10. Hukuk Dairesi 2019/6497 E. , 2020/1613 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun"un 4"ncü maddesinin (b) bendinin alt 4"ncü bendi kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, “…..Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davacının 01.04.1995 - 31.12.1995 tarihleri arasında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, davacının 31.12.1995 - 01.06.2005 tarihleri arasına ilişkin isteminin reddine, 01.06.2005 - 11.02.2012 tarihleri arasında davacının Kurum tarafından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu kabul edildiğinden davacının 01.06.2005 tarihinden sonraki talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
1-Davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Kabule konu 01.06.2005 - 11.05.2012 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin dava öncesi Kurumun kabulünde olması halinde hukuki yarar olmadığı, dava sonrası ise konusuz kalıp kalmadığı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Davacının 01.06.2005 - 11.05.2012 tarihleri arasındaki sigortalılık süresine ilişkin kabulün dava öncesinde olup olmadığı, Kurumdan sorulmadan ve irdelenmeden mevcut şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. .….” hususları belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;işlemden kaldırma kararı verilen duruşma gününün, bozma sonrasında taraflara tebliğe çıkarıldığı,davacıya tebliğe çıkarılan tebligat evrakı incelendiğinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu 21"nci maddesine göre usulüne uygun tebliğ yapıldığına ilişkin öngörülen şerhi tevsik ve tescil edici olmadığı anlaşılmaktadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne, 4. fıkrada “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmüne ve 5. fıkrada da “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/4 bendi ise; "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmü içermektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu 21"nci maddesi birinci fıkrasında" Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, tebliğ evrakı usulüne uygun olmayıp işlemden kaldırma kararı yerinde değildir.
Mahkemece esasa girilerek yargılama yapılmalı,sonucuna göre karar verilmelidir.
O halde, davacının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.