Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/2199
Karar No: 2022/1587
Karar Tarihi: 16.03.2022

Danıştay 4. Daire 2021/2199 Esas 2022/1587 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/2199 E.  ,  2022/1587 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/2199
    Karar No : 2022/1587


    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ...
    VEKİLİ : Av. ....
    2- ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına İflas Halinde ... İnşaat ve San. Tic. A.Ş.'nin vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 04/03/2016 tarih ve 2016/06 takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava konusu ödeme emrinin 61. satırında yer alan amme alacağı bakımından; asıl borçlu şirket tarafından 06/04/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun'dan faydalanmak için başvuruda bulunulduğu ve söz konusu yapılandırmanın ihlal edilmesi nedeniyle kaldırıldığı, yapılandırmalarla birlikte borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişi değiştiğinden, bir başka ifadeyle borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden, söz konusu amme alacağı için öncelikle asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da yapılandırma ve vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin temsilcisi ve ortağına yönelinmesinin gerekmesi nedeniyle yapılandırma ve vade tarihlerinde kanuni temsilci olmadığı anlaşılan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin belirtilen kaleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emrinin 1, 2, 5, 7, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 26, 27, 36, 37, 38, 50, 51, 61, 62, 68, 69, 70 satırlarında yer alan amme alacaklarının kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi, gecikme faizi, usulsüzlük cezası, özel usulsüzlük cezası ve vergi ziyaı cezası olduğu, anılan amme alacaklarının dönemlerinin 2005, 2006, 2007, 2009 ve 2010 yılları olduğu, davacının 08/01/2011 tarihine kadar şirketin temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu göz önünde bulundurulduğunda söz konusu amme alacaklarının doğduğu ve ödenmesi gereken zamanda şirket kanuni temsilci olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğu, dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan yukarıda belirtilen amme alacaklarını ihtiva eden ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği halde tahsilatının yapılamadığı, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin belirtilen kalemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ödeme emrinin kalan kısmı bakımından ise, amme alacaklarını oluşturan vergilerin türleri ve dönemleri dikkate alındığında, 08/01/2011 tarihi itibariyle söz konusu vergi borçlarının doğduğu ve ödenmesi gereken zamanda kanuni temsilci olmadığı anlaşılan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin belirtilen kalemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, fiilen yönetim kurulu üyeliği yapmadığı, sadece kağıt üzerinde üyeliğinin bulunduğu, kararın redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
    2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının dava konusu ödeme emrinin 61. satırında yer alan amme alacağı bakımından ... ve ..'in karşı oyuyla oyçokluğu ile , kalan kısmının ise oybirliği ile ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, ... TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzelkişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
    Kanuni temsilcilerin, şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzelkişiliğin varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulmasından sonra kanuni temsilci olarak sorumlu tutulacağı dönemler dikkate alınarak takibi yoluna gidilmesi gerekmektedir.
    Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
    Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmez.
    6111 ve 6552 sayılı Kanunlar kapsamında borcun ödenmesi amacıyla asıl borçlunun başvuruda bulunmuş olmasının, başvuru tarihinden önce amme alacağının tahsili için ilgili yasalara göre başlatılan/yapılan takip işlemlerini durdurmakla birlikte yapılandırma koşullarına uyulmaması ve kanundan yararlanma hakkının kaybedilmesi önceki takip işlemlerini geçersiz hale getirmeyeceği, takibin yeniden başlatılmasını gerektirmeyeceği gibi anlık kesinleşmiş olan amme alacaklarının yapılandırma nedeniyle bir ödeme varsa mahsup edilmekle birlikte kaldığı yerden hem asıl borçlu şirket hem kanuni temsilci ve ortakları için devam ettirilmesi 6183 sayılı Kanun gereğidir.
    Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından aksi gerekçe ile verilen kararın bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi