Esas No: 2021/11344
Karar No: 2022/2856
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11344 Esas 2022/2856 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11344 E. , 2022/2856 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 14. İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının, ...'e ait işyerinde 01/04/1987 tarihinde işe başladığını, işe giriş bildirgesi düzenlenerek kuruma verildiğini, davacı tarafından 25/01/2019 tarihli dilekçe ile emekli aylığı bağlanması talebiyle kuruma başvurulduğunu, kurumun 17/04/2019 tarihli cevabı yazısı ile emeklilik şartlarını taşımadığını, talebin reddine karar verildiğinin bildirildiğini beyanla davanın kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/04/1987 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum Başkanlığı vekili, davacının ilk işe giriş tarihinin 01/04/1987 olduğu görülmüşse de davalı işyerinden kuruma verilmiş dönem bordrosu ile çalışmaları bildirilmediğinden sigortalı çalışmasının olmadığını, bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için işe giriş bildirgesinin yeterli olmayıp çalışma olgusunun varlığının da zorunlu olduğunu, bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiğinden özel bir duyarlılıkla araştırılması gerektiğini, çalışma olgusu her tür kanıt ile ispatlanabilirse de yazılı deliller aranmalı ve tanıkların yazılı belgeleri destlemesi gerektiğini, tanıkların mümkün olduğu kadar çalışmalarının geçtiği dönemde o işyerindeki kişilerden seçilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından “davanın kabulü ile;
Davacının 210580.35 sicil sayılı işyerinde 01/04/1987 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle en az (1) gün çalıştığının, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/04/1987 olduğunun tespitine, ” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... 14. İş Mahkemesi'nin 12.04.2021 tarih, 2019/199 Esas ve 2021/172 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu iddiası ile bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Davacının, dava dışı işveren ... adına 210580 sicil nosu ile işlem gören işyerinde 01/04/1987 tarihinde işe ilk girişi yapılarak işe giriş bildirgesi Kuruma verilmiş, 06/05/1987 tarihinde de kurum kayıtlarına intikal etmiştir. Bahse konu bildirgede hem davacının hem de işverenin imzası yer almaktadır.
Sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E. - 2011/366 K. sayılı, 21.09.2011 günlüve 2011/527 E. - 2011/552 K. sayılı ilamları gözetildiğinde, 506 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2. maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hâkim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalıdır.
Dosya kapsamında, işe giriş bildirgesinin dava dışı işveren ... işyerinden verildiği, bu işyerinin 01/04/1987 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve 09/09/1987 tarihinde ise kanun kapsamından çıktığı, mahiyetinin inşaat işi, adresinin ... Sk. No: ... ... ... olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece dosyada dinlenen tanık anlatımları ile karar verilmiş ise de karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; davacıya davası açıklattırılmalı, işe giriş bildirgesinin verildiği inşaat işyerinde hangi işi yaptığı, kimlerle birlikte çalıştığı yönünden beyanına başvurularak bu kişilerin tespiti ile ifadelerine başvurulmalı, çalışılan söz konusu inşaatın başlangıç ve inşaatın ne zaman bittiğine ilişkin gerekli araştırmalar yapılmalı, dosya kapsamından inşaat yapılan binada 1987 yılından beri oturanların bulunduğu komşu işyeri araştırması ile anlaşılması karşısında, binada oturanların tespit edilerek yeteri kadarının ifadesine başvurulmalı ve eylemli çalışmanın var olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.