1. Ceza Dairesi 2017/2088 E. , 2018/1371 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama suçundan sanık ..."nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 456/4, 51/1 ve 59/2. maddeleri gereğince 285.00 Türk Lirası para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Cumayeri (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2008 tarihli ve 2008/30 esas, 2008/166 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı suç işlediğinden bahisle hakkındaki tecilli ilamının 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesi uyarınca aynen infazına ilişkin Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2017 tarihli ve 2008/39 esas, 2008/27 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre,
1- Cumayeri (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2008 tarihli ve 2008/30 esas, 2008/166 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
Sanığın eylemi yönünden 765 sayılı Kanununun 456/4. maddesinin uygulanmasının daha lehe olacağı kabul edilerek, anılan madde gereğince seçimlik cezalardan para cezasının asgari haddine karar verilmek suretiyle temel ceza 440.00 yeni Türk Lirası adli para cezası olarak belirlenmiş ise de, para cezasının seçimi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 86/2. maddesinin sanığın lehine olacağının dikkate alınmamasında,
2- Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2017 tarihli ve 2008/39 esas, 2008/27 sayılı ek kararına yönelik yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/01/2009 tarihli ve 219/6 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesi uyarınca verilen aynen infaz kararı, hükmün bir parçası olmayıp, dolaylı bir sonucu olması, aynen infaza ikinci hükmü tesis eden mahkemece karar verilebileceği gibi, erteli mahkumiyete karar veren mahkemece de ikinci hükmün kesinleşmesi üzerine yapılan ihbar sonucu karar verilebileceği, önceki erteli mahkumiyetler yönünden de 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri ile 5728 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca uyarlama kararı verilmesi zorunluluğunun bulunması karşısında, uyarlanmayan hükümler yönünden deneme süresi içerisinde yeni suç işlendiği gerekçesiyle aynen infaz kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
İsabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.09.2017 gün ve 94660652-105-81-7710-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Cumayeri (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2008 tarihli ve 2008/30 esas, 2008/166 sayılı Kararına yönelik yapılan incelemede;
Hükümlü hakkında, yaralama suçundan 765 sayılı Kanunun 456/4. maddesi uyarınca doğrudan adli para cezası verildiği, verilen bu ceza üzerinden haksız tahrik ve takdiri indirim nedeniyle aynı Kanunun 51/1, 59. maddeleri gereğince indirim yapılarak sonuç olarak 285.00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, verilen bu cezanın 647 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca ertelendiği, sabit kabul edilen eylemin 5237 sayılı Kanunun 86/2. maddesinde düzenlendiği ve yaptırımının dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olduğu, adli para cezasının aynı Kanunun 52. maddesine göre alt sınırının beş gün olması ve günlüğünün alt sınırdan para cezasına çevrilmesi durumunda sanık lehine olduğu düşünülebilirse de, 765 sayılı Kanuna göre belirlenen adli para cezasının ertelenebilmesine rağmen 5237 sayılı TCK"nuna göre verilecek adli para cezasının yasa gereği ertelenmesinin mümkün olmaması ve mahkemece bu gerekçeyle 765 sayılı Kanuna göre yapılacak uygulamanın sanık lehine olduğu değerlendirilerek yapılan uygulamada isabetsizlik görülmediğinden, 5237 sayılı TCK"nuna göre yapılacak uygulamanın lehe olduğu gerekçesiyle yapılan kanun yararına bozma isteminin 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2017 tarihli ve 2008/39 esas, 2008/27 sayılı ek kararına yönelik yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/01/2009 tarihli ve 219/6 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesi uyarınca verilen aynen infaz kararı, hükmün bir parçası olmayıp, dolaylı bir sonucu olması, aynen infaza ikinci hükmü tesis eden mahkemece karar verilebileceği gibi, erteli mahkûmiyete karar veren mahkemece de ikinci hükmün kesinleşmesi üzerine yapılan ihbar sonucu karar verilebileceği, önceki erteli mahkumiyetler yönünden de 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri ile 5728 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca uyarlama kararı verilmesi zorunluluğunun bulunması karşısında, uyarlanmayan hükümler yönünden deneme süresi içerisinde yeni suç işlendiği gerekçesiyle aynen infaz kararı verilemeyeceği, ancak somut olayda hükümlünün 13.08.2004 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan dolayı yapılan yargılama sonunda Cumayeri Sulh Ceza Mahkemesinin 17.09.2008 tarihli, 2008/30 esas ve 2008/166 karar sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nuna göre 765 sayılı TCK"nuna göre kurulacak hükmün lehe olduğu kabul edilerek 765 sayılı Kanun hükümlerine göre hüküm kurulduğu, hüküm tarihinden sonra uyarlama yargılaması yapılmasını gerektirecek nitelikte 5237 sayılı TCK"nun 86/2 maddesinde bir değişiklik yapılmadığı, karar tarihi itibariyle CMK"nun 231. maddesinin uygulanma ihtimalinin bulunduğu ancak erteleme yönünde mahkemenin takdir hakkını kullandığı anlaşılmakla, bu hüküm ile ilgili yeniden uyarlama yargılaması yapılmasının gerekmediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.01.2009 tarihli, 219/6 sayılı Kararının bu olayda uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmakla, uyarlama kararı verilmeden aynen infaz kararı verildiği gerekçesiyle yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki 1 ve 2. nolu bozma istekleri incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmediğinden KANUN YARARINA BOZMA isteminin 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca reddine, dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.