Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6493
Karar No: 2020/1598
Karar Tarihi: 25.02.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/6493 Esas 2020/1598 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/6493 E.  ,  2020/1598 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

    Dava, aksi Kurum işlemin iptali ile 25.01.1991-01.03.2011 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun bunun mümkün olmaması halinde aynı dönem için isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüne karar verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; aksi Kurum işleminin iptali ile, davacının, 25.01.1991-01.03.2011 tarihleri arasında 1479 ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-b kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitini, bu mümkün olmazsa, aynı dönem için isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini istemiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili haksız davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, “... Davacının 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25, maddesindeki vergi kaydı, esnaf ve oda kayıtlarına ilişkin koşulları taşımadığı, davacının uyuşmazlık konusu dönem itibariyle de prim ödemelerinin bulunmadığı ve yapılandırmadan kaynaklı ödemelerin geçmişe ilişkin sigortalı olma hakkını doğurmayacağı, davalı kurumun primlerin ödenmesi yönündeki haciz işlemlerinin 1479 sayılı Kanun kapsamında davacının sigortalılığı sonucunu doğurmayacağı, davacının zirai kazanca dayalı vergi kaydının 1479 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği, nakliyecilik faaliyetinden kaynaklı vergi kayıtlarının ise uyuşmazlık konusu dönemi kapsamadığı, esnaf sicil kayıtlarının 16/06/2010 tarihinde başlamış olması nedeniyle dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Kaldı ki davacıya ait esnaf sicil kayıtlarında usulsuzlük iddiası yönünde bir uyuşmazlık bulunmadığından davacı hakkında 6652 sayılı Yasanın 58. maddesi ile eklenen 5510 sayılı Kanunun geçici 54. maddesinin uygulama koşulları oluşmamıştır. Davacının 1479 sayılı Yasada aranılan 25.01.1991- 02.08.2003 dönemi meslek odası ve esnaf odası kayıtları veya vergi kaydı, 02.08 2003-01.03.2011 dönemi esnaf odası ve vergi kayıt şartını taşımadığı gibi prim ödemelerinin bulunmadığı bu nedenle isteğe bağlı sigortalılık koşulunu taşımadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...Subut bulmayan Davanın reddine..." karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkemece,”...Davacının sigortalılık niteliğinin 31/12/1991 tarihinde yitirdikten sonra kurumdan kayıt ve tescilini terkin ettirmediğini, kurumun bu nedenle davacı aleyhinde 6183 sayılı Yasa gereği 2001 yılında cebri icra yoluna başvurduğu, davacının cebri icra tehdidi altında söz konusu prim borçlarını tecil ve taksitlendirmede bulunarak ödediği anlaşılmakla, davacının 25/01/1991 - 31/12/1991 tarihleri arası 11 ay 6 gün zorunlu (4/1-b. 1.alt bendi), 26/08/1997-10/02/2006 tarihleri arası 8 yıl 5 ay 14 gün zorunlu (4/1-b. 3.alt bendi), 22/05/2006-28/02/2011 tarihleri arası 4 yıl 9 ay 6 gün zorunlu (4/1-b. 4.alt bendi) gereği (1479 sayılı Yasaya tabii Bağ-Kur) sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine ve 01/01/1992-25/08/1997 tarihleri arası 5 yıl 7 ay 25 günde yerleşik Yüksek Yargıtay içtihatları gereği cebri icra tehdidi altında tahsis edilen primler ve 10/02/2006-22/05/2006 tarihleri arası 3 ay 12 gün süreli Mülga 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince sigortalılık niteliğinin kaybedilmiş olmasına rağmen düzenli yatırılmış primler nedeniyle 79. madde kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekmekle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile,
    “...Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne,
    2-HMK"nin 353/1-b-2 maddesi gereğince Hatay İş Mahkemesi (Müstemir Yetkili) 2013/553 2017/614 E.K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasına,
    3-Davacının davasının kabulü ile, kurum işleminin iptaline;
    a- 25/01/1991-31/12/1991 tarihleri arası 11 ay 6 gün zorunlu (4/1-b. 1.alt bendi),
    26/08/1997-10/02/2006 tarihleri arası 8 yıl 5 ay 14 gün zorunlu (4/1-b. 3.alt bendi),
    22/05/2006-28/02/2011 tarihleri arası 4 yıl 9 ay 6 gün zorunlu (4/1-b. 4.alt bendi) gereği (1479 sayılı Yasaya tabii Bağ-Kur) sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine,
    b- 01/01/1992-25/08/1997 tarihleri arası 5 yıl 7 ay 25 gün ve 10/02/2006-22/05/2006 tarihleri arası 3 ay 12 gün süreli mülga 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine,...” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili, yapılan Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunun ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) 25.01.1991-01.03.2011 tarihleri arasında 1479 ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-b kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitini, bu mümkün olmazsa, aynı dönem için isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini isteyen davacının, dosyadaki belgelere göre, 06.10.1988 tarihinden itibaren esnaf oda kaydı, 27.06.2009 tarihinden itibaren ziraat odası kaydı, 25.01.1991-31.12.1991 tarihleri arası balık ticareti nedeniyle ticari vergi kaydı, 22.05.2006 tarihinden itibaren balık istihsali nedeniyle zirai vergi kaydı, 12.05.2010 tarihinden itibaren akaryakıt satış faaliyeti nedeniyle ticari vergi kaydı ve 26.08.1997-10.02.2006 tarihleri arasında limited şirket ortaklığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bölge Adliye Mahkemesince 22.05.2006-28.02.2011 tarihleri arasında vergi kaydının zirai olması nedenine dayanılarak verilen ve davacının bu dönem için 2926 ve 4/1-b. 4.alt bendi kapsamında sigortalı sayılmasına dair hüküm bölümü, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2., 3., 6., ve 10. maddeleri ve 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 5510 sayılı Yasanın 3. maddesi, 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendidir.
    2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kurum"a re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    5510 sayılı Yasanın 4/1-b-4 düzenlemesi de yine tarımsal faaliyette bulunanların sigortası olup, aynı kanunun 3. maddesinde tarif edilen tarımsal faaliyet ise, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazası, taşınması veya pazarlanması olarak tarif edilmiştir.
    Bu nedenlerle davacının söz konusu 22.05.2006-28.02.2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilebilmesi için sadece zirai vergi kaydının olması yeterli olmadığından, bu kapsamda tescil, prim tevkifatı ve prim ödemelerinin olup olmadığına ilişkin araştırma yapılarak, yok ise bu dönem yönünden talep reddedilmeli, varlığı halinde buna göre yeniden değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre hüküm tesis edilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin, davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile yazılı biçimde tesis edilen kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 25.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi