Esas No: 2019/13571
Karar No: 2022/3152
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/13571 Esas 2022/3152 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/13571 E. , 2022/3152 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13571
Karar No : 2022/3152
DAVACILAR : 1- … Belediye Başkanlığı
2- … Belediyeler Birliği
VEKİLLERİ : Av. ...
DAVALI : ...Bakanlığı - ...
VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
DAVANIN KONUSU : 14/02/2018 tarih ve 30332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin, 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 1. maddesinin öncelikli olarak iptali ve bu maddenin iptali halinde, uygulanma kabiliyeti kalmayacağından bahisle, Yönetmeliğin diğer maddelerinin de iptali istenilmektedir.
DAVACILARIN İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesiyle, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasının Yönetmeliğin amacıyla çeliştiği; bu maddelerin yürürlükten kaldırılması sebebiyle, hukuka aykırı olarak, mevzuatta boşluk oluşturulduğu ve 16. maddede belirtilen genel kirletme yasakları ile yürürlükten kaldırılan diğer maddelerde, her bir koruma alanına mahsus olmak üzere ayrı ayrı düzenlenen yasakların kaldırılarak, tüm bu faaliyetlere izin verilmesinin söz konusu olduğu; ayrıca, dava konusu Yönetmeliğin Anayasaya, hukukun genel ilkelerine, uluslararası sözleşmelere ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, dava konusu düzenleme ile yürürlükten kaldırılan 16., 17., 18., 19. ve 20. maddelerinde düzenlenen tüm hususların, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca hazırlanan ve 28.10.2017 günlü, 30224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlendiği; bu nedenle, dava konusu düzenleme nedeniyle, içme kullanma suyu kaynaklarının korunmasına ilişkin esaslar konusunda mevzuatta boşluk oluştuğu iddiasının dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek dava konusu Yönetmeliğin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ :
Davanın, Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ : Dava ,14/02/2018 günlü, 30332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin, 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
31/12/2004 tarihli,25687 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin İçme ve Kullanma Suyu Temin Edilen Kıtaiçi Yüzeysel Sularla İlgili Kirletme Yasakları başlıklı bölümünde;
" Madde 16 — İçme ve kullanma suyu rezervuarlarının ve benzeri su kaynaklarının korunmasında, kaynağın ve havzasının özellikleri bilimsel çalışmalar ile değerlendirilerek, koruma alanlarının tanımı ve koruma esasları ile ilgili olarak her kaynak ve havzasına ilişkin özel hükümler getirilinceye kadar aşağıda verilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir. Özel hükümler Bakanlıkça veya Bakanlıkla koordineli olarak ilgili valiliklerce yapılır/yaptırılır. Özel hükümlerin ilgili imar planlarında ve çevre düzeni planında aynen yer alması ve idare tarafından uygulanması esastır.
a) İçme ve kullanma suyu rezervuarına atık su deşarj edilemez. Su kaynağını besleyen akar ve kuru derelere ise su kalitesini değiştirecek şekilde atık su deşarjına izin verilmez.
b) Her türlü katı atık ve artıklar bu tür su kaynaklarına atılamaz ve atılmasına izin verilemez.
c) Akaryakıt ile çalışan kayık, motor ve benzeri araçların kullanılmasına izin verilmez. Yelkenli, kürekli veya akümülatör ile çalışan vasıtalara ve sallara izin verilebilir.
Ancak, göl yüzey alanının çok büyük olması nedeniyle yöre halkının; güvenlik, toplu taşıma, su ürünleri çıkarılması gibi gerekli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, akaryakıt ile çalışacak su araçlarının kullanılmasına su alma yapısına 300 metreden daha yakın olmamak şartıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce izin verilebilir. Bu amaçla kullanılacak araçlarda oluşabilecek her türlü atıksu ve sintine suyunun arıtıldıktan sonra bile içme ve kullanma suyu rezervuarına boşaltılması yasaktır.
d) İçme ve kullanma suyu rezervuarlarının su toplama havzaları içinde bulunan devlete, belediyelere ve kamuya ait araziler koruma alanları için verilen kısıtlamalara tabidir.
Ancak askeri tesisler için bu kısıtlamalar, Millî Savunma Bakanlığı ile Bakanlıkça ayrıca belirlenir.
e) Yüzme, balık tutma, avlanma, piknik yapmaya, su alma noktasına 300 metreden daha yakın olan yerlerde izin verilemez.
f) İçme ve kullanma suyu temin edilen rezervuarlarda ihale yoluyla balık avı yapılması, su ürünleri çıkarılması ve yetiştiriciliğinin yapılması yasaktır. Ancak, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ekonomik bölge oluşturulan rezervuarlarda Bakanlık ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığından olumlu görüş almak kaydıyla, ihale yoluyla balık avı yapılmasına ve su ürünleri çıkarılmasına izin verilebilir.
g) Derelerden kum ve çakıl çıkarılması amacıyla kum ocağı açılmasına izin verilmez.
Mutlak Koruma Alanı
Madde 17 — Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarının maksimum su seviyesinden itibaren 100 m genişlikteki şerit, mutlak koruma alanıdır. Söz konusu alanın sınırının su toplama havzası sınırını aşması halinde, mutlak koruma alanı havza sınırında son bulur. Bu alanda aşağıda belirtilen koruma tedbirleri alınır,
a) Koruma alanı içinde kalan bölge, su tutma yapısını halihazırda yapan veya yapacak idarece kamulaştırılır. Doğal göllerde ise kamulaştırma suyu kullanan idare/idarelerce yapılır. Mevcut içme ve kullanma suyu amaçlı yapay ve doğal göllerin mutlak koruma alanının kamulaştırılması suyu kullanan idare veya idarelerce yapılır.
b) İçme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerine ait mecburi teknik tesisler hariç olmak üzere, bu alanda hiçbir yapı yapılamaz. Bu alanda kalan mevcut yapılar dondurulmuştur.
c) Çevre düzeni planına uyularak, bu alan içinde gölden faydalanma, piknik, yüzme, balık tutma ve avlanma ihtiyaçları için cepler teşkil edilir. Bu cepler su alma yapısına 300 metreden daha yakın olamaz.
d) Kamulaştırmayı yapan idarece gerekli görülen yerlerde alan çitle çevrilir veya koruma alanı teşkil edilir.
Kısa Mesafeli Koruma Alanı
Madde 18 — Kısa mesafeli koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının mutlak koruma alanı sınırından itibaren 900 m genişliğindeki şerittir. Söz konusu alan sınırının, su toplama havzası sınırını aşması halinde, kısa mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. Kısa mesafeli koruma alanı içinde;
a) Turizm, iskan ve sanayi yerleşmelerine izin verilemez.
b) Her türlü katı atık ve artıkların depolanmasına ve atılmasına izin verilemez.
c) Bu Yönetmeliğin 17 nci maddesinin (b) bendinde anılan mecburi teknik tesisler ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına giren uygulamalar dışında hafriyat yapılamaz.
d) Sıvı ve katı yakıt depolarına izin verilemez. Bu alanda kalan mevcut yapılar dondurulmuştur. Dondurulan binalarda mevcut oturma alanında değişiklik yapmamak, kullanım maksadını değiştirmemek ve dış cephede mimari değişiklik yapmamak şartıyla gerekli tadilat ve bakım yapılabilir.
e) Bu alanın rekreasyon ve piknik amacıyla kullanılmasına dönük kamu yararlı ve günü birlik turizm ihtiyacına cevap verecek, sökülüp takılabilir elemanlardan meydana gelen, geçici nitelikte kır kahvesi, büfe gibi yapılara, suyu kullanan idarece onanmış çevre düzeni ve uygulama planlarına ve plan kararlarına uygun olarak izin verilebilir.
f) Bu alanda yapılacak ifrazlardan sonra elde edilecek her parsel 10000 m2 den küçük olamaz. (e) bendinde belirtilen nitelikteki yapıların kapalı kısımlarının toplam alanı her parselde 100 m2 yi geçemez.
g) (e) bendinde belirtilen yapıların atık suları, Sağlık Bakanlığının 13/3/1971 tarihli ve 13783 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Lağım Mecrası İnşaası Mümkün Olmayan Yerlerde Yapılacak Çukurlara Ait Yönetmelik hükümlerine göre yapılacak olan sızdırmaz nitelikteki fosseptiklerde toplanır ve atıksu altyapı tesisine verilir.
h) Suni gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla, hayvancılık ile ilgili yapılar hariç olmak üzere kontrollü otlatmaya ve diğer tarımsal faaliyetlere Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kontrol ve denetiminde izin verilir. Ayrıca erozyonu azaltıcı metodların uygulanması esastır.
ı) Zorunlu hallerde, imar planı gereği yapılacak yolların bu alandan geçecek olan kısımlarında sadece ulaşımla ilgili işlevlerine gerekli tedbirlerin alınması şartı ile izin verilebilir. Dinlenme tesisi, akaryakıt istasyonu ve benzeri tesisler yapılamaz.
j) Bu alanda 4/9/1988 tarihinden veya kaynağın içme ve kullanma suyu kapsamına alındığı tarihten önce mevcut olan yerleşim ve sanayi tesislerinden kaynaklanan atık suların havza dışına çıkartılması esastır.
Orta Mesafeli Koruma Alanı
Madde 19 — Orta mesafeli koruma alanı içme ve kullanma suyu rezervuarlarının kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren 1 kilometre genişliğindeki şerittir. Söz konusu alan sınırının su toplama havzası sınırını aşması halinde, orta mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. Bu alandaki koruma tedbirleri aşağıda belirtilmiştir;
a) Bu alanda hiçbir sanayi kuruluşuna ve iskana izin verilemez.
b) Bu alanda yapılacak ifrazlardan sonra elde edilecek her parsel 5000 m2 den küçük olamaz. Bu parsellerin tapu ve kadastro veya tapulama haritasında bulunan bir yola, yapılan ifrazdan sonra en az 25 metre cephesi bulunması mecburidir.
c) Bu alanda bulunan parsellerde sıhhi ve estetik mahzur bulunmadığı takdirde; parsel sathının %5 inden fazla yer işgal etmemek, inşaat alanları toplamı 2 katta 250 m2 yi, saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği h = 6.50 metreyi aşmamak, yola ve parsel sınırlarına 5 metreden fazla yaklaşmamak şartı ile, bir ailenin oturmasına mahsus bağ veya sayfiye evleri yapılmasına izin verilebilir.
Bu alanda ayrıca, yerleşik halkın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla entegre tesis niteliğinde olmayan mandıra, kümes, ahır, ağıl, su ve yem depoları, hububat depoları, gübre ve silaj çukurları, arıhaneler ve un değirmenleri gibi konut dışı yapılara, mahreç aldığı yola 10 metreden, parsel hudutlarına 5 metreden fazla yaklaşmamak ve inşaat alanı kat sayısı % 40 ı ve yapı yüksekliği h = 6.50 metreyi geçmemek şartı ile suyu kullanan idarece izin verilebilir. Beton temel ve çelik seralar yaklaşma mesafelerine uyulmak şartı ile inşaat alanı katsayısına tabi değildir.
Beton temel ve çelik çatı dışındaki basit örtü mahiyetindeki seralar ise yukarıda belirtilen çekme mesafeleri ve inşaat alanı katsayısına tabi değildir. Bu tesisler hakkında başka bir amaçla kullanılmayacağı hususunda tesis sahiplerince Valiliğe noter tasdikli yazılı taahhütte bulunulması ve uygun görüşünün alınması gerekmektedir. Bu maddede anılan yapılar ilgili Bakanlık ve kuruluşlarca hazırlanmış bulunan 1/50 veya 1/100 ölçekli tip projeler üzerinden yapılabilir. Ayrıca tüm yapıların imar mevzuatına uygun olarak yapılması gerekir.
d) (c) bendinde belirtilen tesislerin atıksuları, ancak teknik usuller tebliğinde verilen sulama suyu kalite kriterlerine uygun olarak arıtıldıktan sonra sulamada kullanılabilir.
e) Bu alanda galeri yöntemi ile patlatmalar, kırma, eleme, yıkama, cevher hazırlama ve zenginleştirme işlemleri yapılamaz. Madenlerin çıkarılmasına; sağlık açısından sakınca bulunmaması, mevcut su miktar ve kalitesini bozmayacak ve alıcı ortama atıksu deşarjı oluşturmayacak şekilde çıkartılması, faaliyet sonunda arazinin doğaya geri kazandırılarak terk edileceği hususunda faaliyet sahiplerince noter tasdikli, yazılı taahhütte bulunulması şartları ile Bakanlıkça izin verilebilir.
f) Bu alanda suni gübre ve tarım ilaçları kullanılamaz.
g) Bu alanda hiçbir surette katı atık ve artıkların depolanmasına ve atılmasına izin verilemez.
h) İmar planı gereği yapılacak yolların bu alandan geçirilecek kısımlarında sadece ulaşımla ilgili fonksiyonlarına izin verilir. Akaryakıt istasyonu yapılamaz.
ı) Bu alanda 4/9/1988 tarihinden veya kaynağın içme ve kullanma suyu kapsamına alındığı tarihten önce mevcut olan yerleşim ve sanayi tesislerinden kaynaklanan atık suların havza dışına çıkartılması esastır.
Uzun Mesafeli Koruma Alanı
Madde 20 — İçme ve kullanma suyu rezervuarının yukarıda tanımlanan koruma alanlarının dışında kalan su toplama havzasının tümü uzun mesafeli koruma alanıdır. Bu alanda aşağıda belirtilen tedbirler alınır.
a) Bu alanın, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre genişliğindeki kısmında tamamen kuru tipte çalışan, tehlikeli atık üretmeyen ve endüstriyel atıksu oluşturmayan sanayi kuruluşlarına izin verilebilir. Bu tesislerden kaynaklanacak katı atık ve hava emisyonunun rezervuarın kalitesini etkilemeyecek ölçüde ve şekilde uygun bertarafının sağlanması gerekir. Çöp depolama alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve iskana 19 uncu maddede belirlendiği şekilde izin verilir.
Bu alanda galeri yöntemi patlatmalar, kimyasal ve metalurjik zenginleştirme işlemileri yapılamaz. Madenlerin çıkarılmasına; sağlık açısından sakınca bulunmaması, mevcut su kalitesini bozmayacak şekilde çıkartılması, faaliyet sonunda arazinin doğaya geri kazandırılarak terk edileceği hususunda faaliyet sahiplerince Bakanlığa noter tasdikli yazılı taahhütte bulunulması şartları ile izin verilebilir.
Bu alandaki faaliyetlerden oluşan atıksuların; Yönetmelikteki ilgili sektörün alıcı ortama deşarj standartlarını sağlayarak havza dışına çıkartılması ya da geri dönüşümlü olarak kullanılması şartıyla izin verilebilir. Ancak teknik ve ekonomik açıdan mümkün olmayan durumlarda atık suların ileri arıtma teknolojileri kullanılıp Sınıf I su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına Bakanlığın uygun görüşü alınarak izin verilebilir.
b) (a) bendinde belirtilen alanın bittiği yerden itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandaki faaliyetlere, oluşan atıksuların Yönetmelikteki Tablo 5 ten Tablo 21 e kadar olan deşarj standartlarını sağlayarak havza dışına çıkarılması veya geri dönüşümlü olarak kullanılması şartıyla izin verilebilir. Ancak teknik ve ekonomik açıdan mümkün olmayan durumlarda, atık suların ileri arıtma teknolojileri kullanılarak Sınıf II su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına izin verilebilir.
Bu alanda çöp depolama ve bertaraf alanlarının kurulması Bakanlığın uygun görüşü alınarak yapılabilir. Ancak, 4/9/1988 tarihinden veya kaynağın içme ve kullanma suyu kaynağı kapsamına alındığı tarihten önce mevcut olan, uzun mesafeli koruma alanındaki yerleşimlerin atıksularının ileri arıtma teknolojileri kullanarak Sınıf III su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına izin verilebilir.
İçme ve kullanma suyu temin edilen su kaynaklarının su toplama alanlarının çok büyük olması veya akış yukarısında başka bir baraj bulunması gibi sebeplerden dolayı uzun mesafeli koruma alan sınırı Bakanlıkça kısıtlanabilir."hükümleri yer almakta iken ,14/02/2018 günlü, 30332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. Maddesi ile 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. Maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Davacı Birlik ve Belediye tarafından kaldırılan maddelerde düzenlenen alanlarda yapılması yasaklanan tüm faaliyetlerin artık yapılabileceği,bu alanların kirletilmesinin ,sanayi ve madencilik faaliyetinin yapılmasının önünün açıldığı,yapılan bu değişikliğin Anayasanın çevrenin korunması ilkesine,Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Hakkında Sözleşmeye aykırı olduğu iddialarıyla bakılmakta olan dava açılmıştır.
28/10/2017 tarih ve 30224 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve 29/06/2011 tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2nci, 9uncu ve 26ncı maddelerine dayanılarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından çıkartılan İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik ile dava konusu Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan yönetmelik maddelerinde düzenlenen koruma esasları ve ilkeleri ,yasak faaliyetler belirlenmiş,tanımlamalar yapılmıştır.
İçme- Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik'in 4.maddesinde Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin 3. Maddesinde de yer alan tanımlara yer verilmiş, İçme- Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik'in 5. Maddesinde ilkeler,6.maddesinde planlamaya ilişkin hususlar,7.maddesinde yerüstü sularının kalitesinin korunmasına ilişkin esaslar,8.maddesinde tabii göl ,baraj gölü ve göletler için genel koruma esasları ,9.maddesinde mutlak koruma alanı,10.maddesinde kısa mesafeli koruma alanı,11.maddesinde orta mesafeli koruma alanı,12.maddesinde uzun mesafeli koruma alanı,koruma ,kullanma esasları ve hangi faaliyetlere izin verileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiş,13.maddesinde dere ,çay ve nehirler için genel esaslar ve koruma alanı,14.maddesinde yeraltı suları için genel koruma esasları ve koruma alanları ,15.maddesinde de denetim ve idari yaptırımlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılan 16, 17, 18, 19 ve 20. Maddelerinde düzenlenen belirlenen alanlardaki koruma -kullanma esasları ve yasak faaliyetlerin
28/10/2017 tarih ve 30224 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından çıkartılan İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik'te ayrıntılı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla 14/02/2018 günlü, 30332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin, 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 1. Maddesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 16/03/2022 tarihinde, davacılar vekilinin gelmediği, davalı idare vekili Hukuk Müşaviri, ...'ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
14/02/2018 günlü, 30332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelikle, 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16, 17, 18, 19 ve 20. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Bakılan dava, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde, "(1)Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler. (2) Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir." hükmüne; "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinde, "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmüne yer verilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olarak kabul edilmiş; 2. maddesinde, sürdürülebilir çevre "Gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını ve kalitesini tehlikeye atmadan, hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda (sosyal, ekonomik, fiziki vb.) ıslahı, korunması ve geliştirilmesi süreci" olarak; sürdürülebilir kalkınma ise "Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alan çevresel, ekonomik ve sosyal hedefler arasında denge kurulması esasına dayalı kalkınma ve gelişme" olarak tanımlanmıştır. Buna göre, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda ıslahı, korunması ve geliştirilmesi ile sağlıklı bir çevrede yaşama güvence altına alınmıştır. Kanunun 9. maddesinin, (h) bendinde ise, "Ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünleri istihsal alanlarının korunarak kullanılmasının sağlanması ve kirlenmeye karşı korunması esastır." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Görevler" başlıklı 2. maddesinde, "(1) Orman ve Su İşleri Bakanlığının görevleri şunlardır: a) Ormanların korunması, geliştirilmesi, işletilmesi, ıslahı ve bakımı, çölleşme ve erozyonla mücadele, ağaçlandırma ve ormanla ilgili mera ıslahı konularında politikalar oluşturmak. b) Tabiatın korunmasına yönelik politikalar geliştirmek, korunan alanların tespiti, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve biyolojik çeşitlilik ile av ve yaban hayatının korunması, yönetimi, geliştirilmesi, işletilmesi ve işlettirilmesini sağlamak. c) Su kaynaklarının korunmasına ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasına dair politikalar oluşturmak, ulusal su yönetimini koordine etmek. ç) Meteorolojik olayların izlenmesi ve bunlarla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik politika ve stratejiler belirlemek. d) Bakanlığın faaliyet alanına giren konularda uluslararası çalışmaların izlenmesi ve bunlara katkıda bulunulması amacıyla ulusal düzeyde yapılan hazırlıkları ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde yürütmek. e) Mevzuatla Bakanlığa verilen diğer görev ve hizmetleri yapmak." hükmüne; "Su Yönetimi Genel Müdürlüğü" başlıklı 9. maddesinde, "(1) Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır: a) Su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ve kullanılmasına ilişkin politikaları belirlemek. b) Su yönetiminin ulusal ve uluslararası düzeyde koordinasyonunu sağlamak. c) Su kaynaklarının kıyı suları dahil olmak üzere koruma-kullanma dengesi gözetilerek, sucul çevrenin ekolojik ve kimyasal kalitesinin korunması ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla havza bazında nehir havza yönetim planları hazırlamak, hazırlatmak, bütüncül nehir havzaları yönetimi ile ilgili mevzuat çalışmalarını yürütmek. ç) Havza bazında kirliliğin önlenmesi ile ilgili tedbirleri ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlemek, değerlendirmek, güncellemek ve uygulamaların takibini yapmak. d) Yer üstü ve yer altı sularının kalite ve miktarının korunmasına yönelik hedef, ilke ve alıcı ortam standartlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlemek, su kalitesini izlemek veya izletmek. e) Taşkınlarla ilgili strateji ve politikaları belirlemek, ilgili mevzuatı ve taşkın yönetim planlarını hazırlamak. f) Nehir havza yönetim planlarına uygun olarak sektörel bazda su kaynaklarının tahsislerine ilişkin gerekli koordinasyonu yapmak. g) Su kaynaklarının korunması ve yönetimi ile ilgili uluslararası sözleşmeler ve diğer mevzuattan kaynaklanan süreçleri takip etmek, sınır aşan ve sınır oluşturan sulara ilişkin işleri ilgili kurumlarla işbirliği içinde yürütmek. ğ) Ulusal su veri tabanlı bilgi sistemini oluşturmak. h) (Ek: 8/8/2011-KHK-648/ 31 md.) Su kirliliği açısından hassas alanları ve nitrata duyarlı hassas alanları tespit etmek ve izlemek. ı) (Ek: 10/10/2011-KHK-657/ 2 md.)(1) İçme ve kullanma suyu arıtma tesislerinin tasarım esaslarını, normlarını ve kriterlerini belirlemek, projeleri onaylamaya yetkili kurum ve kuruluşları tespit etmek, tesisleri işletecek elemanların eğitimlerini temin etmek, sertifikalarını vermek. i) (Ek: 8/8/2011-KHK-648/ 31 md.) İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi ile ilgili çalışmalar yapmak. j) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.... " hükmüne; "Düzenleme yetkisi" başlıklı 26. maddesinde ise, "(1) Bakanlık; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idari düzenlemeler yapabilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ülkemizde, yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması için, su kirlenmesinin önlenmesini sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere gerekli olan hukuki ve teknik esasları belirlemek amacıyla ilk olarak, 2872 sayılı Çevre Kanununun 8, 9, 11, 12, 15 ve 20. maddeleri ile 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevlerini düzenleyen 9. maddesine dayanılarak, 31/12/2004 günlü, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hazırlanmış ve anılan Yasa hükümlerinin uygulanması amacıyla ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanılmasının sağlanması amacıyla gerekli hukuki ve teknik esaslar belirlenmiş; bu Yönetmeliğin "Su Kalitesine İlişkin Planlama Esasları ve Yasaklar" başlıklı dördüncü bölümünde, içme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel sularla ilgili kirletme yasakları (m.16) ile içme ve kullanma suyu rezervuarlarına yakınlık mesafesine göre mutlak koruma alanı (m.17), kısa mesafeli koruma alanı (m.18), orta mesafeli koruma alanı (m.19) ve uzun mesafeli koruma alanı (m.20) belirlenmesine ve içme kullanma suyu rezervuarlarının korunması için, bu alanlarda yapılabilecek ve yapılamayacak faaliyetlere ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Daha sonra, 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin, yukarıda yer verilen 2., 9. ve 26. maddelerine dayanılarak, içme-kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan bütün yerüstü ve yeraltı suyu kaynaklarının kalitesinin ve miktarının korunmasına ve iyileştirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan, dava konusu İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik 28/10/2017 günlü, 30224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmeliğin "Yerüstü Suları İçin Koruma Esasları ve Koruma Alanları" başlıklı üçüncü bölümünde, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde yer alan koruma alanları yeniden düzenlenerek, bu alanlarda yapılabilecek ve yapılamayacak faaliyetler ile kirletme yasaklarına ilişkin ayrıntılı kurallara yer verilmiştir.
Öte yandan, Dairemizin E: 2019/15571, E: 2019/15572 ve E:2019/16852 sayılı dosyalarında, söz konusu Yönetmeliğin iptali istemiyle açılan davalarda yapılan inceleme ile Yönetmeliğin yargısal denetimi de gerçekleştirilmiştir.
İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra ise, 14/02/2018 günlü, 30332 sayılı Resmi Gazetede, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmış ve bu Yönetmeliğin dava konusu 1. maddesiyle, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, yukarıda belirtilen, içme kullanma suyu rezervuarlarının korunmasına ilişkin 16 ila 20. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu durumda, Anayasanın yukarıda yer verilen 124. maddesiyle, idareye, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere, bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarma yetkisinin tanınmış olduğu; bununla birlikte, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, içme-kullanma suyu havzalarının koruma alanları, bu alanlarda yapılabilecek ve yapılamayacak faaliyetler ile kirletme yasaklarına ilişkin 16 ila 20. maddelerinin, aynı konuda ayrıntılı hükümler içeren İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin yürürlük tarihinden daha sonra, dava konusu düzenlemeyle yürürlükten kaldırıldığı hususları dikkate alındığında, içme kullanma suyu havzalarının koruma alanları ve bu alanlarda geçerli kirletme yasaklarının ortadan kaldırıldığı ve bu açıdan mevzuatta bir boşluk oluştuğu iddiasının geçerli olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, duruşmalı işler için belirlenen ...TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.