Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3560
Karar No: 2015/1982
Karar Tarihi: 16.04.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/3560 Esas 2015/1982 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıya ait icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebiyle açılan davada, davalı akdi ilişkiyi kabul etmeyerek davayı reddetti. Mahkeme tanık beyanlarına ve davacının ticari defterlerine dayanarak davanın kısmen kabulüne hükmetti. Ancak fatura kaydının kendisi başlı başına akdi ilişkiyi kanıtlayamayacağı ve ticari defterlerin de kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerektiği belirtildi. Eser sözleşmesi için yazılı delil zorunluluğu olmadığı ancak sözlü yapılan sözleşmelerde yazılı delille ispat kurallarının uygulanması gerektiği ifade edildi. Kanunlar ise şu şekildedir:
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesi: Eser sözleşmesinin tanımı ve yazılı şekil zorunluluğu olmaması hakkında hükümler yer alır.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. maddesi: Hukuki işlemlerin senetle ispatlanması gerektiği miktar veya değer miktarı hakkında hükümler içerir.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202. maddesi: Senetle ispat gerekli olan durumlarda tanık dinlenebileceği ancak senedin varlığı konusunda delil başlangıcının bulunması gerektiği hakkında hükümler yer alır.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'n
15. Hukuk Dairesi         2014/3560 E.  ,  2015/1982 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı yüklenici 02.07.2012 tarihli faturada belirtilen ürünleri imal ederek aynı tarihli irsaliye ile davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen 1000 TL"sinin ödenip bakiyesinin ödenmediği iddiasıyla yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ödenmesi talebiyle dava açmış, davalı ise akdi ilişkiyi kabul etmediğini, kendisine teslim edilmiş ürün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tanık beyanlarına itibar edilip davacının muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehine delil olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bu aşamada niteliği itibarıyla kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki dava ve fatura tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir.
    6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda bu maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. HMK"nın 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
    Fatura düzenlenip davacının ticari defterlerine kaydedilmiş olması doğrudan akdi ilişkinin kanıtı değildir.
    HMK"nın 222. maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
    Somut olaya gelindiğinde taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davalı cevap dilekçesinde fatura ve sevk irsaliyesi ibraz edilmediği, herhangi bir mal ve hizmet verilmediği, söz konusu belgelerde imzası bulunmadığını belirterek davaya karşı çıkmıştır. Davalının itiraz ve savunmaları bütün olarak değerlendirildiğinde akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Dayanılan fatura davacı defterinde kayıtlı olsa da davalının incelenen işletme defterinde de aleyhine kanıt yoktur. Dayanak faturada bir kısım miktar nakli yekün olarak yazmakta olup nakli yekünün ne ile ilgili olduğuna ilişkin dayanağı belgeler de sunulmamıştır. Davacının ticari defter kaydında faturanın yer alması akdi ilişkiyi kanıtlamamaktadır. Alacağın miktarı dikkate alındığında yazılı delil başlangıcı bulunmadığı gibi tanıkla ispatı mümkün haller de bulunmamaktadır. Eser sözleşmesinin varlığı halinde teslim edildiğinin tanıkla ispatı mümkün olmasına rağmen akdi ilişkinin varlığının tanıkla ispatı mümkün değildir. Bu halde ispatlanamayan davanın reddi yerine kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi