19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/20895 Karar No: 2020/3664 Karar Tarihi: 06.05.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/20895 Esas 2020/3664 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dolayı mahkumiyet ve nakil aracının iadesi kararı vermiştir. Nakil aracının müsaderesinin reddi kararı talebi de incelenmiştir. Mahkeme, aracın iadesi kararının uzun bir süreç alacağı ve mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı gerekçesiyle müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine karar vermiştir. Mahkumiyet kararına yönelik temyiz talepleri incelendiğinde, 7242 sayılı Kanun kapsamında sanık lehine hükümler içeren düzenlemelerin yapıldığı ve sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği kararına varılmıştır. Kanunların uygulanma koşullarının yerel mahkemece belirlenmesinin zorunlu olduğu vurgulanmıştır. Kanunlar: 5607 sayılı Kanun’un 13. maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 54. maddesi, 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi, 5607 sayılı Kanun’un geçici 12. maddenin 2. fıkrası, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2019/20895 E. , 2020/3664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. 1-Nakil aracının müsaderesinin reddi kararı bakımından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde, Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun’un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, 2 numaralı bozma kararıyla birlikte, aracın iadesi hükmününde ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa’nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldırdığı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine oy birliğiyle karar verildi. Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin hükümde gösterilen gerekçeler yerinde görüldüğünden, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddine ilişkin HÜKMÜN ONANMASINA, 2-Mahkumiyet kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde, Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı da gözetilerek değişen ve lehe sonuıç doğuran kanun maddelerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının yerel mahkemece belirlenmesi ve sonucuna göre yeniden hüküm kurulması zorunluluğu Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca HÜKMÜN, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.