Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17559
Karar No: 2013/5871

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/17559 Esas 2013/5871 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir nakliye firmasında şoför olarak çalışan işçi olduğunu ve işverenin işçilik alacaklarını ödemediğini iddia ederek, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, işin niteliği netleştirilmemiş, emsal ücret araştırılması yapılmamış, ödenen ödemelerin mahsubunun gerekip gerekmediği değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yapılan inceleme ve araştırmanın eksik olması nedeniyle önceki kararı bozmuştur. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi ve 169-172. maddeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesidir.
22. Hukuk Dairesi         2012/17559 E.  ,  2013/5871 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkili işçinin 07.05.2008-14.01.2009 tarihleri arasında nakliye işlerinde şoför olarak çalıştığını, emekliliği sebebiyle işten ayrıldığını, işçilik alacaklarının işveren tarafından ödenmediğini beyanla, aylık ücret alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, bir kısım işyeri kayıtlarını sunarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında, davacı işçinin aylık ücretinin miktarı, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı, ücret alacaklarının ödenip ödenmediği noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    1-Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, davacı tarafça aylık ücretinin net 800,00 TL olduğu iddia edilmiş; davalı işverence aylık ücretin SGK kayıtlarında da gösterildiği üzere asgari ücret seviyesinde olduğu savunulmuştur. Mahkemece, davacı işçinin aylık ücret miktarı talep gibi kabul edilmiştir. Ne var ki, davacının iş yerinde fiilen yaptığı işin niteliği netleştirilmediği gibi,
    emsal ücret araştırılması da yapılmamıştır. Dava dilekçesinde, davacının şoför olarak çalıştığı ve yapılan işin nakliye işi olduğu belirtilmiş, tanıklarca davacının kamyon şoförü olarak çalıştığı bildirilmiştir. Ancak, yapılan işin şehiriçi, şehirlerarası veya uluslararası eşya, yük taşımacılığı veya başkaca bir nakliye işi olup olmadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Öncelikle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 169 ve devamı maddeleri uyarınca davacı asil, işyerinde fiilen yaptığı iş hakkında isticvap olunmalıdır. Her iki taraf tanıklarının beyanlarına yeniden başvurularak, işyerinde yürütülen iş ve davacının işyerindeki görevi netleştirilmelidir. Ardından işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Fazla çalışma yaptığı ve hafta tatilinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışma yapıldığının, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının yazılı belgeler ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp, tanık anlatımlarına dayanması halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılması gereklidir.
    Somut olayda, mahkemece, tanık beyanlarına itibarla davacı işçinin tüm çalışma süresi boyunca haftalık dokuz saat fazla çalışmayla ve tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma ve hafta tatili ücret alacakları hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, yukarıdaki (1) nolu bendde de belirtildiği üzere, yapılan işin şehiriçi, şehirlerarası veya uluslararası eşya, yük taşımacılığı veya başkaca bir nakliye işi olup olmadığı kısacası işin niteliği netleştirilmemiştir. Anılan nedenle, öncelikle işin niteliği netleştirilmeli, varsa davacının kullandığı araçlara ilişkin takograf kayıtları işverenden celp edilmeli, neticeye göre işyeri kaydına ulaşılamaması halinde, anılan çalışmaların olup olmadığı hakkındaki tanık beyanları, yapılan işin niteliği ve yoğunluğu nazara alınarak hayatın olağan akışı içerisinde değerlendirilmeli, fazla çalışma ve hafta tatili alacakları hakkında bir sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının varlığı tanık beyanlarına dayandığından, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarları nazara alınarak, hakkaniyet indirimi yapılmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 74. maddesi uyarınca, gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca, Hakim, her iki tarafın iddia ve savunmasıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.
    Somut olayda, dava dilekçesinde her bir alacak kaleminin miktarı ayrı ayrı belirtilmeksizin, toplam 9.000,00 TL talep edilmiş, dava ıslah edilmemiştir. Davacı vekilince sunulan, havalesiz 17.10.2010 düzenleme tarihli dilekçede, talep edilen her bir alacak kalemi hakkında, ayrı ayrı miktarlar açıklanmış ise de, açıklanan miktarların toplamı 11.719,50 TL"dir. Anılan nedenle, dava dilekçesinde talep edilen 9.000,00 TL tutarında toplam meblağın her bir alacak kalemi açısından ayrı ayrı açıklanması davacı vekilinden istenilmeli, neticeye göre her bir alacak kalemi bakımından taleple bağlı kalınmalıdır. Yazılı şekilde, talebe konu alacak kalemleri miktarları açıklığa kavuşturulmaksızın karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-Davalı işverence dosyaya sunulan işyeri kayıtları arasında bulunan ödeme belgeleri suretlerinden, 07.09.2009 tarihinde 200,00 TL, 19.04.2010 tarihinde 1.500,00 TL, 11.08.2009 tarihinde 800,00 TL, 09.09.2009 tarihinde 500,00 TL, 25.03.2010 tarihinde 800,00 TL tutarındaki ödemelerinin, davacının bir başka vekiline yapıldığına dair bilgilerin bulunduğu, bir kısım ödeme belgelerinde "2009/2430" numarasının belirtildiği anlaşılmaktadır. Davalı tanığınca ise, davacının ödenmemiş aylık ücret alacakları için kendisine çek verildiği, çek hakkında icra takibi yapılınca ödemenin davacının avukatına yapıldığı bildirilmiştir. Mahkemece, anılan ödemelerin nazara alınmaması ve araştırılmaması hatalıdır. Öncelikle, her iki taraf vekilinden anılan ödeme belgelerine karşı beyanda bulunulması istenilmeli, ödeme yapılmışsa ödemenin hangi alacağa mahsuben yapıldığı, bir kısım belgelerde belirtili numaranın icra takip veya bir başka dava dosyasına ilişkin olup olmadığı araştırılmalıdır. Gerekirse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 169 ve devamı maddeleri uyarınca davacı asil isticvap olunmalı, belgelerde ödemeyi aldığına dair imzası bulunan avukattan bilgi istenilmelidir. Neticeye göre, ödemelerin mahsubunun gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde, eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi