15. Hukuk Dairesi 2014/3261 E. , 2015/1975 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, davalı idare tarafından kısmen irat kaydedilen teminat mektubunun 338.000,00 TL"lik kısmının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 08.06.2010 tarihli “... Üniversitesi Merkezi Derslik ve Sosyal Tesis Yapımı” işine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Davacılar yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı vekili, işin geçici kabulünün 21.10.2011 tarihinde yapıldığını, 17.10.2012 tarihinde tebliğ edilen kesin kabul ön inceleme tutanağı ile eksik işler listesinin davacılara bildirildiğini, eksik işlerin tamamlanması için davacıların işçileri çalışırken davalı iş sahibinin güvenlik elemanlarınca çalışanların zorla çalışma alanından çıkarıldığını ve 338.000,00 TL"lik teminat mektubunun davalı tarafça irat kaydedildiğini, delil tesbiti talebinde bulunmaları üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/169 Değişik iş dosyası üzerinden yapılan tesbit sonucunda bilirkişilerce inşaat, makine ve elektrik işleri eksiklikleri toplamının 25.274,08 TL olarak belirlendiğini belirterek, irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin tahsilini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise, irat kaydedilen 338.000,00 TL teminat mektubu tutarından delil tesbiti sonucu belirlenen 25.274,08 TL eksik iş bedelinin düşülmesi sonucu bulunan 312.725,92 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece hükmüne esas alınan 03.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda yüklenicinin teminatından kesilmesi gereken eksik imalâtlar bedelinin tesbitinde davalı idarece pursantaj oranları üzerinden yapılan hesaplamaların ölçü kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacılar tarafından yaptırılan delil tesbiti sonucu verilen bilirkişi raporunda belirlenen 25.274,08 TL eksiklikler bedelinin yerinde olduğu, davacıların teminat mektubunun irat kaydedilen 338.000,00 TL"lik kısmından bu eksiklik bedelinin mahsubu sonucu 312.725,92 TL"yi talep edebilecekleri belirtilmiştir.
Davalı idarece düzenlenen kesin kabul ön inceleme tutanağında yüklenicinin hatalı ve kusurlu imalâtlarının bedeli KDV dahil 337.702,77 TL olarak belirlenmiş olup bu miktar ile davacı yükleniciler tarafından yaptırılan delil tesbiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan 25.274,08 TL"lik miktar arasında aşırı fark olduğu açıktır. Davacılar tarafından delil tesbiti üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/169 Değişik iş dosyası ile yaptırılan delil tesbiti sonucu verilen 24.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda, 25.274,08 TL"lik eksiklik belirlendikten sonra, “elektrik eksiklikleri hesabında özel fiyat gerektiren imalâtlar için ... Üniversitesi ... Daire Başkanlığı arşivindeki bu işe ait proje ve yaklaşık maliyetindeki pursantaj oranı esas alınarak bu fiyata ilave edileceği” not olarak yazılmış olmasına, yine binanın ana girişinde bulunan ve çalışmayan sensörlü kapıların, çalışmayan servis asansörünün, çalışmayan üç adet güvenlik kamerasının ve binalarda bulunan dış cephe aydınlatmalarının fiyatlarının “özel fiyat olup yaklaşık maliyet hesabındaki pursantaj değeri dikkate alınarak fiyatının değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece bu hususlarda bir araştırma yapılmamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da kesin kabul eksiklikleri yönünden tesbit bilirkişi raporunun yerinde olduğu ileri sürülmesine rağmen, raporda yazılı eksiklikler yönünden değerlendirme ve inceleme yapılmamıştır. Diğer yandan, davalı iş sahibi, davacılar tarafından bırakılan eksiklikler ve yapılan ayıplı imalâtlar sebebiyle oluşan hasarları gidermek için ikmal ve onarım ihalesine çıkıldığını ve 600.000,00 TL"yi aşkın bedelle yeniden ihale yapıldığını ileri sürmüştür. Mahkemece bu husus da araştırılmamış, ikmal ihale ve inşaatına ilişkin belgeler getirtilip incelenmemiştir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda yapılan tüm açıklamalar gözetilerek 6100 sayılı HMK"nın 281/3. maddesi gereğince gerçeğin ortaya çıkması için öncekiler dışında konularında uzman yeniden oluşturulacak teknik bilirkişi kurulundan, daha önce alınan bilirkişi raporları, davalı idarece düzenlenen kesin kabul eksiklikleri ile kesintilerine ilişkin tutanak ve belgeler, davalı idareden getirtilecek ikmal ihale ve inşaatı ile ilgili tüm, belge, rapor ve tutanaklar gözönünde tutulmak suretiyle, davalı iş sahibinin kesin kabul ön inceleme tutanağında belirlediği eksiklik ve kusurların bu belirleme tarihi itibariyle giderim bedeli konusunda ve davalı iş sahibinin önceki bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılayacak ve oluşabilecek farklılıkların nedenini denetime elverişli ve gerekçeli olarak ortaya koyacak şekilde rapor alınmasından ve oluşacak sonuca uygun karar verilmesinden ibarettir.
Öte yandan, mahkemece hüküm altına alınan alacağa, davacılar tarafından davalı iş sahibine gönderilen 22.10.2012 tarihli ihtarname tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101/I. maddesi ve dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 117/I. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan alacaklara temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi gerekir. Davacılar tarafından gönderilen 22.10.2012 tarihli ihtarnamede miktarı belirtilmiş bir alacak istenmediğinden, ihtarname davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte değildir. Bu nedenle faizin dava tarihi yerine ihtarname tarihinden başlatılması doğru olmadığı gibi, davalı üniversite 2547 sayılı Kanun"un 56/b maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde harçla sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.