Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/77
Karar No: 2020/1602
Karar Tarihi: 25.02.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/77 Esas 2020/1602 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/77 E.  ,  2020/1602 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, özetle, davalı ...’a ait yazlık evin onarımı ile ilgili inşaata 17.06.2011 tarihinde meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalılar vekilleri, davacının talebini kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, “...Yapılan yargılama sonunda tarafların ve dinlenen tanık beyanları Ceza Mahkemesi bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kazanın... adresinde bulunan ..."a ait evin balkon saçaklarını ve boya ile sıva işlerini alan inşaat kalfası ..."in yanında çalıştırılmak üzere inşaat işçisi olan davacıyı yanında gündelikçi olarak çalıştırdığının dosyadaki tanık beyanları ile sabit olduğu, "sigortalının işyerinde bulunduğu sırada" haline uygun olarak gerçekleşip, yine iş saatleri içinde ve davacının işverenin işini yürütmek için evinde bulunduğu sırada meydana geldiği, emsal nitelikli Yargıtay 21.HD"nin 2008/11086 E, 2009/9960 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere iş kazası tespiti yönünden 5510 sayılı yasanın 13.maddesi a bendinde olayın işyerinde vuku bulmasını yeterli görüp başkaca şart ve kısıtlamaya yer vermediği, davacının işveren tarafından yürütülmekte olan iş sırasında, davalıya ait evde çalıştığı sırada kazanın gerçekleştiği ve bu nedenle de olayın iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...17/06/2011 tarihinde davacı asilin inşaat merdiveninden düşmesi suretiyle gerçekleşen kazanın iş kazası olduğunun tespitine,...” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, “...Her ne kadar davalı ... bu konuda aralarında bir anlaşma olmadığı halde işlerin davalı ... tarafından yapıldığını iddia etmiş ise de; yaşamın olağan akışına ilişkin deneyimlere uygun bulunmayan savunmaya değer verilmemiş, bina sahibi olan davalı ..."ın kendine ait binanın balkon saçaklarının tamiri için boya ve sıva işlerini alan diğer davalı ... ile anlaştığı hususu, ayrıca davalı ..."in sunduğu defter fotokopisi, tanık beyanları ile de belirlendiğinden davalıların balkon saçaklarının boya ve sıvasını yapmak üzere anlaştıkları sonucuna varılmıştır.
    Davalı ..."ın yine istinaf itirazı olarak ileri sürdüğü ceza yargılamasında beraat ettiği ve bu kararın iş bu yargılamayı yapan mahkemeyi bağlayacağına dair istinaf incelemesi sırasındaki itirazının ise;
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, ""Hakim zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." hükmü dikkate alınarak ceza mahkemesinin kusur incelemesi yukarıdaki hukuki düzenlemeler doğrultusunda esas alınmamıştır.
    Davalı ..., davacıyla herhangi bir iş ilişkisinin olmadığı, işverenin mülkiyet sahibi olan diğer davalı olduğuna yönelik itiraz etmiş ise de; 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmüne göre," işveren adına veya hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu kanunda belirtilen yükümlülüklerden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmü de dikkate alınarak davalı ..."in işveren vekili olarak hareket ettiği görülmekle maddede düzenlendiği şekilde davalıların müteselsilen iş kazasından sorumlu olduklarına yönelik yaklaşımın ve buna uygun mahkeme kararının yerinde olduğu istinaf kanun yoluna başvuran davalıların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların yerinde olmadığı; ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçeleri ile, “... Kuşadası 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin, 27.12.2017 tarihli, 2015/166 E, 2017/597 K. sayılı kararına yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,...” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalılar ... ve Kurum vekilleri, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
    2)Davacı, 17.06.2011 tarihinde davalı ...’a ait, ... adresinde bulunan yazlık evin balkon saçaklarını ve boya ile sıva işlerini alan inşaat kalfası ..."in yanında çalışırken düşme sonucu gerçekleşen kazanın işkazası olarak tespiti için eldeki davayı açmış, Mahkemece, kazanın davalı ...’e ait evin inşaatında meydana gelmiş olması yeterli şart olarak kabul edilerek davalı ...’ın işveren olarak kabulü doğrultusunda tespit kararı verilmiş, Bölge adliye Mahkemesince de davalı ...’ın işveren, davalı ...’in işveren vekili olarak kabulüne göre Mahkemece verilen tespit kararı, usul ve yasaya uygun bulunarak, davalı ...’ın istinaf talebi esastan reddedilmiştir.
    Olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"dur.
    5510 sayılı Yasanın “İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren” başlıklı 12 nci maddesi hükmünde, “ 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir. İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren vekilidir. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur...” yine aynı maddede “...bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilmiştir. Dolaysıyla işveren vekilliğinin veya alt işverenliğin olması öncelikli olarak asıl işverenin varlığına bağlıdır.
    İşveren vekili ilgili maddede açık bir şekilde tanımlanmıştır.
    Alt işverenlikte ise, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın, kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün alt işveren tarafından görülmesidir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Somut dava dosyası yukarıda anlatılan esaslar doğrultusunda incelendiğinde eksik incelemeye ve araştırmaya dayalıdır. Çünkü, dosya kapsamına göre, davalı ... işkazası meydana gelen işyerinde işveren olmayıp, anahtar teslimiyle işi ...’e vermiş olduğundan davalı ... hakkındaki davanın reddi gerekmektedir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı ..."a iadesine, 25.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi