2. Ceza Dairesi 2019/4736 E. , 2019/5161 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ..."nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 491/1, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddeleri gereğince 891,00 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca ertelenmesine dair kapatılan.... Sulh Ceza Mahkemesinin 02/03/2005 tarihli ve 2004/712 esas, 2005/112 sayılı kararına ilişkin hükmün esasen vaki sayılmamasına ve adli sicil kaydının silinmesine dair Nizip 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2004/712 esas, 2005/112 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 30/01/2019 gün ve 94660652-105-27-15475-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2019 gün ve 2019/13687 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Sanık hakkında elektrik hırsızlığı suçundan 765 sayılı Kanun hükümleri gereğince neticeten 891,00 Türk lirası ağır para cezası verilerek 647 sayılı Kanun"un 6. maddesi gereğince cezasının ertelendiği, 765 sayılı Kanun"un 95/2. maddesinde yer alan "Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." şeklindeki hüküm ile, ek karar tarihinde yürürlükte bulunan 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun geçici 2. maddesi 1. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” şeklindeki, 11/04/2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun"da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 3. maddesi ile değişik 2. fıkrasında “Bu Kanunun yayımı tarihinde, Anayasanın 76 ncı maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından, arşive alınan veya şartları oluştuğu halde ya da henüz şartları oluşmadığı için arşive alınmayan kayıtlar hakkında 12 nci maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır.” şeklindeki ve 6290 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen 3. fıkrasında “İkinci fıkrada sayılanlar dışında, birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, sanığın işlediği elektrik hırsızlığı suçunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 48. maddesinde sayılan suçlardan olup, mevzuat gereği adli sicil kaydından çıkartılarak arşiv kaydına alınması gerektiği, 6290 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile değişik 5352 sayılı Kanun"un geçici 2/2. maddesi uyarınca ancak aynı Kanun"un 12/1-b maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde arşiv kaydından silinmesinin mümkün olduğu görülmekle, söz konusu mahkumiyet kaydının henüz arşiv kaydından silinme koşulları oluşmadığı gibi, 6290 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen 5352 sayılı Kanun"un geçici 2/3. maddesi gereğince 6290 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 11/04/2012 tarihinden itibaren şartları oluştuğu taktirde Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından arşiv kayıtlarının silinebileceğinin gözetilmemesinde,
2-05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanunun 142/1-f bendi yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda, 02.03.2005 tarihinde verilen mahkûmiyet kararı, temyiz edilmediğinden bahisle 08.04.2005 tarihinde kesinleştirilmiş ise de, katılan vekiline gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmadığı gibi, kararda yasa yolunun türü, mercii, süresi ve şeklinin de gösterilmediği sadece yasa yolu açık olmak üzere şeklindeki ibare ile yetinildiği, dolayısıyla hükmün usulüne uygun kesinleşmediği ve sonraki tüm işlemlerin hukuken geçersiz olduğu belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, 02.03.2005 tarihli ve 2004/712 E., 2005/112 K. sayılı kararın sanığa ve katılan vekiline (tebliğ evrakına temyiz süresinin başlangıcı, şekli ve mercine ilişkin ihtar da yazılmak suretiyle) tebliğ edilip, usulüne uygun olarak kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup (NİZİP) 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2004/712 E., 2005/112 K. sayılı ek kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.