17. Hukuk Dairesi 2016/9032 E. , 2019/3568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalılardan ..."ya ait olan ... plaka sayılı araç diğer davalı ... sevk ve idaresinde iken 04.06.2007 tarihinde, sürücünün alkollü ve cep telefonu ile konuşurken kaldırımda bekleyen ve karı-koca olan davacılara çarpması sonucunda davacılardan ..."ün ciddi şekilde yaralandığını, diğer davacı ..."nin ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığını, ancak kazadan ve eşinin yaralanmasından dolayı psikolojik olarak etkilendiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı ..."nin tamamen kusurlu olduğunu, ... plakalı aracın davalı ... şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu belirterek davacılardan ..."ün kalıcı iş gücü kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararlara karşılık fazlaya dair hakları saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın her üç davalıdan, 44.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar ... ve ..."tan tahsiline karar verilmesini, yine ... için de kazanın mağduru olması ve eşinin bu kazada ağır yaralanmasından dolayı uğradığı, manevi zararlar için 5.000,00 TL"nin davalılar ... ve ..."tan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat açısından davanın kabulüne, davacı ... için 173.985,25 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 04.06.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılar ... ve ..."ın maddi tazminatın tamamından, davalı ... şirketi ise poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere bu miktarın 57.500,00 TL"sinden sorumlu tutularak) davalılardan alınarak davacı ..."a verilmesine, manevi tazminat açısından davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 35.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.06.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."tan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK"nın 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı ... için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şartı aranmakta ise de, sözleşmenin noter aracılığıyla yapılması şartı aranmamaktadır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı ... olup, bu davalı, aracın kazadan önce dava dışı ... Oto Kiralama Firması"na altı aylığına kiraladığını ve aracın bu Firma tarafından da davalı (sürücü) ..."ye 01/03/2007 tarihinden itibaren bir aylığına kiralanmış olduğunu savunmuş ve ... Oto Kiralama Firması ile davalı ... arasındaki kira sözleşmesini delil olarak ibraz etmiştir. Mahkemece, davalı ... ile dava dışı rent a car firması arasında akdedilen bir sözleşme sunulamadığı gerekçesiyle davalı ..."nın işleten olarak sorumluluğuna karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda yapılacak iş, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ... ile dava dışı ... Oto Kiralama Firması arasında kiralama sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bu taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesi varsa, uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi niteliğinde olup olmadığı, aracın davalı ... tarafından rent a car firmasına teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, davalı ... ile dava dışı ... Oto Kiralama Firması arasında kira sözleşmesi varsa bu kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği hususlarının, gerekirse ... Oto Kiralama Firmasının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle tespiti, kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ..."nın işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."ya geri verilmesine 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.