Esas No: 2021/523
Karar No: 2022/2840
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/523 Esas 2022/2840 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/523 E. , 2022/2840 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, Demokratik Sol Parti ... İl Başkanlığı ve ... İlçe Başkanlığında sekreter olarak 01/02/2008 - 10/08/2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının ve sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; Kurum kayıtlarının asıl olduğunu, fiili çalışmanın ispatı gerektiğini, hak düşürücü sürenin nazara alınması gerektiğini belirterek, cevap dilekçesinde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığı vekili; müvekkil merkezin ...'da olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılması gerektiğini, dosyanın yetkili ... Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili iş yeri ile davacı arasında sözleşme olmadığını, her hangi bir yetkili organı tarafından davacı ile yapılmış bir sözleşmeye rastlanılmadığını, davacıyı kendi nam ve hesabına çalıştıran kişilerin şahsi sorumluluğuna gidilebileceğini, davacının gönüllü olarak yardımcı olan bir parti sempatizanı olma ihtimalinin bulunduğu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Hüküm:
1-Davanın kabulü ile
Davacının davalı Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığına ait iş yerinde 01/02/2008 ila 10/08/2009 tarihleri arasında toplam 550 gün devamlı suretle hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... 2. İş Mahkemesi'nin 23/10/2019 tarihli, 2019/102 Esas - 2019/74 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığı vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili; tespit isteminin hak düşürücü süreye uğradığını, çalışma olgusunun yöntemince araştırılmadığını, kamu düzenine ilişkin eldeki davada resen inceleme ve araştırma yapılması gerektiğini, Kurum kayıtlarında davacının çalışmasını doğrulayan kayıt ve belge bulunmadığından tanık sözleriyle kanıtlanmasını kabul etmediklerini, Kurumun hizmet tespiti davalarında feri müdahil olması nedeniyle davalı olmadığını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı DSP Genel Başkanlığı; iş sözleşmesi bulunmadığını, yetki verilmediğini, il başkanlığının bağlayıcı karar alma yetkisinin bulunmadığını, davacının gönüllü olma ihtimali bulunduğunu, parti tüzüğünün buna izin vermediğini belirterek kararın temyizen bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde (HUMK. 187 m.) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay'ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın, kendiliğinden nazara alınır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun Mali Sorumluluk başlıklı 71. maddesine 3/8/2016 tarih ve 6736 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle, ekleme yapılmış, buna göre maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “parti teşkilat kademelerinin yaptıkları” ibaresinden sonra “hizmet sözleşmeleri de dâhil her türlü” ibaresi eklenmiştir. Yapılan bu eklemeyle birlikte siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dâhil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamayacaktır. Sorumluluk sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacaktır.
Eldeki davada, yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri gereğince; davacının çalışmalarıyla ilgili davalı partinin genel merkezinden verilen herhangi bir yetki, onay veya bir kaydın bulunup bulunmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş davacının çalışmalarıyla ilgili anılan kayıtların ve iznin varlığına dair araştırma yapılarak, şayet böyle bir izin veya onaylama işlemi bulunmamakta ise, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dâhil her türlü sözleşme ve girişilen yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliğinin hiçbir suretle sorumlu olmayacağı ve bu takdirde sorumluluğun sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı gözetilerek husumetin doğru davalıya yöneltilmesi ve ilgili sorumlunun usulüne uygun bir biçimde davaya katılımının sağlanmasıdır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34.Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının temyiz eden ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.