Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10490
Karar No: 2022/2914
Karar Tarihi: 02.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10490 Esas 2022/2914 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10490 E.  ,  2022/2914 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 21. İş Mahkemesi

    Dava, Kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı dava dilekçesinde özetle; Bağ-Kur süresini 31.05.2011 tarihinde yapmış olduğu müracaatla ihya ettiğini, Kurum tarafından bildirilen 3006 gün karşılığı olan 13.575,10 TL'yi süresi içerisinde yatırdığını, borçlandığı (ihya) sürelerinin, 30/06/1986 - 31/12/1988, 15/04/1997 - 20/02/2003 tarihleri arası 3006 gün olduğunu belirterek, 10.10.2013 tarihinde yaşlılık tahsis talebinde bulunduğunu, ancak Kurumun ihya yapmış olduğu sürelere ait yatırmış olduğu 13.575,10 TL'nin tekrardan borçlanma koduna aktardığını belirterek, 01.05.2008 tarihinde başlayan Bağ-Kur sigortalılığının 6183 sayılı Kanun 48. maddesine istinaden 12 ay ve üzeri prim borcundan dolayı prim borçlarının ve Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin 63. kod işlenerek silinmesini, 10.10.2013 tarihli tahsis talebi nazarında yaşlılık aylığı bağlanmasını talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; geçmiş Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut olmadığından davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI:
    İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkeme hükmü yerinde görülerek istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı, Kurum işleminin yerinde olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.04.1985 - 31.12.1988 ve 15.04.1997 - 02.08.1998 tarihleri arasında vergi, 04.05.1998 tarihinden itibaren oda kaydı bulunan davacının, 31.05.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa kapsamında 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesine istinaden durdurulan sigortalılık sürelerinin ihyası talebinde bulunması üzerine, 30.06.1986 - 31.12.1988 ve 15.04.1997 - 20.02.2003 tarihleri arasında 3006 gün karşılığı tebliğ edilen ihya borcunu süresinde yatırdığı, 10.10.2013 tarihli tahsis talebi üzerine, ... Dayanıklı Tüketim Mamülleri Ltd. Şti den 29.05.1998 - 24.09.2013 tarihleri arasında ortaklığının bulunduğunun tespit edilmesi üzerine, 09.04.2012 - 17.12.2012, 24.09.2013 - 30.09.2013 tarihleri arasındaki 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a kapsamındaki sigortalılığı da dikkate alınarak, anılan yasanın 4/1-b kapsamındaki süreleri 01.04.1985 - 31.12.1988, 15.04.1997 - 08.04.2012, 18.12.2012 - 23.09.2013 olarak yeniden düzenlenerek ve ihya sürelerinin 30.08.1986 - 31.12.1988 ve 15.04.1997 - 30.04.2008 tarihleri arası 4876 gün olarak güncellendiği, mahsup talebi, güncellenen ihya borcunun ödenmemesi, ödenen kısmın prim hesabına aktarılması ve yapılan tüm ödemeler dikkate alındığında, sigortalılığın 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17. maddesi kapsamında 30.06.1986 tarihi itibariyle, Geçici 63. madde kapsamında ise 31.12.2011 tarihi itibariyle durdurularak ödenmeyen borcu ve hizmetinin silindiği, davacının hali hazırda 01.04.1985 - 30.06.1986 ve 01.05.2008 - 31.12.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur'lu kabul edildiği anlaşılmıştır.
    01.04.1989 - 17.06.1995, 14.05.1998 - 30.09.1998, 21.02.2003 - 30.08.2005, 01.04.2006 - 30.07.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunan davacının, 29.05.1998 tarihinden itibaren limited şirket ortaklığı bulunduğunun anlaşılması üzerine, bu tarihten itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında kalan hizmet süreleri ile çakışan sürelerde Bağ-Kur'lu kabul edilerek söz konusu ihtilafın çıkartıldığı anlaşılmakla, mahkemece bu dönem yönünden usulüne uygun araştırma yapılması gerekmektedir.
    Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup, buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir.
    Çakışan sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde;
    a) 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin ilk fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüştür.
    b)5510 sayılı yasanın 53. maddesinin ilk fıkrası daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
    c) 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Baskın çalışma, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler araştırılmak suretiyle belirlenen ve kişinin emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınması gereken çalışmadır.
    Diğer bir anlatımla; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
    Belirtilen açıklamalar nazarında, mahkemece çakışan süreler yönünden baskın sigortalılığın baskın sigortalılığın araştırılması gerekmekte olup, buna göre gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulup, kurum işleminin yerinde olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi