Esas No: 2019/153
Karar No: 2022/1721
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 8. Daire 2019/153 Esas 2022/1721 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/153 E. , 2022/1721 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/153
Karar No : 2022/1721
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:
Davacının yetkili temsilcisi olduğu şirkete ait Özel Karekök Dershanesi adlı işletmenin kapatılmasına ve kurucusunun 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya devralma yada ortak olma izni verilmemesine ilişkin ...tarih E....işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; davacının yetkili temsilcisi olduğu şirket tarafından, aynı işleme karşı Mahkemenin ...esasına kayden dava açıldığı ve yapılan yargılama neticesinde, ...gün ...sayılı karar ile ...gün ...sayılı işlemin iptaline hükmedildiği, aynı işleme karşı açılan bakılmakta olan işbu dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usul ve esasa aykırı olan kararın bozulması gerektiği, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının yetkili temsilcisi olduğu şirkete ait Özel Karekök Dershanesi adlı işletmenin kapatılmasına ve kurucusunun 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya devralma yada ortak olma izni verilmemesine ilişkin ...tarih E....işlemin; hukuka aykırı olduğu, zira Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin ilgili hükmünde, 5 yıllık men cezasının kurumu kapatan kurucuya verileceğinin hüküm altına alındığı, ancak eğitim kurumunun idare tarafından kapatıldığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2.maddesinde, "Kurum: Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını, c) (Değişik: 1/3/2014-6528/9 md.) Okul: Özel eğitim, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim ile Bakanlıkça dönüşüm programına alınan kurumlardan 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonuna kadar faaliyetleri devam eden ortaöğretim özel okulları... m) Kurucu: Kurumun sahibi olan ve adına kurum açma izin belgesi düzenlenen gerçek veya tüzel kişiyi..."; "n) Kurucu temsilcisi: Özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler adına seçilen kişiyi... ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
"Kurum açma izninin iptali, kurumun kapatılması, devri ve nakli" başlıklı 7.maddesinde, "Kurum açma izni verilen kurumlardan iki yıl içerisinde faaliyete başlamayan, faaliyete başladıktan sonra yönetmelikte belirtilen süreden daha fazla izinsiz ara veren veya söz konusu izni amacı dışında kullandığı tespit edilen kurumların kurum açma izni ve iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. (Değişik ikinci fıkra: 2/12/2016-6764/62 md.) Özel öğretim kurumunun; a) Bakanlıkça onaylı yerleşim planında izinsiz değişiklik yapması, b) Gerçeğe aykırı reklam ve ilan vermesi veya reklam ve ilanlarda öğrenci resim ve bilgilerini kullanması, c) Haftalık ders çizelgesi ve programları Bakanlık izni olmadan kurumda uygulaması, d) Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelik ve yönergelerde belirtilen hükümlere aykırı fiillerde bulunması, e) Mevzuatta belirtilen sayıda personel çalıştırmaması veya mevzuata aykırı personel çalıştırması, f) 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uymaması, g) Kurum açma şartlarından herhangi birini kaybetmesi, h) Mevzuata uygun olarak kapatılmaması, hâllerinde; (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin beş katı; (e) ve (f) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin on katı ve (g) bendindeki fiil için brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası uygulanır. Bu fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki fiillerin tekrarı hâlinde idari para cezası miktarı beş kat artırılarak uygulanır ve bu bentlerdeki fiillerin üçüncü kez tekrarlanması hâlinde ise kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir, (h) bendindeki fiilin işlenmesi hâlinde brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası verilir ve kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. İdari para cezası, kurum açma iznini vermeye yetkili makam tarafından verilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir. Okul kurucusu/kurucu temsilcisi; Bakanlığa, yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve öğrenci/kursiyerlere en az üç ay önce yazılı olarak bildirmek şartıyla ve gerekçesi Bakanlıkça uygun bulunduğu takdirde öğretim yılı sonunda okulunu kapatabilir. Okullar dışındaki diğer kurumların kurucusu/kurucu temsilcisi valiliğe, yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve öğrenci/kursiyerlere en az üç ay önce yazılı olarak bildirmek şartıyla ve gerekçesi valilikçe uygun bulunduğu takdirde dönem sonunda kurumunu kapatabilir. Kapanan veya kapatılan kurum; mühürlerini, yönetici, öğretmen ve öğrencilerle ilgili bütün defterlerini, dosyalarını ve diğer evrakını ilgili valiliğe devir ve teslim etmeye mecburdur. (Değişik ikinci cümle: 2/12/2016-6764/62 md.) Devir ve teslimden kaçınan veya bu görevi savsaklayan kurucu hakkında brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası uygulanır. (Ek fıkra: 2/12/2016-6764/62 md.) Bu Kanunda belirtilen şartlara uymadan kurumunu kapatanlar ile soruşturma sonucu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilen kurucuya beş yıl geçmeden tekrar kurum açma izni veya bir kurumu devralma ya da bir kuruma ortak olma izni verilmez. Kapatılan kurumlarla ilgili olarak öğrenci/kursiyer veya velilerinin, kurucular aleyhine genel hükümlere göre dava açma hakları saklıdır. Kurumların devri ve nakline ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
20.03.2012 gün 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 5.maddesinde, "Kanunun 3 üncü maddesinin on birinci fıkrasında belirtilen yerlerin mülki idare amirleri tarafından görevlendirilen yetkililerce tespiti halinde bu yerleri kuran veya işletenlere Kanunda belirtilen miktarda idari para cezası valilikçe verilir. Verilen idari para cezası, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgiliye tebliğ edilir, takip ve tahsili için ise Maliye Bakanlığının ildeki ilgili birimine bildirilir. Ayrıca bu yerler valilikçe kapatılır." hükmü, "Kurucunun kurumu kapatması ve program iptali" başlıklı 20.maddesinde, " Bir okulun kurucusu; millî eğitim müdürlüğü kanalıyla Bakanlığa, diğer kurumlarda ise millî eğitim müdürlüğüne, eğitim personeli ve diğer personel ile öğrenci veya kursiyerlere en az üç ay önce yazılı olarak bildirmek şartıyla gerekçesi kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren merci tarafından uygun bulunan okulları öğretim yılı sonunda, diğer kurumları ise dönem sonunda kapatabilir. (2) Kurum, valilikçe yapılacak inceleme sonucunda kurumda öğrenim gören öğrenci veya kursiyer bulunmaması, eğitim personeli ve diğer personelin özlük ve benzeri hakları açısından ilişiğinin kalmaması ve kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren merci tarafından da uygun görülmesi hâlinde öğretim yılı sonu veya dönem sonundan önce de kapatılabilir. (3) Kurucunun isteği üzerine kurumlarda uygulanan programlardan birinin iptali için; il millî eğitim müdürlüklerince o programda kayıtlı öğrenci veya kursiyer bulunmadığı ve iptalinde sakınca olmadığına ilişkin düzenlenecek rapora göre kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren merci tarafından program iptal edilir." hükmüne, "Usulsüz kapatma" başlıklı 22.maddesinde ise; " Bu Yönetmeliğin 20 nci maddesinde belirtilen şartlara uymadan kurumunu kapatan kurucuya 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya bir kurumu devir alma ya da ortak olma izni verilmez. Bu durumda öğrenci, kursiyer veya velilerinin kurucular aleyhine genel hükümlere göre açacakları davalar saklı kalmak kaydıyla o öğretim yılı veya döneminde alınan öğrenci veya kursiyerlerden alınan ücretler, bu Yönetmeliğin 56 ncı maddesi hükümlerine göre iade edilir." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında; "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." hükmü ile "İdari davaların açılması" başlıklı 3. maddesinde; "İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Dilekçelerde; a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller, c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi, d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar, e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, gösterilir. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur." hükmüne yer verilmiş; 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçelerinin, diğer ilk inceleme konuları yanında ehliyet yönünden de inceleneceği belirtilmiş; aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/b bendinde ise, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan hükme göre, iptal davası açılabilmesi için gerçek yada tüzel kişiler ile dava konusu işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin varlığı yeterli bulunmaktadır. Başka bir deyişle, İdare Hukukunun genel ilkelerine göre idari işlemin değişiklik yarattığı ya da doğmasına engel olduğu hukuki durumla, menfaat bağı olan herkes bu idari işlemin iptalini isteyebilecektir.
Bir başka ifadeyle, İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan birisi olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Yasa'nın 14. maddesi uyarınca dava dilekçeleri; a) görev ve yetki b) idari mercii tecavüzü c) ehliyet d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı e) süre aşımı f) husumet ve g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla incelenmekte; ilk inceleme sonucunda dilekçelerde yasaya aykırılık görülürse 15. maddedeki kararlardan biri verilmekte, yasaya aykırılık görülmediği takdirde dosya tekemmüle tabi tutulmaktadır.
Dolayısıyla iptal davası açılabilmesinin ön koşullarından biri davacının objektif ve subjektif dava ehliyetinin olmasıdır.
Danıştay'ın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul Valiliği'nin ...gün ...sayılı Olur'u gereği, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi'nde usulsüz eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunan kurumların tespiti ve mevzuat hükümleri gereğince yaptırıma tabi tutulması amacıyla, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü denetim elamanlarınca dershanecilik faaliyetine ilişkin tespitler ışığında hazırlanan 04/08/2016 gün 10807 sayılı soruşturma raporununda, davacı kuruma ait işletmenin dershanecilik faaliyetinde bulunmadığının sabit olduğu, ancak usulsüz kurum kapatmaya ilişkin yönetmelik hükümlerince işlem tesis edilebileceği önerisi doğrultusunda, İstanbul Valiliği'nce davacı kuruma ait dershanenin kapatılarak, kurucuya 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma ve devralma ya da ortak olma izni verilmemesine dair ...gün E....sayılı işlemin tesisi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden anlaşıldığı üzere; Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Usulsüz kapatma" başlıklı 22.maddesinde göre; bir okulun kurucusunun; millî eğitim müdürlüğü kanalıyla Bakanlığa, diğer kurumlarda ise millî eğitim müdürlüğüne, eğitim personeli ve diğer personel ile öğrenci veya kursiyerlere en az üç ay önce yazılı olarak bildirmek şartıyla gerekçesi kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren merci tarafından uygun bulunan okulları öğretim yılı sonunda, diğer kurumları ise dönem sonunda kapatabileceği kuralına uymadan kurumunu kapatan kurucuya 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya bir kurumu devir alma ya da ortak olma izni verilmeyecektir.
Dolayısıyla; Yönetmeliğin 22. maddesi uyarınca uygulanacak yaptırım ancak; kurucuya yönelik olarak tesisi mümkün olup; bu çerçevede, kurucuya 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya devralma yada ortak olma izni verilmemesine ilişkin işlemlerde kurucu temsilcinin şahsi menfaati bulunmamaktadır.
Yine; Özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler adına seçilen kişi olarak tanımlanan kurucu temsilci tarafından kurum açma izninin iptali, iş yeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ya da kurumun kapatılması yolunda tesis edilen işlemlere dava açabileceği açık olup; ancak açılacak davaların "kurucu temsilci sıfatıyla kurucu adına" açılması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin kurumun kapatılmasına ilişkin kısmı yönünden "kurucu temsilci sıfatıyla kurucu adına açılmadığı; kurucuya 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya devralma yada ortak olma izni verilmemesine ilişkin kısmı yönünden ise; kurucu temsilci hakkında hukuki sonuç doğurmadığı görüldüğünden davacının şahsi menfaatinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlıkta dava açma ehliyeti bulunmayan davacı tarafından açılan davada Mahkemece ehliyet yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken konusuz kaldığından bahisle verilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya / davalı idareye iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Davacının yetkili temsilcisi olduğu şirkete ait ...Dershanesi adlı işletmenin kapatılmasına ve kurucusunun 5 yıl geçmeden tekrar kurum açma veya devralma yada ortak olma izni verilmemesine ilişkin ...tarih E....işlemin; hukuka aykırı olduğu, zira Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin ilgili hükmünde, 5 yıllık men cezasının kurumu kapatan kurucuya verileceğinin hüküm altına alındığı, ancak eğitim kurumunun idare tarafından kapatıldığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2.maddesinde, "Kurum: Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını, c) (Değişik: 1/3/2014-6528/9 md.) Okul: Özel eğitim, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim ile Bakanlıkça dönüşüm programına alınan kurumlardan 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonuna kadar faaliyetleri devam eden ortaöğretim özel okulları... m) Kurucu: Kurumun sahibi olan ve adına kurum açma izin belgesi düzenlenen gerçek veya tüzel kişiyi..."; "n) Kurucu temsilcisi: Özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler adına seçilen kişiyi... ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer alan tanımlardan hareketle; özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler adına seçilen kişi olarak tanımlanan "kurucu temsilci" tarafından, kurucu temsilcisi olduğu kurumun kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının iptalleri ya da kurumun kapatılması yolunda tesis edilen işlemlerde "kurum adına kurucu temsilci sıfatı belirtilmeksizin dava açma ehliyetinin olduğu görüşüyle, çoğunluk kararının ilgili kısmına katılmıyorum.