Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/3528
Karar No: 2022/1567
Karar Tarihi: 16.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/3528 Esas 2022/1567 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/3528 E.  ,  2022/1567 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/3528
    Karar No : 2022/1567

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, 2011 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle re'sen tarh edilen 2011/2 ilâ 12 dönemleri ve 2011/12 döneminden sonraki döneme devreden katma değer vergisi nedeniyle 2012/1,2,3 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Kanun'un 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; şirket kanuni temsilcisinin vefat ettiği ve kanuni sorumluluklarının yasal mirasçılarına geçtiği dava konusu olayda, ölenin başka mirasçılarının olup olmadığı araştırılmadan, eğer varsa onlardan da defter ve belgelerin ibrazı istenilmeden sadece eşinden istenilmesinde ve adına defter ve belge ibraz etmediğinden bahisle söz konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı ortağa, herhangi bir defter ve belge isteme yazısının usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği anlaşıldığından, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etme ödevini yerine getirmediğinden bahisle indirimlerin reddi ile beyannamelerin yeniden düzenlenerek ve şirket ortağı sıfatıyla borcun tamamı üzerinden re'sen tarh edilen üç kat vergi ziya-ı cezalı katma değer vergisinde ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547. Maddesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Ek Tasfiye" başlıklı 547. maddesinde; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebileceği, Mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar vereceği ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettireceği düzenlemesine yer verildiği, şirketin tasfiyesi tamamlanmadan incelemenin bitirilememesi veya şirketin tasfiyesinin tamamlanmasından sonra vergi incelemesi yapılmasını gerektiren bir durumun ortaya çıkması halinde alacaklı konumunda olan vergi dairesinin, asliye ticaret mahkemesinden ek tasfiye talep etmek suretiyle inceleme yapma imkanı bulunduğu, olayda ise, şirketin 19/10/2015 tarihinde re'sen terkin edildiği, şirket adına düzenlenen inceleme raporunun ise 11/11/2016 tarihli olduğu davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkında incelemenin şirket terkin edildikten sonra yapıldığı görüldüğünden, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. İstinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdarece kararın hukuka uygun olmadığı belirtilerek bozsulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde "re'sen vergi tarhı" tanımlanmış, aynı maddenin 3. bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması halinde maddi delillerin var olmadığının kabul edileceği açıklanmıştır.Buna göre, defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun ibraz edilmemesinin, re'sen takdir sebebi olduğu anlaşılmaktadır.
    Aynı Kanunun ''Kanuni Temsilcilerin Ödevi'' başlıklı 10. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, bu hükmün Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmayacağı hüküm altına alınmıştır.
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun “Tasfiye” başlıklı 17. maddesine 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile eklenen 9. fıkrasında tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları; geçici 6. maddesinde ise, "Kanunun 17. maddesinin 9. fıkrası hükümleri, bu geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanmaz" hükmü yer almaktadır.
    Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle kanuni temsilcilerin sorumluluğunun Vergi Usul Kanunu’nda, tasfiye memurlarının sorumluluğunun ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlendiği; kanuni temsilciler yönünden: tüzel kişilere vergi kanunları ile yüklenen ödevlerin kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda tüzel kişilerin varlığından alınamayan alacakların kanuni temsilcilerin varlığından alınacağı, kanuni temsilcilerin sorumluluklarının kendilerinden beklenen ödevlerin yerine getirilmemesi çerçevesinde devam ettiği dolayısıyla tasfiye edilmiş tüzel kişilerle ilgili tasfiye öncesi dönemlere ilişkin yapılacak takibatların (tarh, tahakkuk, tahsil) kanuni temsilci olarak vergi kanunlarının kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmeyen kanuni temsilciler adına gerçekleştirileceği,: tasfiye memurları yönünden: Tasfiye döneminde tahakkuk eden vergilerin ödenmesi ile bu dönemde vergi kanunları gereğince ortaya çıkacak vergilerin tahakkuk ettirilip ödenmesinden ve bu ödevleri yerine getirmemesi nedeniyle yapılacak tarhiyatlardan tasfiye memurlarının sorumlu tutulduğu, ancak hem kanuni temsilcilere hem tasfiye memurlarına bu ödevleri yerine getirdiğini ispat etmeleri şartıyla sorumluluktan kurtulma fırsatı verildiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre, tasfiyesi tamamlanarak tüzel kişiliği sona eren mükelleflerle ilgili tarh zamanaşımı süresi içerisinde yapılacak tarhiyatların Vergi Usul Kanunu gereğince kanuni temsilci, tasfiye dönemine ilişkin yapılacak tarhiyatlarda ise mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 34 ve 35. maddeleri ile 5520 sayılı Kanun’un 17. maddesi çerçevesinde tasfiye memurları adına yapılması gerekmektedir.
    Bu durumda, 19/10/2015 tarihinde re'sen terkin edilen tasfiyesi tamamlandıktan sonra 25/11/2010 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilip ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliği sona eren şirket hakkında düzenlenen … gün ve … ve … sayılı Vergi İnceleme Raporları uyarınca hukuken tüzel kişiliği sona eren şirketler adına tarhiyatların ve cezai işlemlerin yapılamayacağı ancak yapılan tespitlere dayanılarak şirket kanuni temsilcilerinin, tasfiye memurlarının ve mirasçıların sorumluluğunun saptanabileceği ve söz konusu incelemelerin şirketlerin sona ermesinden sonra da yapılabileceği kuşkusuzdur.
    Dosyanın incelenmesinden davacının şirketin ortağı olduğu ve şirketin sona ermesinden sonra şirkete ait 2011 yılı defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle adına dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiği görülen olayda, davacı adına, usule uygun olarak tebliğ edilen bir yazı ile defter ve belgelerinin istenilip istenilmediği ve cezalı tarhiyatın hukuki dayanağı bulunup bulunmadığı incelendikten sonra bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Dava konusu olayda, söz konusu şirkete ait olan 2011 yılına ilişkin defter ve belgelerinin, usulüne uygun olarak düzenlenen ve tebliğ edilen defter ve belge isteme yazısıyla davacı ortaktan istenilmeden, yalnızca şirketin ölen kanuni temsilcisinin eşine mirasçı sıfatıyla tebliğ edilen defter ve belgelerin ibrazına ilişkin yazı tebliği edilerek ayrıca şirket ortağı davacıya herhangi bir yazı tebliğ edilmeksizin, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etme ödevini yerine getirmediğinden bahisle indirimlerin reddi ile beyannamelerin yeniden düzenlenerek ve şirket ortağı sıfatıyla re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmış olup bu husus kararın bozulmasını gerektirmediğinden ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesi kararının bu gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz bozma kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi