Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/2579
Karar No: 2022/3148
Karar Tarihi: 16.03.2022

Danıştay 6. Daire 2019/2579 Esas 2022/3148 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/2579 E.  ,  2022/3148 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/2579
    Karar No : 2022/3148

    DAVACI : ...Gıda ve Konsantre Sanayi ve Ticaret A.Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALILAR : 1- ...Bakanlığı
    VEKİLLERİ : Av. ...

    2- ...Genel Müdürlüğü - ...
    VEKİLLERİ : ..., Hukuk Müşaviri; ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)

    DAVANIN KONUSU : Davacının atıksu deşarj izninin yenilenmesi talebinin reddine ilişkin 08/05/2008 tarihli, DSİ Genel Müdürlüğü işlemi ile bu işleme dayanak teşkil eden ...günlü, ...sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin drenaj kanallarına atıksu deşarjının yasaklanmasına ilişkin paragrafının; 13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin, 31/12/2004 tarihli, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesinde yer alan "alıcı su ortamı" tanımının değiştirilmesine ilişkin bölümünün; 18. maddesinin esas Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinin değiştirilmesine ilişkin bölümünün ve esas Yönetmeliğin 40. maddesinin değiştirilmesine ilişkin 31. maddesinin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    DSİ Genel Müdürlüğünün, 25/07/2005 tarihli, 2005/23 sayılı Genelgesinin iptali istenilen paragrafına ilişkin olarak; Çevre Kanunun 2. maddesinde, “hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemler” olarak tanımlanan “alıcı ortam”ın, “ilgili ekosistem” kapsamında, sulama ve drenaj kanallarını da içerdiği, dava konusu düzenlemenin, Çevre Kanununun söz konusu tanım maddesine ve dolaylı boşaltıma izin veren 11. maddesine aykırı olduğu; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 26-(g) maddesinde sulama kanallarına doğrudan atıksu deşarjını yasaklayan bir düzenleme olmadığı, düzenlemenin, anılan Yönetmeliğin belirtilen maddesiyle, iyice arıtılmış suların tarım sulamasında kullanılmasının teşvikini öngören 28. maddesine aykırı ve iptali istenilen paragrafla bir sonraki paragrafın çelişkili olduğu; Yönetmelik değişikliğine ilişkin olarak; drenaj kanallarının, Çevre Kanunun 2. maddesinde yer alan alıcı ortam tanımı kapsamına girdiği, yönetmelik değişikliğiyle drenaj kanallarına atıksu deşarjını önlemeye yönelik bir kısıtlama getirilemeyeceği, bu nedenle, Yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan alıcı ortam tanımı ve 26-(g) maddesinde yapılan değişikliklerin, Anayasanın 124. maddesine, kazanılmış haklara, hukuka uygun olarak yapılan yatırımların korunacağına ilişkin haklı beklentiye, Çevre Kanununda ifade edilen sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesine aykırı olduğu; 40. madde değişikliğine ilişkin olarak, Çevre Kanununda ön izin-kesin izin şeklinde ikili bir prosedür öngörülmemişken Yönetmelik değişiklikliğiyle böyle bir prosedür öngörülmesinin Anayasanın 124. maddesine aykırı olduğu; anılan düzenlemelerin yetki, sebep, konu ve amaç yönlerinden de hukuka aykırı olduğu; bu nedenlerle, söz konusu düzenlemelere dayanılarak tesis edilen 08/05/2008 tarihli DSİ işleminin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

    DAVALILARIN SAVUNMALARI :
    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Savunmasının Özeti: İptali istenen "alıcı ortam" tanımının Çevre Kanunundaki tanıma uygun olduğu; 13/02/2008 günlü, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle, esas Yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan "alıcı su ortamı" ifadesinin "alıcı ortam" olarak değiştirildiği, tanım içeriğinde ise herhangi bir değişiklik yapılmadığı; Yönetmeliğin 26. maddesinin (g) bendinde yer alan "drenaj kanalı" ifadesinin ise uygulamada karışıklığa sebebiyet vermemek amacıyla madde metninden çıkarıldığı; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin yayımlandığı yıllarda çevre izni süreçlerine ilişkin genel bir düzenleme olmaması sebebiyle, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 40. maddesine yer verildiği, 29/04/2009 tarihli 27214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelikte atıksu deşarjına ilişkin çevre izinlerinin düzenlenmesi üzerine, 30/03/2010 tarihli, 27537 sayıl Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle dava konusu 40. maddenin yürürlükten kaldırıldığı; dava konusu Yönetmelik hükümlerinin dayanağı Yasaya uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
    DSİ Genel Müdürlüğünün Savunmasının Özeti: Usule ilişkin olarak, bakılan davanın, öncelikle, yenilenen dava dilekçesinde, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/12/2018 tarihli, E:2018/5279, 2018/7101 sayılı dilekçe ret kararında belirtilen yanlışlıkların giderilmemiş olması sebebiyle reddi gerektiği; dava konusu 2005/23 sayılı Genelgenin, 2016/17 sayılı Genelgeyle yürürlükten kaldırılması sebebiyle davanın konusunun kalmadığı; esasa ilişkin olarak ise, drenaj kanallarının tarım alanlarının taban suyunu istenilen seviyede tutmak için açılan mühendislik yapıları olduğu, bu kanalların tarımsal sulama ve yağış kaynaklı fazla suyu topraktan ve toprak yüzeyinden uzaklaştırarak topraktaki taban suyunun bitki kök bölgesine yükselmesini engellediği, böylece sağlıklı bitki gelişimine imkan veren hava-bitki-su dengesini kurduğu, fabrika atık sularıyla hiçbir ilgisi bulunmayan ve derinliği, kanal şevleri, taban genişliği ve kapasiteleri uzun zaman içinde yapılan arazi gözlemleri ve laboratuar çalışmalarıyla ortaya konulan drenaj kanallarına gönderilecek her türlü ilave suyun, içme suyu kalitesinde bile olsa, söz konusu kanalların özelliklerini bozabileceği, dava dilekçesinde belirtilen bölgedeki ovalara ait toprakların, orta bünyeli topraklar olduğunun laboratuar analiz sonuçlarıyla ortaya konulduğu, bu tür toprakların geçirgenliklerinin çok hızlı olması nedeniyle drenaj kanallarına atık su verilmesinin, boşaltım yapması gereken kanalın ters çalışmasına ve böylece atık suların tarım alanlarına yayılımına neden olduğu, söz konusu sakıncaların giderilmesi amacıyla, 25/07/2005 tarihli, 2005/23 sayılı Genelgenin iptali istenilen paragrafıyla, drenaj kanallarına atık su deşarjının yasaklandığı; daha sonra, 13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle, esas Yönetmeliğin 26. maddesinin (g) bendinin değiştirilerek, drenaj kanallarının doğal alıcı ortam tanımından çıkarıldığı; söz konusu düzenlemelerin, toprak ve su kaynaklarının korunması amacıyla yapılmış olup, hukuka uygun oldukları; davacının atık su deşarj izninin yenilenmesi isteminin reddine ilişkin 08/05/2008 tarihli, 3282 sayılı işleminin de yukarıda belirtilen Genelgeye dayanmakta olup hukuka uygun olduğu; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 22. maddesinde, arıtılmış dahi olsa yer altı sularına atık su deşarjının yasaklandığı; öte yandan, daha önce verilen deşarj izinlerinin müktesep hak oluşturmayacağı, 5 yıllık sürelerle yenilenmelerinin gerektiği, yerinde yapılan incelemede davacıya ait fabrikanın atık sularının drenaj kanallarının taban ve yan yüzeylerinde yağlı bir tabaka oluşturup gözeneklerini tıkamak suretiyle drenaj kanallarının asli görevlerini yerine getirmelerini engellediğinin tespit edildiği; bu kanallara verilen atık suların, toprağın drenajını engelleyerek kirlenmesine sebep olması nedeniyle Çevre Kanununda yer verilen sürdürülebilir çevre kavramına aykırı olduğu; tesis edilen işlemler ile dayanağı Yönetmelik hükümlerinin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ :
    13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesindeki "alıcı su ortamı" tanımının değiştirilmesine ve 18. maddesinin, 26. maddenin 2. fıkrasının (g) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısımları ile 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemi yönünden, anılan düzenlemelerle birel işlemin üst hukuk normlarına uygun olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi; aynı Yönetmeliğin, esas Yönetmeliğin 40. maddesini değiştiren 31. maddesi yönünden, 40. maddenin 30/03/2010 günlü, 27537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı, 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesi yönünden ise, karşı oylarda belirtilen gerekçeyle işin esasının incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ :
    Dava, 08/05/2008 günlü,(bila sayılı) davalı idare işleminin,...günlü ve ...sayılı davalı DSİ Genel Müdürlüğü Genelgesi'nin "Sulama sistemine paralel olarak açılan ve yüksek taban suyunu tahliye etme görevi bulunan ana,yedek ve tersiyer drenaj kanallarına ,ilave her su miktarı bu kanalların kapasitelerini ve fonksiyonlarını zorlayacağından kesinlikle arıtılmış dahi olsa atık su deşarjı için izin verilmemesi, daha önce verilen şartlı izinlerin ise iptali gerekmektedir."şeklindeki paragrafın ,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren ,"Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin "Tanımlar"başlıklı (3) numaralı maddesinde "Alıcı su Ortamı" tanımını yapan ilgili değişiklik maddesinin,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 40.maddesini değiştiren ilgili değişiklik maddesinin,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 26.maddesinin (g) bendini değiştirmek suretiyle Çevre Kanunu'nda yer alan tanıma aykırı "Alıcı Ortam"tanımı yapan yapan ilgili değişiklik maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
    2872 sayılı Çevre Kanununun dava konusu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihteki 1.maddesinde; Kanunun amacının, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması, iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemek olduğu belirtilmiş, anılan madde hükmü 24.6.2006 tarih ve 5491 sayılı Yasa ile değiştirilerek "Bu kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." hükmü getirilmiş, tanımlar başlıklı 2. maddesinde; "Alıcı ortam"; hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri ifade edeceği hükmüne yer verilmiş, 9. maddesinin (g) bendinde; "Doğal kaynakların ve varlıkların korunması, kirliliğinin ve tahribatının önlenmesi ve kalitesinin iyileştirilmesi için gerekli idarî, hukukî ve teknik esaslar Bakanlık tarafından belirlenir". (h) bendinde de; "Ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünleri istihsal alanlarının korunarak kullanılmasının sağlanması ve kirlenmeye karşı korunması esastır."
    "Alıcı su ortamlarına atıksu deşarjlarına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükümleri getirilmiştir.
    Düzenlemenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9. maddesinin (j) bendinde; "Yer üstü ve yer altı sularının, denizlerin ve toprağın korunması, kirliliğin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla; hedef ve ilkeleri, kirletici unsurları belirlemek, kirliliğin giderilmesi ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları tespit etmek, uygulanmasını sağlamak, yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğine karşı hazırlıklı olmak, müdahale ve mücadele kapasitesini artırmak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak, acil müdahale plânları yapmak, yaptırmak; çevrenin korunması ve yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğinin önlenmesi amacıyla uygun teknolojileri belirlemek ve bu maksatla kurulacak tesislerin vasıflarını saptamak, bu çerçevede gerekli tedbirleri almak ve aldırmak", (k) bendinde de "Su kaynakları için koruma ve kullanma plânları yapmak, kıta içi su kaynakları ile toprak kaynaklarının havza bazında bütüncül yönetimini sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak". Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, Bursa, Karacabey, Küçükkaraağaç Köyü mevkiinde kurulu fabrikada konserve salça, meyve suyu ve donmuş sebze üretimi faaliyeti ile iştigal eden davacının, fabrikanın arıtılmış atıksuyunu, Poyrazbahçe drenaj kanalı vasıtasıyla, Hanife tahliyesine deşarj ettiği, 03/04/2008 tarihinde fabrikanın arıtılmış atıksu deşarj izninin yenilenmesi için başvuruda bulunduğu, isteminin 08/05/2008 günlü DSİ Genel Müdürlüğü işlemi ile sulamaya açılan tarım arazilerinin can damarları niteliğinde olan, yüzey sularını ve tabansuyunu tahliye etmek maksadıyla açılmış ana ,yedek ve tersiyer drenaj kanallarının evsel ve endüstriyel atık suların deşarj edilebileceği alıcı ortamlar olarak kullanılması,geri beslemeyle tabansuyunun yükselerek toprakta hava-bitki-su dengesinin bozulması ,olabilecek toprak yapısında olabilecek bozulmalar ,kanal kapasitesinde olabilecek zorlanmalar,yabancı ot ve saz oluşumunda meydana gelebilecek artışlar ,bakım-onarım ihtiyacının artması gibi olumsuz etkileri sebebiyle sakıncalı olduğu,belirtilen olumsuz etkileri dolayısıyla, drenaj kanallarına atıksu deşarjının 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesi ile yasaklandığı, bu Genelge'yi destekleyici olarak Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nin 26. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin, 13/02/2008 günlü, 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilerek, drenaj kanallarının doğal alıcı ortamlar olmaktan çıkarıldığı belirtilerek reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    13.02.2008 günlü, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapan Yönetmeliğin 2. Maddesinde ; alıcı ortam: Atık suların dejarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yer altı suları gibi yakın veya uzak çevre olarak tanımlanmış olup; bu tanımlamada, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun tanımlar başlıklı 2. maddesinde ifade edilen "Alıcı ortam" tanımına ve bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması ilkesi ile kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
    Dava konusu Yönetmeliğin alıcı ortama doğrudan boşaltım esasları başlıklı 26. maddesinin (Başlığıyla birlikte değişik:RG-13/2/2008-26786) (g) bendinde "Sulama kanallarına arıtılmış atıksu deşarjında, alıcı ortama doğrudan boşaltımda uygulanan hükümler aynen geçerlidir. Ancak, sulama kanallarına arıtılmış atık su deşarjında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün uygun görüşünün alınması gereklidir" hükmü öngörülmüştür.
    Drenaj kanallarının doğal alıcı ortamlar olmaktan çıkarılması nedeniyle anılan maddenin iptali istendiğinden drenaj kanallarının niteliği ve işlevinin ortaya konması gerekmektedir.
    Tarım alanlarının taban suyunu istenilen seviyede tutmak amacı ile açılan drenaj kanalları bir mühendislik çalışması sonucu ortaya konulan yapılar olup bu kanallar ,tarım arazilerinin korunması için yapılmış kanallardır.Bu yapıların derinliği ,kanal şevleri ,taban genişliği ve kapasitelerinin arazi gözlemleri ve laboratuar çalışmaları ile ortaya konulduğu ,drenaj kanallarına atılacak her türlü ilave suyun,içme suyu kalitesinde olsa dahi,drenaj kanalının özelliğini bozmasının mümkün olduğu, drenaj kanallarına atıksu deşarjının ,toprakta geri besleme ile tabansuyunda kontrolsüz bir yükselmeye sebep olacağı, tabansuyunun kontrolsüz bir şekilde bitki kök bölgesine yükselmesinin bitkinin gelişimini ,verimini olumsuz etkileyeceği gibi,toprak yapısında bozulmalar meydana geleceği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla drenaj kanallarının doğal alıcı ortamlar olmaktan çıkarılmasına yönelik yukarıda yer verilen 26. maddede ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması için, su kirlenmesinin önlenmesini sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere gerekli olan hukuki ve teknik esasları belirlediği anlaşıldığından, söz konusu bu düzenlemede dayanağı yukarıda anılan Kanunlara, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması ilkesine ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
    "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 40.maddesini değiştiren ilgili değişiklik maddesinin iptali istemine gelince;
    30.03.2010 günlü,27537 sayılı resmi gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesiyle 40.maddesinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla anılan madde yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
    8.5.2008 günlü DSİ Genel Müdürlüğü işlemi ile 25.7.2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin; "Sulama sistemine paralel olarak açılan ve yüksek taban suyunu tahliye etme görevi bulunan ana, yedek ve tersiyer drenaj kanallarına, ilave her su miktarı bu kanalların kapasitelerini ve fonksiyonlarını zorlayacağından kesinlikle arıtılmış dahi olsa atıksu deşarjı için izin verilmemesi, daha önce verilen şartlı izinlerin ise iptali gerekmektedir." paragrafının iptali istemine gelince;
    Uyuşmazlık konusu alanda bulunan ovalara ait toprakların da orta bünyeli topraklar olduğunun planlama arazi sınıflandırma ve drenaj raporlarındaki laboratuvar analiz sonuçlarına göre ortaya konulduğu,bu tür toprakların geçirgenliklerinin çok hızlı olmasından dolayı drenaj kanallarına verilen atık suların ,kanalın boşalım yapması gerekirken ters çalışıp tarım alanlarına yayıldığı,yayılan suların ovanın taban suyunu yükselttiği gibi yer altı suyunu da besleyerek buradan yeraltı suyu kullanan fabrikaların da etkilenmesine ve insan sağlığı ile oynanmasına da yol açtığı davalı idarenin savunmasında belirtilmiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin alıcı ortama doğrudan boşaltım esasları başlıklı 26. maddesinin (Başlığıyla birlikte değişik:RG-13/2/2008-26786) (g) bendinde drenaj kanallarının doğal alıcı ortamlar olmaktan çıkarılması nedeniyle drenaj kanallarına kesinlikle arıtılmış dahi olsa atıksu deşarjı için izin verilmemesi, daha önce verilen şartlı izinlerin ise iptali gerektiği yolundaki 25.7.2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan 29.12.2016 günlü,2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin revizyonu olan (2016/17)sayılı Genelgede arıtılmış olsa dahi ,sulama,drenaj ve tahliye kanallarına atıksu deşarjı yapılmamasının esas olduğu ,ancak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce belirlenen deşarj noktasında kanalizasyon sisteminin bulunmaması,sulama ,drenaj ve tahliye kanalı dışında deşarj yapılacak başka seçeneğin olmaması,kanalların kapasitesi ve fonksiyonu açısından kısıtlama bulunmaması hallerinde deşarj taleplerinin değerlendirmeye alınabileceği, deşarjın uygun görülmesi halinde Genel Müdürlükten alınacak yetkiyle tarafların protokol imzalayacağı ,şirket tarafından başvuruda bulunulur ise 2016/17 sayılı Genelge doğrultusunda talebinin yeniden değerlendirmeye alınacağı da tabiidir.
    Açıklanan nedenlerle, davanın 08/05/2008 günlü,(bila sayılı) davalı idare işleminin,25/07/2005 günlü ve 2005/23 sayılı davalı DSİ Genel Müdürlüğü Genelgesi'nin "Sulama sistemine paralel olarak açılan ve yüksek taban suyunu tahliye etme görevi bulunan ana,yedek ve tersiyer drenaj kanallarına ,ilave her su miktarı bu kanalların kapasitelerini ve fonksiyonlarını zorlayacağından kesinlikle arıtılmış dahi olsa atık su deşarjı için izin verilmemesi, daha önce verilen şartlı izinlerin ise iptali gerekmektedir."şeklindeki paragrafın ,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren ,"Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin "Tanımlar"başlıklı (3) numaralı maddesinde "Alıcı su Ortamı" tanımını yapan ilgili değişiklik maddesinin,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 40.maddesini değiştiren ilgili değişiklik maddesinin,13/02/2008 gün ve 26786 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 26.maddesinin (g) bendini değiştirmek suretiyle Çevre Kanunu'nda yer alan tanıma aykırı "Alıcı Ortam"tanımı yapan yapan ilgili değişiklik maddesinin iptali istemi yönünden davanın reddi "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği"nin 40.maddesini değiştiren ilgili değişiklik maddesinin iptali isemi yönünden hakkında karar verilmesine yer olmadığı, düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 16/03/2022 tarihinde, davacı vekili ile davalı idarelerden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekilinin gelmediği; diğer davalı Çevre, Şehircilik ve İkliim Değişikliği Bakanlığı vekili Av. ...'ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Davanın reddi yolunda verilen Danıştay Ondördüncü Dairesinin 08/05/2013 tarih ve E:2011/4742, K:2013/3401 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 04/06/2015 tarih ve E:2013/4448, K:2015/2441 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinde, drenaj kanallarına atıksu deşarjının yasaklanmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. (Anılan Genelge, daha sonra, 29/12/2016 günlü, 2016/17 sayılı Genelgeyle yürürlükten kaldırılmıştır.)
    13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2., 18. ve 31. maddeleriyle, 31/12/2004 tarihli, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesindeki alıcı ortam tanımı, 26. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi ve 40. maddesi değiştirilmiştir. (Söz konusu düzenlemelerden 40. madde, 30/03/2010 günlü, 27537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.)
    08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemiyle, davacının atıksu deşarj izninin yenilenmesi talebi, yukarıda belirtilen düzenlemeler gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
    Bakılan dava, söz konusu birel ve düzenleyici işlemlerin hukuka aykırı oldukları iddialarıyla açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanununun dava konusu işlemlerden 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin yürürlüğe girdiği tarihteki 1.maddesinde, Kanunun amacının, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması, iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemek olduğu belirtilmiş; söz konusu madde, 13/05/2006 tarihli, 26167 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 5491 sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla, "Bu kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." şeklinde değiştirilmiştir.
    Aynı Kanunun "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinde, alıcı ortam, "Atıkların bırakıldığı yakın veya uzak çevre" olarak tanımlanmış; 5491 sayılı Kanunla söz konusu tanım, "Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemler" olarak değiştirilmiştir. 9. maddede ise, "(1) Kırsal ve kentsel alanda arazi kullanım kararına uygun olarak tespit edilen koruma alanları ve bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanım esasları yönetmelikle belirlenir. (2) Tespit edilen bu esaslar çerçevesinde aşırı ve yanlış kullanım nedeniyle ülkenin temel ekolojik sistemlerinin dengesinin bozulması, hayvan ve bitki türlerinin nesillerinin tehlikeye düşürülmesi, doğal zenginliklerin bütünlüklerinin tahribi yasaktır." hükmüne yer verilmiş; anılan maddenin 5491 sayılı Kanunla değiştirilmiş şeklinin (g) bendinde, "Doğal kaynakların ve varlıkların korunması, kirliliğinin ve tahribatının önlenmesi ve kalitesinin iyileştirilmesi için gerekli idarî, hukukî ve teknik esaslar Bakanlık tarafından belirlenir."; (h) bendinde, "(1) Ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünleri istihsal alanlarının korunarak kullanılmasının sağlanması ve kirlenmeye karşı korunması esastır.Atıksu yönetimi ile ilgili politikaların oluşturulması ve koordinasyonunun sağlanması Bakanlığın sorumluluğundadır. Su ürünleri istihsal alanları ile ilgili alıcı ortam standartları Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenir. (2) Denizlerde yapılacak balık çiftlikleri, hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfezler ile doğal ve arkeolojik sit alanlarında kurulamaz. (3) Alıcı su ortamlarına atıksu deşarjlarına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.
    Dava konusu işlemler tarihinde yürürlükte bulunan 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9. maddesinin (j) bendinde; "Yer üstü ve yer altı sularının, denizlerin ve toprağın korunması, kirliliğin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla; hedef ve ilkeleri, kirletici unsurları belirlemek, kirliliğin giderilmesi ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları tespit etmek, uygulanmasını sağlamak, yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğine karşı hazırlıklı olmak, müdahale ve mücadele kapasitesini artırmak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak, acil müdahale plânları yapmak, yaptırmak; çevrenin korunması ve yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğinin önlenmesi amacıyla uygun teknolojileri belirlemek ve bu maksatla kurulacak tesislerin vasıflarını saptamak, bu çerçevede gerekli tedbirleri almak ve aldırmak", (k) bendinde de "Su kaynakları için koruma ve kullanma plânları yapmak, kıta içi su kaynakları ile toprak kaynaklarının havza bazında bütüncül yönetimini sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak" Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    31/12/2004 tarihli, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin, dava konusu işlemlerden 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin yürürlük tarihi itibarıyla yürürlükte olan halinde, "Alıcı su ortamı: Atık suların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yer altı suları gibi yakın veya uzak çevreyi,... ifade eder." düzenlemesine yer verilmiş; anılan düzenlemedeki "Alıcı su ortamı" ifadesi, 13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin dava konusu 2. maddesiyle, "Alıcı ortam" olarak değiştirilmiş; tanım içeriğine ilişkin olarak ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
    Aynı Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinin dava konusu işlemlerden 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin yürürlük tarihi itibarıyla yürürlükte olan halinde, "Sulama ve drenaj kanallarına arıtılmış atıksu deşarjında, alıcı su ortamına doğrudan boşaltımda uygulanan hükümler aynen geçerlidir. Ancak sulama kanallarına arıtılmış atık su deşarjında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün uygun görüşünün alınması gereklidir." hükmüne yer verilmiş; söz konusu düzenleme, 13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin dava konusu 18. maddesiyle, "Sulama kanallarına arıtılmış atıksu deşarjında, alıcı ortama doğrudan boşaltımda uygulanan hükümler aynen geçerlidir. Ancak, sulama kanallarına arıtılmış atık su deşarjında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün uygun görüşünün alınması gereklidir." şeklinde değiştirilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Süresi içinde yenilenen dava dilekçesinde, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/12/2018 tarihli, E:2018/5279, 2018/7101 sayılı dilekçe ret kararında belirtilen yanlışlıkların giderildiği anlaşıldığından, davalılardan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün aksi yöndeki iddiasına itibar edilmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
    13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali istenilen kısımlarının incelenmesi;
    a) Dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan, esas Yönetmeliğin 3. maddesindeki "alıcı su ortamı" tanımına ilişkin değişikliğin incelenmesi;
    Dava konusu düzenlemeyle, esas Yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan "alıcı su ortamı" ifadesi, "alıcı ortam" olarak değiştirilmiş; tanım içeriğine ilişkin olarak ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
    Söz konusu düzenlemede, alıcı ortam, atık suların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yer altı suları gibi yakın veya uzak çevre olarak tanımlanmış olup; bu tanımlamada, 2872 sayılı Çevre Kanununun yukarıda yer verilen "Tanımlar" başlıklı 2. maddesindeki "Alıcı ortam" tanımına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
    b) 18. maddenin, esas Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının incelenmesi;
    13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesiyle, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin dava konusu 26. maddesi, başlığıyla birlikte değiştirilmiş; yeni düzenlemenin 2. fıkrasının (g) bendinde, esas Yönetmelikte yer verilen "ve drenaj" ifadesine yer verilmemiş; davacı tarafından, söz konusu değişiklik nedeniyle drenaj kanallarının alıcı ortam kapsamından çıkarıldığı ileri sürülerek, değişiklik maddesinin anılan bendi içeren kısmının iptali istenilmiştir.
    Tarım arazilerinin korunması amacıyla yapılan mühendislik yapılarından olan ve derinlik, kanal şevi, taban genişliği ve kapasite gibi özellikleri, arazi gözlemleri ve laboratuar çalışmalarıyla ortaya konulan drenaj kanalları, tarım alanlarının taban suyunu istenilen seviyede tutmak için yapılmaktadır. Söz konusu kanallar, tarımsal sulama ve yağış kaynaklı fazla suyu topraktan uzaklaştırarak topraktaki taban suyunun bitki kök bölgesine yükselmesini engellemekte, böylece sağlıklı bitki gelişimine imkan veren hava-su dengesini kurmaktadır. Drenaj kanallarına atık su deşarjının, toprakta geri besleme ile taban suyunda kontrolsüz bir yükselmeye sebep olabildiği, taban suyunun kontrolsüz bir şekilde bitki kök bölgesine yükselmesinin ise, bitkinin gelişimini olumsuz etkilediği gibi, toprak yapısında bozulmalar da meydana getirebildiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, drenaj kanallarının, 2872 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 1. maddesine uygun olarak, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunması amacıyla alıcı ortam kapsamından çıkarıldığı sonucuna varıldığından, söz konusu düzenlemede, hukuka ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    2. Yönetmeliğin 40. maddesi ile 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin incelenmesi;
    Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, dava konusu Yönetmeliğin 31. maddesiyle değiştirilen 40. maddesi, 30/03/2010 günlü, 27537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle; 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesi ise, 29/12/2016 tarihli, 2016/17 sayılı Genelgeyle yürürlükten kaldırılmıştır.
    Bu itibarla, anılan düzenleyici işlem hakkında, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
    3. 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işleminin incelenmesine gelince;
    Davacı tarafından, Bursa, ..., ...Köyü Mevkiinde kurulu fabrikanın arıtılmış atıksu deşarj izninin yenilenmesi istemiyle, 03/04/2008 tarihinde yapılan başvuru, davalılardan DSİ Genel Müdürlüğünün 08/05/2008 tarihli işlemiyle, olumsuz etkileri dolayısıyla, drenaj kanallarına atıksu deşarjının 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesi ile yasaklandığı, bu Genelgeyi destekleyici olarak Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin 26. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin, 13/02/2008 günlü, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değiştirilerek, drenaj kanallarının doğal alıcı ortamlar olmaktan çıkarıldığı gerekçeleriyle reddedilmiştir.
    Drenaj kanallarının 1. maddede izah edilen özellikleri de dikkate alındığında, DSİ Genel Müdürlüğünün yukarıda belirtilen 08/05/2008 tarihli işleminde Çevre Kanunu ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin yukarıda yer verilen hükümlerine, işlem tarihinde yürürlükte bulunan 2005/23 sayılı Genelgeye ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesindeki "alıcı su ortamı" tanımının değiştirilmesine ve 18. maddesinin, 26. maddenin 2. fıkrasının (g) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısımları ile 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
    2. Aynı Yönetmeliğin, esas Yönetmeliğin 40. maddesini değiştiren 31. maddesiyle, 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
    3. Karar kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığıyla sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin ...TL'sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; toplam ...TL yargılama giderinin ...TL'sinin davacıdan alınarak davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne verilmesine, kalan kısmın belirtilen davalı üzerinde bırakılmasına,
    4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen ...TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya, ...TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesinin, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesindeki "alıcı su ortamı" tanımının değiştirilmesine, 18. maddesinin 26. maddenin 2. fıkrasının (g) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısımları ile 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemi yönünden oybirliğiyle, dava konusu diğer düzenlemeler yönünden ise oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X) :

    Davacı tarafından, 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin, drenaj kanallarına atıksu deşarjının yasaklanmasına ilişkin paragrafının iptali istenilmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden, anılan Genelgenin, 29/12/2016 günlü, 2016/17 sayılı Genelgeyle yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmış olsa da, dava konusu 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemi tesis edilirken, söz konusu Genelgenin yürürlükte olduğu; öte yandan, yürürlükten kaldırma işleminin geçmişe etkili olarak sonuç doğurmadığı; DSİ Genel Müdürlüğünce, 2005/23 sayılı Genelgeye dayanılarak, bakılan davaya konu 08/05/2008 tarihli işlem gibi birel işlemler tesis edildiği ve bu işlemlerin hukuken geçerliliklerini koruduğu hususları dikkate alındığında, anılan Genelge açısından da davanın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Dairemiz kararının, 2005/23 sayılı Genelge yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmına katılmıyorum.


    KARŞI OY (XX):
    Davacı tarafından, 31/12/2004 tarihli, 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, 13/02/2008 tarihli, 26786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, esas Yönetmeliğin 40. maddesini değiştiren 31. maddesinin ve 25/07/2005 günlü, 2005/23 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin, drenaj kanallarına atıksu deşarjının yasaklanmasına ilişkin paragrafının iptali istenilmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 40. maddesinin, 30/03/2010 günlü, 27537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle; 2005/23 sayılı Genelgenin ise, 29/12/2016 günlü, 2016/17 sayılı Genelgeyle yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmış olsa da; dava konusu 08/05/2008 tarihli DSİ Genel Müdürlüğü işlemi tesis edilirken, söz konusu düzenleyici işlemlerin yürürlükte olduğu; öte yandan, 2005/23 sayılı Genelgeye ilişkin olarak, yürürlükten kaldırma işleminin geçmişe etkili olarak sonuç doğurmadığı, DSİ Genel Müdürlüğünce, bu Genelgeye dayanılarak, bakılan davaya konu 08/05/2008 tarihli işlem gibi birel işlemler tesis edildiği ve bu işlemlerin hukuken geçerliliklerini koruduğu hususları dikkate alındığında, 40. madde değişikliğiyle anılan Genelge açısından da davanın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Dairemiz kararının, belirtilen düzenleyici işlemler yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmına katılmıyorum.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi