22. Hukuk Dairesi 2012/17568 E. , 2013/5874 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVACI-KARŞI
DAVALI-KARŞI
DAVA : Davacı-karşı davalı kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı ve fazla mesai, davalı-karşı davacı ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, asıl dava isteğini kısmen hüküm altına almış, karşı dava hakkında hüküm kurulmamıştır.
Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı işçi, dava dilekçesinde, işverenin ücret ödemelerini aksattığından işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını, ihtarname keşide etmesine rağmen kıdem tazminatıyla sair işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, aylık ücret, yıllık izin ve fazla çalışma ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiş; karşı davaya cevabında ise karşı davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı işveren vekili, asıl davaya cevabında, işçinin 13.07.2010 tarihli dilekçesiyle kendi isteğiyle istifa ederek işten ayrıldığını, 20.07.2010 tarihinde noter vasıtasıyla keşide ettiği ihtarnamesinde ise Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan emekliliğe dair yazıya istinaden kendisine kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, fakat iş sözleşmesinin fesih anında işverene Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan herhangi bir yazı sunulmadığı gibi bilgi de verilmediğini, işçinin kendi isteğiyle işten ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazanmadığını, ödenmemiş sair işçilik alacağının ise bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiş; karşı davasında ise davacı işçinin haklı neden olmaksızın iş sözleşmesini feshetmesine rağmen, feshinden önce ihbar süresi vermediğini beyanla müvekkilinin ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 13.07.2010 tarihli işverene sunduğu dilekçesiyle, kıdem tazminatının ödenerek işten çıkışının yapılmasını talep ettiği, işverence bu talebin kabul edildiğinden, iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde, hüküm sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu düzenlenmiştir.
Mahkemece, karşı dava hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmeyerek, hüküm sonucu oluşturulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı-karşı davalı asil, yargılamada kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen, yazılı şekilde lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı lehine reddedilen alacak miktarı toplamı 662,68 TL olmasına göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12/2. maddesinde düzenlenen "Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez." hükmü uyarınca, davalı-karşı davacı lehine, tarifede belirtilen icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde 78,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.