15. Hukuk Dairesi 2014/6000 E. , 2015/1917 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.04.2013 gün ve 2010/77-2013/230 sayılı hükmü onayan Dairemizin 02.07.2014 gün ve 2013/5663-2014/4647 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan zeyilname ile belirlenen fiyat farkı, ilave işler bedeli ve hakedişlere eksik olarak girdiği ifade edilen imalatların bedellerinin tahsili istemlerine ilişkin olup; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizden verilen 02.07.2014 tarih, 2013/5663 Esas ve 2014/4647 Karar sayılı ilamla hükmün onanmasına dair ilama karşı davacı taşeron şirket vekillerince bu defa karar düzeltme yoluna başvurulmuş, dosya yeniden incelenmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle fotokopi üzerinden yapılan imza incelemesinin belge aslı ibraz edilmediğinden bilimsel bir görüş olarak kabulünün mümkün bulunmamasına ve davalı şirket yetkilisince verilen 25.05.2009 tarihli yazı içeriğinin zeyilnamelerle ilgili olmamasına göre davacı taşeron şirket vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme nedenleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı taşeron şirket vekili, dava dilekçesinde taraflarca akdedilen 12.06.2008 tarihli sözleşmede gösterilen işlerin, ilave işler de yapılmak suretiyle teslim edildiğini, ancak sözleşme ile belirlenen birim fiyatların taraflarca sonradan düzenlenen zeyilname ile % 100 artırıldığını, bu nedenle, belirlenen yeni birim fiyatlardan kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu, bunun yanında, eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen faturalar, düşük birim fiyat uygulanması, yapılan işin eksik gösterilmesi ve sözleşme harici ilave işlerden kaynaklanan alacakları nedeniyle yaklaşık alacaklarının 465.000,00 TL"ye ulaştığını iddia ederek 80.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise, hakedişlerin itiraz ileri sürülmeksizin imzalandığını, davacının iddia ettiği şekilde bir zeyilname bulunmadığını, davacının alacağının bulunmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı taşeron şirketin talebinin taraflarca akdedilen sözleşmenin eki olarak yapıldığı iddia edilen iki adet zeyilnameye dayalı eksik ödenen taşeron alacaklarının tahsili talebinden ibaret olduğu kabulüyle yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davacının zeyilnameden kaynaklanan fark alacağının yanında eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen faturalar, düşük birim fiyat uygulanması, yapılan işin eksik gösterilmesi ve sözleşme harici ilave işlerden kaynaklanan alacaklarının da bulunduğunu ifade etmiş ve işin yapılıp teslim edilmiş olması da gözetildiğinde talebin kesin hesabın çıkarılmasından ve kesin hesabın çıkarılması sırasında yeni birim fiyatlar belirleyen zeyilnamenin uygulanması talebinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, işin kesin hesabı çıkarılmadan yargılama sonlandırılmış olduğundan kararın, yeterli bir incelemeye dayandığı kabul edilemez.
Davacının talebinin kesin hesabın çıkarılmasından ibaret olduğunun belirlenmiş olması karşısında, kesin hesabın çıkarılması sırasında hangi birim fiyatların uygulanacağı meselesine gelince; Davacı zeyilname ile belirlenen birim fiyatların, davalı ise, kendilerinde bu şekilde bir zeyilname olmadığını gerekçe göstererek sözleşme ile belirlenen birim fiyatların uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, mesele, zeyilnamenin geçerliliği konusunda ortaya çıkmaktadır. Gerçekten de yargılama sırasında, davacı taraf zeyilnamelerin asıllarının davalıda olduğu iddia etmiş, davalı ise, bu şekilde bir zeyilname bulunmadığını savunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 220/2. maddesinde “Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Nitekim, davalı taraf, davacının delil olarak dayandığı zeyilnamenin kendilerinde bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda, mahkemece anılan düzenleme gereği, zeyilnamenin varlığı konusunda davalı şirkete yemin teklif edilmesi zorunludur.
Kabule göre de, harçların davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplandıktan sonra davacı tarafından yatırılan harcın davanın kabul ve ret oranları dikkate alınmaksızın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, peşin yatırılan harcın da yargılama giderlerine karıştırılarak davanın kabul ve ret oranlarına göre paylaştırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 220/2. maddesinde gösterildiği şekilde davalı şirkete zeyilnameyle ilgili olarak yemin teklif etmek; yeminden kaçınma halinde, zeyilname içeriğiyle ilgili olarak aynı düzenlemenin 3. fıkrası kapsamında davacı beyanını kabul ederek zeyilnamede gösterilen birim fiyatlarla; yemin edilmesi halindeyse, davacının iddia ettiği şekilde bir zeyilname bulunmadığı sonucuna ulaşılarak sözleşmede gösterilen birim fiyatlarla; sözleşme dışı ilave işler ve geçici hakedişlerle ilgili düzenlemeler de gözetilerek işin kesin hesabının çıkarılmasından ibarettir.
Kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekirken, onanmasına karar verildiği, karar düzeltme aşamasında yapılan inceleme sırasında anlaşıldığından, davacı taşeron şirket vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz onama ilamının kaldırılarak mahalli mahkemesince verilen hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı taşeron şirket vekilinin sair karar düzeltme nedenlerinin reddine, 2. bent uyarınca karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizden verilen 02.07.2014 tarih, 2013/5663 Esas ve 2014/4647 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahalli mahkemesince verilen hükmün davacı taşeron şirket yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak temyiz aşamasında Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacı şirkete verilmesine, ödediği temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.