Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6394 Esas 2019/5096 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6394
Karar No: 2019/5096
Karar Tarihi: 11.06.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6394 Esas 2019/5096 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, bir kişinin ölümü sonrasında terekenin tespiti, korunması ve defter tutulması için dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek tereke temsilcisini görevden alıp terekeye yönetim memuru atanmasına hükmetmiştir. Ancak, mahkemenin terekenin tespitine ilişkin yetersiz araştırma yapması ve terekenin tam olarak belirlenememesi sebebiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğindedir ve istihkak davası niteliği taşımamaktadır. Mahkeme, terekenin tespit edilip deftere geçirilmesi, muhafazası mümkün olmayan varlıkların satılması, altın vb. ziynet eşyalarının tereke mahkemesi kasasına alınması ve tespit edilen malların hükümde gösterilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu 589. ve devamı maddeleri, Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin T
14. Hukuk Dairesi         2016/6394 E.  ,  2019/5096 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından 18/01/2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, korunması ve defter tutulması istenmesi üzerine yapılan inceleme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/09/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tüm mirasçılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, terekenin tespiti, korunması ve defter tutulmasına ilişkindir.
    Davacılar vekili, 02.12.2012 tarihinde ölen mirasbırakan ..."in terekesinin tespitini, korunmasını ve defter tutulmasını istemiştir.
    Mahkeme, davanın kabulüne, tereke temsilcisinin görevden alınarak terekeye yönetim memuru atanmasına karar vermiştir.
    Hükmü, mirasçılar vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.
    Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.
    Bu itibarla mahkemece, resmi kurumlardan murisin taşınır ve taşınmaz tüm malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya murise borcu olan mirasçıların murisin mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33"üncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilip hükümde gösterilmesi gerekir.
    Somut olayda ise, mirasçılar tarafından mirasbırakanın yurtdışındaki bankalarda hesaplarının olduğunun bildirilmesine karşın bu husus hiç araştırılmamış, mirasbırakanın şirketlerinin malvarlıkları araştırılmamış, ayrıca mirasbırakanın UYAP’tan taşınmazlarının sorgulanmasında mahkemece tespit edilenler dışında Bodrum ili Yalıkavak ilçesi 1212 parsel, 702 ada 5 parsel, 583 ada 4 parsel ve İslamhaneleri ilçesi 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazları bulunduğu, bunlardan 1212 parsel dışındakilerin 3402 sayılı Kanun gereği yenileme kadastrosu ile oluşturulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda yenileme kadastrosu ile oluşan parsellerin mahkemece tespit edilen taşınmazlar ile ilgisinin tespiti ve 1212 parselin de tapu kayıtlarının getirtilmesi ile terekenin tam olarak belirlenmesi gerekmektedir.
    Yazılı şekilde hükümde terekenin tespitine ilişkin bir hüküm kurulmamış olması ve terekenin tespitine ilişkin yetersiz araştırma ile yetinilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 11.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.