Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17545
Karar No: 2013/5870

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/17545 Esas 2013/5870 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi'nde açılan davada, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiği ve işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi istenmiştir. Mahkeme, davalının iş sözleşmesini haksız feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak temyiz aşamasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun mevsimlik işlerle ilgili hükümleri ve hesaplamalarda yapılan hatalar gerekçesiyle karar bozulmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 11. maddesi, mevsimlik işlerle ilgili hükümleri düzenlemektedir. Mevsimlik iş sözleşmelerinin belirli veya belirsiz süreli olabileceği ve belirli süreli mevsimlik işlerde askı süresinin çalışma süresinden sayılması gerektiği belirtilmektedir. Mevsimlik işçiler, yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümlerden yararlanamazlar. Ancak bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir.
Kararda ayrıca, işyerinde ocak ayında çalışmama durumu hesaplamalarda göz önünde bulundurulmadığı ve hesaplamalarda maddi hata yapıldığı belirtilmiştir.
22. Hukuk Dairesi         2012/17545 E.  ,  2013/5870 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili işyerinde yapılan işin mevsimlik olduğunu, davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılmadığını, ödenmemiş sair işçilik alacaklarının ise bulunmadığı beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında, davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı, kıdem tazminatına esas çalışma süresinin tespiti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplanması noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde sürdürüldüğü veya tüm yıl boyunca çalışılmakla birlikte çalışmanın yılın belirli dönemlerinde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer dönemlerinde iş sözleşmelerinin, ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektirdiği işler mevsimlik iş olarak değerlendirilir.
    Mevsimlik iş sözleşmeleri 4857 sayılı İş Kanunu"nun 11. maddesindeki hükümlere uygun olarak, belirli süreli olarak yapılabileceği gibi belirsiz süreli olarak da kurulabilir.
    Mevsime tabi olarak yapılan işlerde, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçi, hizmet edimini ancak iş mevsiminde ifa etmekle yükümlüdür. Mevsimlik çalışmanın sona ermesi ve fakat iş sözleşmesi bozulmamış olması halinde, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan temel borçları bir sonraki mevsim başına kadar askıya alınmaktadır.
    İşçi mevsimlik işlerde çalışmış ise mevsimlik çalıştığı sürelerin dikkate alınarak ve bu sürelere göre kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Başka bir anlatımla, işçinin askıda geçen süresi, fiilen çalışma olgusunu taşımadığından kıdemden sayılmayacaktır.
    Somut olayda, işyerinin maden ocağı işletmesi olduğu, çalışmanın yılın nisan ayından aralık ayı sonuna kadar sürdürüldüğü, bu sebeple işyerinde yapılan işin mevsimlik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı mevsimlik işte, 04.04.2009-01.08.2011 tarihleri arasında çalışmıştır. Mahkemece, askı sürelerinin de kıdem tazminatına esas çalışma süresinden sayılarak, kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması hatalı olmuştur. İşçinin askıda geçen süresi, fiilen çalışma olgusunu taşımadığından kıdeminden sayılmayarak, hak ettiği kıdem tazminatı alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-4857 sayılı Kanunun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanamaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, bu kural nispi emredici nitelikte olup, işçi lehine bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir. Bu durumda sözleşmedeki izinle ilgili hükümler uygulanacaktır.
    Somut olayda, davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olmasına göre, talep edilen yıllık izin ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işyerinde yılın ocak, şubat ve mart aylarında çalışma olmadığı kabul edilmesi rağmen, bu aylar için de fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanması hatalıdır. İşyerinde çalışmanın olmadığı, yılın ocak, şubat ve mart ayları, fazla çalışma ücreti alacağı hesabına dahil edilmemesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    5-İşyerinde ocak ayında çalışma olmadığının anlaşılmasına rağmen, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 1 ocak gününün ulusal bayram ve genel tatil alacağı hesabına dahil edilmiş olması hatalıdır. Ayrıca anılan alacak hakkında, 04.04.2009-30.06.2009 dönemi için hesapta maddi hata yapılarak, bu hesap dönemi bakımından (47,80 x 3 =) 143,40 TL sonucuna ulaşılması gerekirken, aynı işlemle (47,80 x 3=) 430,20 TL sonucuna ulaşılmıştır. Anılan nedenle, 1 ocak gününün hesaplamaya dahil edilmemesi ve belirtilen hesap hatasının giderilerek, hak edilen alacağın hüküm altına alınması gereklidir. Yazılı şekilde, hatalı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi