Esas No: 2019/5536
Karar No: 2022/887
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 9. Daire 2019/5536 Esas 2022/887 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/5536 E. , 2022/887 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5536
Karar No : 2022/887
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …-…, …-…, …, …, … tarih …-…,…, …-…, …, … tarih ve …, …, …, …, …, …-…,…, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idareden davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporu'nun ve anılan rapora dayanak teşkil eden … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun tebliğine ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesi neticesinde, şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun davacıya, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesi gerekçe gösterilerek tebliğ edilmediğinin görüldüğü, davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunun incelenmesinden, anılan raporun … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporun dayanak alınarak düzenlendiği, vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere yer verilmediği ve davacı hakkında daha önce düzenlenen sorumluluk raporlarına atıflar yaptığı görüldüğünden, davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporuna dayanak teşkil eden ve görüş ve öneri raporunda atıf yapılan vergi tekniği raporu tebliğ edilmeden, davacının anılan rapor içerisinde yer alan lehine ve aleyhine bilgi ve belgelerden haberdar olamaması, tam olarak ne ile isnat edildiğinin ayrıntıları ile öğrenememesi ve karşı iddia ve savunmalarını öne sürememesi nedeniyle adil yargılanma hakkı ile savunma yapma hakkı elinden alındığı, ayrıca, muhasebecisi olduğu ve mali bilgilerine haiz olduğu şirket hakkında düzenlenen ve kendisi ile ilgili tespitler içeren vergi tekniği raporunun davacıya verilmemesinin, 213 sayılı Kanunun'un, "Vergi Mahremiyeti" başlıklı 5. maddesi kapsamında da değerlendirilemeyeceği, sadece ödeme emri ile görüş ve öneri raporu tebliğ edilmek suretiyle, işlemin dayanağı olan ve şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun davacıya tebliğ edilmemesi, davacı hakkında tesis edilen işlemi hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası olduğundan dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Taraflarınca verilen savunma ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddialarla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Daire kararında belirtilen gerekçeile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …-…, …-…, …, …, … tarih …-…,…, …-…, …, … tarih ve …, …, …, …, …, …-…,…, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 1. maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak belirlenmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin sorumluluklarını belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesinde ise, meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde, müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 108. maddesinde, tebliğ olunan vesikaların esasa müessir olmayan şekil hatalarından dolayı hukuki kıymetlerini kaybetmeyecekleri, yalnız vergi ihbarı ile ilgili vesikalarda mükellefin adının, verginin nevi ve miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olmasının veyahut bu vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunmasının vesikayı hükümsüz kılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine anılan Kanun'un 3/B maddesinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 1. fıkrasında, dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı; 2. fıkrasında da, davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın da davacıya tebliğ edileceği, buna karşı davacının cevap veremeyeceği, ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 20. maddesinde de Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin, belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri, bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesinin mecburi olduğu; 21. maddesinde ise, dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, bunların vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadığına mahkemece kanaat getirilmesi durumunda, kabul ve diğer tarafa tebliğ edileceği, bu belgelerin, duruşmada ibraz edilmesi ve diğer tarafın cevabını hemen verebileceğini beyan etmesi veya cevap vermeye lüzum görmemesi halinde, ayrıca tebliğ edilmeyeceği açıklanmıştır
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; idari yargılamada re'sen inceleme ilkesi geçerli olup, bu ilke uyarınca yargı yerlerinin görülmekte olan davalara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi isteme ve inceleme hakkı bulunmakta, öte yandan; iddia ve savunmalar ile deliller karşılıklı olarak davanın taraflarına tebliğ edilmekte, dolayısıyla ilgililer, haklarında tesis edilen dava konusu idari işlemi ve bu işlemin tesis edilme sebeplerini, idarelerin dayandığı mevzuat hükümleri ve yine kendilerine ilişkin olup, idarelerin uhdesinde bulunan bilgi ve belgeleri öğrenmekte ve dava dilekçelerinde veyahut kendilerine tebliğ edilen savunma ve eki bilgi ve belgelere karşı verecekleri ikinci dilekçelerde bu bilgi ve belgelerde yazılı olgulara göre gerekli açıklamaları özgür bir biçimde yapabilmekte, bu itibarla, Anayasa ile güvence altına alınan hak arama ve savunma hakkı özgür ve kısıntısız bir biçimde kullanılabilmektedir.
Vergi tekniği raporunun ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesi usuli bir eksiklik ise de söz konusu raporun mahkemece ara karar ile istenilmesi ya da idarece re'sen, dava dosyasına sunulması üzerine, davacı tarafından incelenmek ve haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini sunmasına imkan vermek suretiyle bu eksikliğin yargılama aşamasında giderilmesi de mümkündür.
Uyuşmazlıkta, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin, görüş ve öneri raporu ile birlikte davacıya tebliğ edilmesi üzerine yasal süresinde dava açılmıştır.
Olayda, görüş ve öneri raporu ve ödeme emirlerinin tebliğ edildiği görüldüğünden; … Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun ödeme emri ile birlikte davacıya tebliğ edilmemesi, davacı hakkında tesis edilen işlemi hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası teşkil etmemektedir. Kaldı ki; ödeme emri ekinde ayrıca tebliğ edilmeyen vergi tekniği raporunun, 2577 sayılı Kanun'un 20 ve 21. madde hükümleri uyarınca, ara kararla istenmesi ya da re'sen idarece dava dosyasına sunulması üzerine, davacı tarafından incelenmek ve haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerin sunulmasına imkan vermek suretiyle bu eksikliğin yargılama aşamasında giderilmesi de her zaman mümkündür.
Bu durumda, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda değinilen gerekçeyle davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.