Esas No: 2019/21574
Karar No: 2022/3119
Karar Tarihi: 16.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/21574 Esas 2022/3119 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/21574 E. , 2022/3119 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21574
Karar No : 2022/3119
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ... 2- ...
3- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı / ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN ÖZETİ : Davacıların hissedarı oldukları İstanbul İli, Tuzla İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararıyla onaylanan Tuzla İlçesi, İçmeler ve Esenyalı Kavşağı ile E-5 Demiryolu Arasına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Dosyada bulunan dava konusu imar planlara ait paftalar incelendiğinde, uyuşmazlık konusu taşınmazdan geçirilen yolların genişliklerinin belirsiz bırakıldığı görülmüştür.
İmar mevzuatı uyarınca arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının yön ve büyüklükleri ile ilkelerini ve ulaşım sistemleri gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olması gereken nazım imar planlarında, planda öngörülen bir yolun genişliğinin gösterilmemesi, nazım imar planı ölçeğinde ulaşım sistemi açısından belirsizlik yaratacağı gibi anılan yolun tanımlanmasını da (ana arter, trafik veya yaya yolu v.b.) güçleştireceği açıktır.
Diğer taraftan imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesi karşısında, nazım imar planında belirsiz bırakılan yol genişliklerinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ölçeğinde somutlaştırılarak belirginleştirileceği savunmasına da itibar edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Kaldı ki; uyuşmazlık konusu taşınmazdan geçirilen yolların genişlikleri nazım imar planında gösterilmediği gibi uygulama imar planında da gösterilmemiştir.
Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin eki olan nazım ve uygulama imar planlarına ait lejant listelerinde, nazım ve uygulama imar planlarında yer alan yolların genişliklerinin bu yolların üzerine çizilecek dairelerin içerisine yazılması öngörülmüştür:
Bu durumda, imar planlarının uyuşmazlık konusu taşınmazdan geçirilen yollara ilişkin kısımlarının iptaline karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın buna ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dosyada bulunan bilirkişi raporunda; dava konusu imar planlarına ait notlar ile uyuşmazlık konusu planlama sahasında hem parselasyon hem de ifraz ve tevhit gibi uygulamaların yapılmasına imkan tanındığı, aynı alanda farklı imar uygulaması yöntemleri kullanılmasının düzenleme ortaklık payı kesintisi ve kamu ortaklık payı tahsisi bakımından eşitlikçi olmayan sonuçlar doğuracağı, uygulama imar planında parselasyon yapılacak alanın sınırlarının belirlenmemesi nedeniyle plan notlarının "minimum parsel büyüklüğü ve minimum ifraz şartı" koşullarının nerelerde geçerli olacağı hususunda belirsizlik bulunduğu yönünde değerlendirmelere yer verilmiştir.
Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre uygulama imar planlarının uygulanması ve yapılaşmaya uygun imar parsellerinin oluşturulmasında öncelikle parselasyon işleminin yapılması gerekmekte olup imar planı bulunan ve henüz parselasyon işlemi yapılmamış bir imar adasında ifraz ve tevhit işlemlerinin yapılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Davalı idarece ek bilirkişi raporuna yapılan itirazda da, uygulama imar planının uygulanmasında öncelikle parselasyon işleminin yapılacağı belirtilerek bu hususa işaret edilmiştir.
Nitekim 04/07/2019 tarihli, 7181 sayılı Kanunun 8. maddesiyle yeniden düzenlenen 3194 sayılı İmar Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasında, "İmar planı bulunan alanlarda, uygulama imar planına uygun olarak öncelikle parselasyon planının yapılması esastır." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, uygulama imar planlarında bu planlara dayanılarak yapılacak parselasyon işlemlerine ait düzenleme sınırlarının belirlenmesi halinde bu sınırlara riayet edilmesi zorunlu ise de, bu sınırların gösterilmesi zorunlu değildir.
Bu itibarla, bilirkişilerin yukarıda zikredilen değerlendirmelerine itibar edilmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.