Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5185
Karar No: 2021/3943
Karar Tarihi: 12.04.2021

Haksız Azil-Sözleşmede Belirlenen Oranın Geçersiz Olması - Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5185 Esas 2021/3943 Karar Sayılı İlamı

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının görev sırasında mayın patlaması sonucunda malul kalması nedeniyle açılacak maddi manevi tazminat davasında kendisini temsil etmesi için vekalet verdiğini, sigorta şirketine ve ... Bakanlığı'na başvurduğunu ardından ... 1.İdare Mahkemesi 2008/2682 esas sayılı dosyası ile 200.000 TL maddi 100.000 TL manevi tazminat davası açtığını bu davanın yetkisizlik ile ... İdare Mahkemesi'ne gönderildiğini ve burada yargılamaya devam olunduğunu, davalının gerekçe göstermeden 26.03.2015 tarihinde kendisini azlettiğini, azlin haksız olması nedeniyle aralarındaki 10.10.2008 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi nedeniyle alacağın %30'u oranında akdi vekalet ücreti ve karşı yan vekalet ücreti alacağının muaccel hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla İdare mahkemesince 225.000 TL maddi tazminat nedeniyle 36.250 TL, 30.000 TL manevi tazminat nedeniyle 7.500 TL aynı kararda davalı lehine hükmedilen 20.800 TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplam 84.550 TL'nin azil tarihi olan 26.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, aralarında ücret sözleşmesi olmadığını, mesleğinin gerektirdiği şekilde özenli davranmadığını, gelişmeleri bildirmediğini, süreci uzattığını, davaları kendisinin takip ettiğini, fahiş ücret talep edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, görevsizlik kararı uyarınca davanın kabulüne 84.550 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, haksız azil nedeniyle vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsiline ilişkindir. Davacı avukat, hukuki hizmetin karşılığı olarak aralarında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesinin bulunduğunu bildirmiş ve 10.10.2018 tarihli fotokopi sözleşme örneğini sunmuş davalı ise aralarında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, imzanın kendisine ait olmadığını

savunmuştur. Mahkemece, davalının azlinin haksız olduğu sözleşmedeki imzanın da davalının eli ürünü olduğu kabul edilerek sözleşme ve Avukatlık Kanunundaki sınırlandırmalar gözetilerek belirlenen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, imza incelemesinin avukatlık ücret sözleşmesinin fotokopisi üzerinden yapıldığı anlaşılmakla hükme esas alınmasının hukuka uygun olduğundan bahsedilemez.

Her şeyden önce bir senedin fotokopisi, usul hukuku anlamında "senet" değildir. HMK m.121 ile davacıya tanınan, dava açarken delil olarak dayandığı senedin örneğini sunabilme hakkı, senedin asılının davacının elinde olmasına bağlıdır. Zira örneği sunulan senedin mahkemece kendiliğinden ya da taraflardan birinin talebi üzerine incelenmesine gerek görülmesi halinde aslının mahkemeye ibraz edilmesi zorunludur (HMK m.216). Bu husus HMK'nın 219.maddesinde "taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar..." denilerek ayrıca belirtilmiştir.

Belgedeki yazıyı ya da imzayı inkar etme, diğer bir değişle sahtelik iddiası (HMK m.208), esasında iddia edenin aleyhine delil hükmü bulunan bir belgenin hükümden düşürülmesi amacıyla yapılır. Bu nedenle, zaten delil hükmü bulunmayan bir fotokopide yer alan imza ve yazıların sahte olduğunun iddia edilmesine de üzerinde sahtelik incelemesi yaptırılmasına da gerek yoktur.

İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Somut olayda davalı sözleşmeyi inkar ettiğine göre sözleşmenin varlığının ispatı bundan lehine sonuç çıkartan tarafa yani davacıya aittir. Mahkemece davacı tarafa sözleşmenin aslını sunması için kesin süre verilmeli bu süre içinde sözleşme aslı sunulamaz ise davacının iddiasını ispatlayamadığı yani yazılı sözleşmenin bulunmadığı kabul edilmeli; sunulur ise belge aslı üzerinde imza incelemesi yapılması için konusunda uzman bir bilirkişi tayin edilmelidir. Davacı, sözleşmenin aslını sunamaz yahut sunduğu halde imza incelemesinde imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilirse davacının hak kazandığı akdi vekalet ücreti Avukatlık Kanunun 164/4.maddesinde yer alan oranlara göre belirlenmelidir.

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. İmzanın davalıya ait olması halinde ise anılan yasanın 4467 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki 164/2. Maddesindeki , “Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.” Hükmü gözetilerek , taraflar arasındaki sözleşmede “dava miktarının %30’u” oranında avukatlık ücreti belirlenmesine ilişkin kararlaştırma, Yasada belirlenen %25 oranını aştığı için geçersiz olduğu kabul edilmelidir. Ne var ki aynı Yasanın 163/2. maddesinde ise “Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir....Avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz.” Hükmü mevcut olduğundan, Yasada öngörülen %25 oranını aşan sözleşmenin, tavan miktarı olan %25 oranında geçerli olduğunun kabulü ile vekalet ücretinin de bu orana göre belirlenmesi gerekir.

Şu halde mahkemece davacıya avukatlık ücret sözleşmesinin aslını sunması için kesin süre verilmesi davacının belge aslını sunup sunamamasına ve sunulması halinde imzanın davalıya ait olup olmamasına göre yukarıda açıklandığı şekilde hesaplama yapılarak bir karar verilmesi gerekirken belirtilen usul kurallarının göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz sebeplerinin reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi