Esas No: 2020/6241
Karar No: 2022/1379
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 10. Daire 2020/6241 Esas 2022/1379 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/6241 E. , 2022/1379 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6241
Karar No : 2022/1379
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : ....
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : .... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:.., K:... sayılı kararının düzeltilerek onanmasına dair Danıştay Onuncu Dairesince verilen 05/12/2019 tarih ve E:2014/6551, K:2019/9397 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkiinde bulunan, .. ada, ... parselde kayıtlı taşınmazındaki şeftali ağaçlarının Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ait drenaj kanallarının bakım ve onarımının yapılmaması sonucunda biriken suların tahliye edilememesi nedeniyle kuruduğundan bahisle, uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile tespit edilen 375.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti... .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; dava konusu olayda gerek adli yargı marifetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda gerekse Mahkemelerince verilen ara kararı cevaplarına göre davacıya ait şeftali ağaçlarının kurumasının hangi nedenle ve ne zaman gerçekleştiğinin kesin olarak tespit edilemediği, olayın doğası gereği aradan geçen zaman nedeniyle yeni bir keşif ve bilirkişi marifeti ile de durumun tespit ettirilemeyeceği, ayrıca davacıya ait şeftali ağaçlarının kuruma nedeninin su baskınından kaynaklanmış olsa bile bu durumun davalının hizmet kusuru nedeniyle mi, mücbir sebepten mi, yoksa başka bir sebepten mi kaynaklandığı hususunun da açık olmadığı, dolayısıyla, drenaj kanallarının bakımı ve şeftali ağaçlarının kuruması ile oluşan zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı, bu nedenle de uğranıldığı öne sürülen zararın meydana gelmesinde davalı idarenin sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar esas yönünden hukuka uygun, davacı aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücreti yönünden hukuka aykırı bulunmuş ve kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.
KARAR DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, olay tarihinde olağanüstü yağış bulunmadığı halde taşınmazını su basmasının drenaj kanallarının bakım ve temizliğinin yapılmadığını ve idarenin hizmet kusurunun bulunduğunu ortaya koyduğu, Asliye Hukuk Mahkemesinde yaptırdıkları tespitte drenaj kanallarının bakım ve temizliğinin yeterince yapılmadığının belirlendiği, İdare Mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesinin tespit raporu ve Tarsim kayıtlarının yeterli ve gerekli düzeyde incelenmediği, gerekli olmasına rağmen keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadığı, eksik inceleme yapılarak nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 05/12/2019 tarih ve E:2014/6551, K:2019/9397 sayılı kararı kaldırılarak davacının temyiz istemi yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden;
1- Bursa ili, Yıldırım ilçesi, ... Mahallesi, .... Mevkiinde bulunan, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın 1/2 hisseli maliki olan davacı tarafından, Kasım 2010 tarihinde meydana gelen yağışlar neticesinde, drenaj kanallarının taşınmazda biriken suyu tahliye edememesinden dolayı ağaçlarının kuruduğu, ancak ağaçların o mevsimde henüz çiçek ve yaprak çıkarmaması nedeniyle kurumanın hemen fark edilemediği,
2- Söz konusu meyve bahçesinin 14/02/2011 tarihinde TARSİM'e sigorta ettirildiği, ağaçların kurumasının fark edilmeye başlanması üzerine TARSİM'e hasar müracaatında bulunulduğu ve TARSİM eksperlerince hazırlanan 25/05/2011 tarihli raporda, meydana gelen zararın teminat kapsamı dışında olan taban suyu yükselmesinden kaynaklandığının belirtildiği,
3- Bunun üzerine davacının delil tespiti talebi kapsamında ... Asliye Hukuk Mahkemesince ... D.İş sayılı dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda; davacının hissesine düşen alanda 1400 adet 14-15 yaşlarında şeftali ağacının bulunduğunun, bunların büyük bir kısmının zeminden yaklaşık 1 m yüksekten kesilmiş olduğunun, az sayıda da kurumuş şeftali ağacı bulunduğunun, kesik gövdelerin kuru olduğunun, ancak kesim öncesi de kuru olup olmadıklarının tespitinin mümkün olmadığının, şeftali ağacı köklerinin suya aşırı hassas olduğunun belirtildiği, Bursa Ovasının taban suyu seviyesinin oldukça yüksek olduğunun, taban sularının taşınmazlarda birikmesinin önlenmesi için DSİ Genel Müdürlüğü tarafından ovada drenaj kanalları açıldığının, taşınmaza 300 m. uzaklıkta bir drenaj kanalı bulunduğunun, ancak taşınmazla arasında önemli bir kot farkı bulunmadığının, bakımının zamanında ve gereği gibi yapılamaması halinde taşınmaza mutlaka zarar vereceğinin, keşif günü yapılan incelemelerde drenaj kanalının bakımının yetersiz olduğunun, ancak kanallarda su olmaması nedeniyle kesim öncesi ağaçlar kurumuş olsa bile bunun sebebinin drenaj kanalları olup olmadığının kesin olarak anlaşılamadığının ifade edildiği ve davacının zararının 375.200,00 TL olarak hesaplandığı, bunun üzerine, davacı tarafından 31/10/2011 tarihinde tazminat ödenmesi istemiyle, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne yapılan başvurunun 08/12/2011 tarihinde reddedilmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 375.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. İdarenin belirtilen bu sorumluluğu hukuk devleti ilkesinin doğal sonucudur.
Zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen olay tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2 maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirme görevi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
İdarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için de bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylem nedeniyle meydana gelmesi ve oluşan zararla idari işlem veya eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.
İdarenin üstlendiği kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle zorunlu olduğu; hizmetin işleyiş ve ifası sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçek veya tüzel kişilere verilen zararların -hukuken geçerli biçimde ispatlanması şartıyla- idarece tazmininin gerekeceği idare ve sorumluluk hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar, idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararı ifade etmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacının dava konusu taşınmazı kiraladığı kiracı tarafından, oluşan zararın karşılanması için ... İşletmesi A.Ş. (TARSİM)'ye yapılan başvuru neticesinde, TARSİM tarafından taşınmazda inceleme yapmak üzere görevlendirilen eksperlerce düzenlenen 25/05/2011 tarihli hasar tespit tutanağı ve raporunda; taşınmazda su yüksekliğinin 30 cm'ye kadar çıktığının belirtildiği, suyun taşınmazın üzerinde birkaç gün kalması sonucunda, taban suyu yüksekliği nedeniyle taşınmazda bulunan 1400 şeftali ağacından 1000 adedinin kuruduğunun, diğerlerinin de kurumaya başladığının tespit edildiği görülmektedir.
Davacının talebi üzerine ...Asliye Hukuk Mahkemesinde ... D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 14/10/2011 tarihli raporda ise; taşınmazda tespit edilen 1400 şeftali ağacının büyük bir kısmının zeminden yaklaşık 1 m yüksekten kesilmiş olduğunun, kesik gövdelerin kuru olduğunun, ancak kesim öncesi de kuru olup olmadıklarının tespitinin mümkün olmadığının, drenaj kanallarının bakımının yetersiz olduğunun, keşif tarihinin yağışların az olduğu bir döneme rastlamasından dolayı gerek kanallarda gerekse taşınmazda hiç su olmadığının, kanallarda su olmaması nedeniyle ağaçların kurumasına sebep olacak boyutta bir bakım eksikliği olup olmadığı konusunda net bir sonuca varılamadığının, bu hususun yağışların başladığı bir dönemde incelenmesi gerektiğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.
Söz konusu iki raporun bir arada değerlendirilmesinden; 25/05/2011 tarihli hasar tespit tutanağı ve raporunda, herhangi bir kesik ağaçtan bahsedilmeksizin 1000 adet ağacın kuruduğunun belirtildiği, bu açıdan 14/10/2011 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazda kesik olduğu belirtilen ağaçların kurumadan önce kesilmediklerinin açık olduğu, ayrıca bu kurumanın sebebinin taban suyu yüksekliği olduğunun 25/05/2011 tarihli raporla, drenaj kanalının bakımının yetersiz olduğunun da 14/10/2011 tarihli rapor ile tespit edilmesi karşısında, somut olayda, drenaj kanallarının yetersiz kalmasının tipik sonucu olan, taşınmazlara zarar verecek miktardaki suyun tahliye edilememesi, dolayısıyla da taban suyunun yükselmesi durumunun gerçekleştiği, daha açık bir ifadeyle, davacının taşınmazındaki taban suyunun yükselmesinin sebebinin, drenaj kanalındaki bakım eksikliği nedeniyle taşınmazda biriken suların tahliye edilememesi olduğu sonucuna varılmaktadır.
Buna göre, davalı idarenin, drenaj kanallarının bakımına yönelik 6200 sayılı Kanun'dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmede kusurlu olduğu kanaatine varıldığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemektedir.
Ayrıca, ilk derece Mahkemesi tarafından verilen 19/10/2012 tarihli ara kararına cevaben ... Genel Müdürlüğünden gönderilen ... tarih ve .... sayılı rasat bilgisi ve eki bilgi belgelerde, Kasım 2010 tarihinde yaşanmış bir olağanüstü hasardan ve aşırı yağıştan bahsedilmediği görülmekle, zararın gerçekleşmesinin tabii afetten, dolayısıyla mücbir sebepten kaynaklanmadığı ve bu durumda davalı idarenin kusurlu eylemiyle zarar arasındaki illiyet bağını kesen herhangi bir sebebin bulunmadığı da anlaşılmıştır.
Öte yandan, İdare Mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada, zarar miktarının tespiti amacıyla dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmekte olup, bu hesaplamada; dosya içeriğinde yer alan tapu senedi ve kaydında davacının taşınmazın 1/2 hisseli maliki olduğu anlaşıldığından ve zarar tarihi itibariyle taşınmaz kiralanmış olduğundan, ilgili kira sözleşmesinin dosya kapsamına dahil edilmek suretiyle sözleşmenin türüne (ürün kirası, hasılat kirası vs.) ve süresine göre değerlendirme yapılarak öncelikle ürün zararına hükmedilip hükmedilmeyeceği, hükmedilecekse de hangi oranda hükmedileceğinin belirlenmesi, ardından da kuruyan ağaç (25/05/2011 tarihli tutanak ve rapor ile 14/10/2011 tarihli bilirkişi raporunda kuruduğu tespit edilen) zararları ve varsa kereste bedeli gibi yararları ile mevcutsa taşınmazdaki kalıcı değer kayıplarının dikkate alınması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulamaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
Dosyadaki belgeler ile iddiaların incelenmesinden; düzeltme istemine konu Daire kararının hukuka ve usule uygun olduğu, düzeltilmesini gerektirecek bir halin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.