktisadi işletmenin kendisi bizatihi vakfa ait olup vakfa vergi mükellefi olamamasından dolayı mükellefiyetin iktisadi işletme adına tesisinin söz konusu olduğu, bu bakımdan; olayda iki ayrı iktisadi işletmenin bulunmadığı, bir işletmenin diğer işletmenin sermayesine iştirak etmesi gibi bir durumdan söz edilemediği, iktisadi işletmenin bizatihi vakfa ait olduğu, vakfın başka bir iktisadi işletmeye iştirakinden dolayı değil kendi iktisadi işletmesinden kazanç elde etmesi karşısında ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkukta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, bağlı bulunduğu vakfa aktardığı kazanç üzerinden tevkifat yapılmaması gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2017/1 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine, ihtirazi kayıt dikkate alınmaksızın düzenlenen … tarih ve … sayılı tahakkuk fişi içeriği … TL'lik kısma ilişkin kâr payı stopajının iptali ve iadesi talebi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmış, vakıf tüzel kişiliğkleri ise mükellefiyet dışında bırakılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 1. fıkrasında "...dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,... aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." düzenlemesine yer verilmiş aynı maddenin 6. bendinin b-i alt bendinde; "Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin 2. fıkrasının (1),(2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 1. fıkrası ve aynı maddenin 6/b-i bendine göre; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin 2. fıkrasının 1,2,3 numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine göre vakıf tüzel kişiliği kurumlar vergisi mükellefi olmadığı için kâr dağıtımı üzerinden kesinti yapılmasının zorunlu olması, vakıf iktisadi işletmesinin tam mükellef olup kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara yapılan kar payı aktarımından gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve davanın kabulüne ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.