Esas No: 2021/11682
Karar No: 2022/3084
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11682 Esas 2022/3084 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11682 E. , 2022/3084 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 16. İş Mahkemesi
Dava, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının eşinden 2005 yılında boşandığını, babasının vefat ettiğini 31.01.2009 tarihinde Kuruma başvurarak, tahsis talebinde bulunduğunu ve aylık almaya başladığını, ancak Kurum tarafından eşi ile fiilen birlikte yaşadığı gerekçesi ile babasından dolayı aldığı ölüm aylığının kesildiğini, 43.117,55 TL borç çıkarıldığını belirterek, ölüm aylığının kesilmesi ile ilgili Kurum işleminin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, yapılan denetim sonucu düzenlenen raporla davacının boşanmış olduğu eşi ile fiilen birlikte yaşadığı hususunun tespit edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında karar doğrultusunda araştırma yapıldığı, ilgili emniyet müdürlüğünden dava konusu dönemdeki komşuların emniyet, muhtarlık, nüfus kayıtları da araştırılarak tespitinin istenildiği, emniyet tarafından kentsel dönüşüm nedeniyle komşu tespit edilemediğinin bildirildiği, davacı tarafından komşu tanığı bildirildiği ve dinlendiği, bildirilen tanıkların davacı iddiasını doğruladıkları, muhtar ve azaların tespit edilerek tanık olarak dinlendikleri, azaların genel olarak davacıyı tanımadıkları, azalardan ...'un davacı tanımadığını söylemekle birlikte davacının boşandığı eşi olan ...'ı tanığını, uyuşturucu kullanan biri olduğunu, boşaltılan yıkık evlerde uyuşturucu kullandığına ilişkin şikayetler geldiğini bildirdiği, muhtar olan kamu tanığının ise somut bilgiler vererek davacının boşanma sonrası boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığını bildirdiği ve ayrıca davacı tarafından komşu tanığı olarak bildirilen tanıkların komşuluklarını doğruladığı anlaşıldığından davacının boşanma tarihinin, ölümü nedeniyle aylık bağlanan babasının ölümünden 4 yıl kadar sonra olması, yani boşanmadan 4 yıl sonra davacı babasının ölümü ve bu nedenle maaş bağlanması, davacı tanıklarının davacının boşandığı eşinin şizofren olduğunu bildirmeleri ve hastane evrakları ile de psikolojik rahatsızlığın doğrulanması ve tüm dosya kapsamı karşısında, aksi yöndeki delillere itibar edilmeyerek boşanma sonrası birlikte yaşama ve böylece muvazaalı boşanma iddiasının kanıtlanamadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, iptaline karar verilen kurum işlemi nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece zabıta araştırması ile denetmen tarafından tespit yapılan adreste çevresel soruşturma yapılarak komşuları tespit edilmeye çalışıldığı, adreste kentsel dönüşüm nedeniyle yıkık durumda olup komşuların tespit edilemediğinin bildirildiği, ... muhtar ve azalarının beyanlarının alındığı, ... muhtarının mahkemece alınan beyanında davacının eşinden boşandıktan sonra eski eşiyle birlikte yaşamadıklarını beyan ettiği, uyuşmazlık konusu dönemde muhtar beyanı ile aynı mahallede komşu olarak oturduğu anlaşılan tanıklar ... ve ...'nın aynı yönde beyanda bulunmaları karşısında mahkemenin davanın kabulüne dair maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili; tanık ifadelerinin aradan zaman geçtikten sonra, mahallenin kentsel dönüşüme uğradığı bir zamanda alındığını, yargılamanın ilk aşamasında beyanı alınan kamu tanıklarının mahallede o sırada yaşıyor olmaları nedeniyle ifadelerinin daha üstün tutulması gerektiğini, resen nazara alınacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Bu aşamada, özellikle Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki belgelerden, davacının 08.06.2005 tarihinde boşandığı, babasının boşanma tarihinden sonra 31.01.2009 tarihinde öldüğü, 28.03.2014 tarihli denetim raporuna göre aylığın kesildiği ve 24.03.2009-24.04.2014 arası aylıkların yersiz ödeme olarak iadesinin talep edildiği, davacının 04.03.2007 ile 10.02.2014 tarihleri arasında ... Mah.... Cad.No .../... ... adresinde kayıtlı olduğu bu tarihten sonra ... Mah.... sokak No .../... ... adresine taşındığı; boşandığı eşi ...’nın ise 19.01.2010 tarihinden itibaren ... mah..../... sokak .../... adresinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Kuruma ihbarda bulunan davacının kardeşi ... 13.03.2013 tarihli dilekçesinde, ablasının 4 yıldır eşi ... ile birlikte ...’nın babasına ait evde çocukları ile beraber ... Mah.... Cad.No .../... ... adresinde yaşadığını belirtmiştir.
Bu adreste SGK müfettişi tarafından yapılan denetim sonucu düzenlenen 28.03.2014 tarihli denetim raporuna ekli tutanaklarda, komşuları ... ve ... 21.03.2014 tarihli imzalı beyanları ile davacı ve boşandığı eşinin çocukları ile birlikte aynı evde yaşadıklarını ifade etmişler ve mahkeme huzurunda alınan beyanları ile de bu ifadelerini teyit etmişlerdir.
Davacı ... 04.02.2014 tarihli imzalı beyanında, müfettişe şu an oturduğu evin eski kayınpederi üzerine olduğunu, ev kötü olduğu için kira ödemediğini, 1 hafta sonra taşınacağını beyan etmiştir.
Müfettiş tarafından tutulan 03.02.2014 tarihli tutanakta, ...’in kızının babasının 26 numaranın hemen yanındaki gecekonduda oturduğunu beyan ettiği, ancak eve bakıldığında evin boş ve oturulamaz halde olduğunun görüldüğü belirtilmiştir.
Davacının 10.02.2014 tarihinden sonra taşındığı ... adresinde yapılan araştırmada, davacının 3 kızı ile birlikte yaşadığı, haklarında bilgi sahibi olan bulunmadığı belirtilmiş, davacının yersiz ödeme döneminde ikamet ettiği adreste yapılan araştırmada ise kentsel dönüşüm nedeniyle ... mahallesi yıkıldığından tanıyan bilen bulunmadığı belirtilmiştir.
Eldeki dosyada, tutanak tanıklarının müfettişe verdiği imzalı beyanlarını mahkeme huzurunda da teyit etmeleri ve mahkemede davacı ile boşandığı eşinin ... Mahallesinde oturdukları müddetçe birlikte yaşadıklarını, taraflarla aralarında husumet bulunmadığını beyan etmeleri, tanıklarca bahçe içinde 2-3 üç gecekondu olduğunun ve burada yaşadıklarının belirtilmesi davacı ile boşandığı eşinin nüfusa kayıtlı adreslerinin 2014 yılına kadar ... numaralı binada A ve C olarak görülmesi, müfettişçe yapılan tespitin de aynı yönde olması nedeniyle birlikte yaşama olgusunun aksini ispat açısından yapılan araştırma yetersiz bulunmuştur.
Mahkemece, Kuruma ihbarda bulunan ...’in ifadesini alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin uyuşmazlık konusu dönemde fiilen oturduğu ... Mahallesi adresinde 2009-2014 arası yakın komşuları Emniyet Müdürlüğü vasıtasıyla (mahallenin kentsel dönüşüm nedeniyle yıkıldığı belirtildiğinden, ilgili döneme ilişkin adres kayıt sistemi verilerinden de yararlanılarak) araştırılmak suretiyle tespit edilmeli, davacı ve boşandığı eşinin uyuşmazlık konusu dönemdeki medula kayıtları celp edilip tespite konu sürede ayrı ayrı her ikisinin de hangi sağlık kuruluşlarına başvurdukları ve beyan ettikleri adresler araştırılmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında şüphe bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı aksi yönde delil ve kanaat edinilememesi halinde, Kurum müfettişi tarafından düzenlenen tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilmesi gerektiği gözetilerek karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11 Hukuk Dairesinin davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 07.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.