Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10911
Karar No: 2022/3123
Karar Tarihi: 07.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10911 Esas 2022/3123 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10911 E.  ,  2022/3123 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2021/444-2021/1498

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
    No : 2018/134-2020/245

    Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket bünyesinde, Eylül 2007 Nisan 2013 arasında ocak işçisi olarak çalıştığını, fesih tarihinde son net ücretinin 3.000,00 TL olmasına rağmen kuruma primlerinin asgari ücretten bildirildiğini, işçilik alacakları için açılan ... 6. iş Mahkemesinin 2015/691 Esas sayılı dosyasında davacının son net ücretinin 2.050 TL net, 3.023,49 TL brüt olarak tesbit edildiğini, anılan dosyada dinlenen bordro tanıklarının davacının günlük 100,00 TL ücret aldığını beyan ettiğini, buna rağmen daha düşük ücretten hesaplama yapıldığını ileri sürerek, davacının ücretinin ... 6. İş Mahkemesinin 2015/691 Esas sayılı dosyada bulunan bordro tanık beyanları esas alınarak yeniden hesaplanarak kurum kayıtlarının düzeltilmesini, bunun mümkün olmaması durumunda dava dosyasındaki bilirkişi raporunda belirtilen ücret üzerinden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın süresinde olmadığını, zaman aşımına uğradığını, anılan dosyanın henüz kesinleşmediğini, anılan dosyadaki esas alınan ücretin davacının gerçek ücreti olmadığını, dinlenen tanıkların çalışmalarının fasılalı olduğunu, davacıdan çok önce işten ayrıldıklarını davacının çalışmasının fasılalı 3 ay 12 gün olmasına rağmen 4 ay 2 gün olarak tesbitinin hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Feri müdahil Kurum vekili davaya verdiği cevap dilekçesinde; davanın kamu düzenine ilişkin olup çalışma olgusunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatı gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın Kabulü ile; Davacının davalı işyerinde geçen çalışmalarına ilişkin prime esas kazanç tutarlarının dönemsel asgari ücretin 1,4215 katı olduğunun tespitine, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davalı ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, karar verildi.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde Eylül 2007 - Nisan 2013 tarihleri arasında ocak işçisi olarak çalıştığını, fesih tarihi itibariyle almış olduğu son net ücretin 3.000 TL olmasına rağmen davalı şirketce SGK'ya asgari ücret üzerinden prim ödemesi yapıldığını, iş sözleşmesinden doğan alacakların tahsiline yönelik açılan davadai yer alan bilirkişi raporunda müvekkilin almış olduğu son net ücretin 2.050,00 TL brüt ücretin ise 3.023,49 TL olarak tespit edildiği,dava dosyasında dinlenen bordro tanıklarının beyanlarında; maaşlarının günlük yevmiye olarak ödendiğinin ve bunun da günlük 100 TL olduğunun beyan edildiğini, tanık beyanlarının bu şekilde olmasına rağmen, bilirkişi raporunda son net ücretin 2.050,00 TL brüt ücretin ise 3.023,49 TL olduğu tespitinin yapıldığı, müvekkil davacının maaşının olduğundan eksik gösterildiği, dolayısıyla sigorta primlerinin davalı şirketçe eksik yatırıldığını, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun'un 77. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 80. maddesidir. Söz konusu maddelerde prime esas kazançların nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup, “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. İdare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
    Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20/10/2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20/10/2010 gün ve 2010/10-481 Esas-2010/524 Karar, 20/10/2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19/10/2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19/06/2013 gün ve 2012/10-1617 Esas-2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
    Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa dönemi açısından;
    5510 sayılı Kanunun 80/1-d maddesinde de; "4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
    d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82'nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmazı ve 102'nci madde hükümleri uygulanmaz." denilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde, davacı yanın 2007/09-2013/04 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde, son net ücretinin 3000 TL olduğunu beyanla, prime esas ücretinin tespitini istediği eldeki davada, davacının hizmet döküm cetveline göre; 20.09.2007-30.12.2007 tarihleri arasında 1009132.51 sicil sayılı dava dışı Art-tra Traverten Madencilik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nden, 06.12.2007 - 29.01.2008 tarihleri arasında 1134843.07 sicil sayılı davalı işyerinden, 01.03.2008 - 25.07.2008 tarihleri arasında dava dışı 1139797.07 sicil sayılı dava dışı “...” unvanlı işyerinden, 26.07.2008 - 06.08.2008 tarihleri arasında 1134843.07 sicil sayılı davalı işyerinden, 07.08.2008 - 13.05.2009 tarihleri arasında 1140661.07 sicil sayılı davalı iş yerinden,14.05.2009 - 25.08.2011, 04.01.2013 - 15.03.2013, 16.03.2013 - 01.04.2013, 02.04.2013 - 1204.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinden, sigortalı bildirimlerinin yapıldığının anlaşılması karşısında, davacının öncelikle beyanı alınmak suretiyle, hizmet tespitine yönelik bir talebinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, hizmet tespitine yönelik talebinin olduğunun anlaşılması halinde hizmet tespitine yönelik yöntemince araştırma yapılmalıdır. Aksi halde, İlk Derece Mahkemesince davacının ücretinin, TÜİK Kazanç Bilgi sorgulamasına göre 2014 yılı Kasım ayı için belirlenen brüt ortalama ücret esas alınarak, dönemsel asgari ücretin 1,4215 katı olduğundan bahisle, davacı yanın ücretinin yazılı şekilde karar tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince, iddia olunan gerçek ücretle ilgili olarak, dosyada,davacı işçinin imzası bulunan aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, imzalı ücret bordroları veya yazılı delil başlangıcı niteliği taşıyan hiçbir belge, kayıt , bordro veya hesap pusulası bulunmaması karşısında, verilen kararın yerinde olmadığı konusundaki yaklaşımı isabetli bulunmuştur. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde de yerini bulunan anılan kayıtların mevcut olup olmadığı konusunda, Mahkemece, davacı yanın da beyanı alınmak kaydıyla, yukarıda izah edilen yönteme uygun olarak ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılmalı, yapılan araştırma sonucunda iddia olunan gerçek ücretle ilgili olarak bir belirleme yapılamadığı takdirde, Mahkemece, işçilik alacaklarına yönelik kesinleşen davada verilen karar sonrasında davacıya işverence ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenip, buna göre ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilebileceği dikkate alınarak, toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi