Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11927
Karar No: 2019/4782
Karar Tarihi: 23.09.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11927 Esas 2019/4782 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/11927 E.  ,  2019/4782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, ketmi verese ( mirasçılığın gizlenmesi) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları İbrahim Keskin adına kayıtlı 29 ( eski 21 ) parsel sayılı taşınmazın, mirasçı olarak yer almadıkları ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan 2008/1173 esas sayılı mirasçılık belgesi esas alınarak intikal yapıldıktan sonra murisin diğer mirasçılarından alınan vekaletname ile davalının eşi vekil kılınarak davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, satış işleminin muvazaalı olduğunu, miras haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline, mümkün olmaması halinde miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1173 E. sayılı veraset ilamında mirasçı olarak görünen kişilerle anlaşma yapıldığını, bedeli ödenerek taşınmazın satın alındığını, tapu kayıtları ile mahkeme ilamına güvendiğini, davacıların satış işleminden haberdar olduğunu ve iyiniyetli olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın...’e ait olduğu, murisin 15.05.1994 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ile dava dışı ..., ..., ... ve ...’in kaldıkları intikale esas alınan, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1173 E. sayılı veraset ilamında davacıların mirasçı olarak görünmedikleri, mezkur veraset ilamındaki mirasçıların davalının eşi ...’e taşınmazın satışı konusunda vekaletname verdikleri, ...’in taşınmazı vekil sıfatıyla 19.07.2010 tarihinde 40.000 TL bedelle davalıya temlik ettiği, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/740 E. sayılı ilamıyla ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1173 E. sayılı veraset ilamının iptal edildiği ve davacıların da murisin mirasçısı oldukları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olaya gelince;kayıt maliki davalı ... yüklenicinin eşi olup, yüklenici satışı davacılar dışındaki diğer mirasçılara vekaleten gerçekleştirmiştir. Satın alan ...’in davacıların da mirasçı olduklarını bilmesi halinde edinimine değer verilemeyeceği kuşkusuzdur.
    Ne var ki, davalının iyiniyeti yönünden hükme yeterli araştırma yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca; daha önce dinlenen taraf tanıkları yeniden dinlenerek, davalı ile eşi vekil ...’in davacıların da taşınmazda hak sahibi olduğunu bilip bilmediğinin araştırılması, biliyor/ bilebilecek konumda iseler davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi