12. Ceza Dairesi 2019/4885 E. , 2020/1579 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : a) Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan; CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca davanın reddi
b) Taksirle yaralama suçundan TCK"nın 89/4, 62/1, 51/1-3.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlike sokma suçundan açılı davanın reddine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 07:35 sularında sanığın 1,118 promil alkollü vaziyetteyken idaresindeki otomobille, meskun mahal dışındaki bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama, düz ve yağış dolayısıyla ıslak yolda seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybederek kullandığı aracı solunda kalan orta refüje çıkarttığı ve burada bulunan yön levhasına çarptığı, meydana gelen kaza neticesinde sanıkla aynı araçta bulunan her iki katılanın da hayati tehlike geçirecek ve altıncı dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmalarına asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği olaya ilişkin;... 10. Asliye Ceza Mahkemesince 2014/514 esas ve 2014/585 karar sayılı kararı ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike, taksirle yaralama suçunun zarar suçu olduğu, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilerek belirtilen dosya kapsamında trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, gelinen aşama göz önünde bulundurularak... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/514 esas ve 2014/585 karar sayılı kararına yönelik temyiz incelemesine konu dava kapsamında yapılabilecek bir işlem olmadığı, bununla beraber belirtilen karara karşı CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilebilmesi için her aşamada mahkemesine ihbarda bulunulabileceği anlaşılmakla tebliğnamede bu nedenle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Dosya içeriğine göre yukarıda detaylı şekilde anlatılan şekilde meydana gelen ve her iki katılanın hayati tehlike geçirecek ve altıncı dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmaları ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık asli kusurlu olmakla birlikte, yaralanan kişi sayısı, yaralanmaların niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2)Sanığın 1,118 promil alkollü vaziyette araç kullanarak iki kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına sebep olma eyleminin Dairemiz yerleşik uygulamaları doğrultusunda TCK"nın 22/3. maddesinde tanımlı bilinçli taksir hükümleri kapsamında sorumluluğu gerektirdiği ve anılan madde uyarınca belirlenen temel cezada artırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında TCK"nın 89/4. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl süreli hapis cezasında aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak netice cezanın 1 yıl 8 ay hapis cezası olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, hesap hatası neticesinde sanığın 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerinde görülerek, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.