12. Hukuk Dairesi 2017/5114 E. , 2018/6963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çevresinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde olmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Borçlunun temyiz itirazlarına gelince;
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı senetlerden 01.6.2011 vade tarihli olan yönünden 29.000,00 TL"lik tutar için borca itiraz ettiği ve mahkemece bu senet yönünden 29.000,00 TL"lik borca itirazın kabul edildiği, kararın, alacaklı ve borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.3.2016 tarih ve 2015/29542 E. - 2016/7922 K. sayılı ilamı ile; 1.000,00 TL"lik ödemenin mahkemece kabulünün yerinde olmadığı ve bu miktar yönünden borca itirazın reddi, 28.000,00 TL"lik ödeme yönünden ise borca itirazın kabulü yerinde ise de borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği yönlerinden bozulduğu, mahkemece, Dairemizin bozma ilamından sonra dosyanın yeni esasa kaydedildiği ve 16.02.2017 tarihli duruşmada bozmaya uyulmasına karar verildiği halde, borçlunun tazminat talebinin reddine hükmedildiği görülmektedir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde (6100 sayılı HMK"nun 373. maddesi) mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur (HGK 2010/9-71 E., 2010/87 K.).
Aynı konudaki 04.02.1959 gün ve 1957/13-E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında da (R.G. 28.04.1959 gün ve sayı:10193), usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; "Temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın, bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usuli hükümdür. Bir cihetin, bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş, fakat dairece itiraz reddedilmiştir; yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen, dosyanın temyiz dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan, onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde, o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de, o konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir müktesep hak meydana getirir…" şeklinde açıklanmıştır.
Somut olayda, borçlunun, takip konusu senetlerden 01.6.2011 vade tarihli olana ilişkin borca itirazının 28.000,00 TL"lik ödeme yönünden mahkemece kısmen kabulü kararı Dairemizce isabetli bulunarak, borçlu lehine bu miktar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, kararın hüküm bölümünün (2) numaralı bendinde alacaklının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından borçlunun icra inkar tazminatı talebinin reddine hükmedilmiştir. Ne var ki,yukarıda açıklandığı üzere, mahkemenin bozma ilamına uyması ile borçlu yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, uyduğu bozma kararında gösterilen çerçevede hüküm kurmaktan ibarettir. Bu cümleden olmak üzere; mahkemece, bozma ilamına uyularak kısmen bozma ilamına uygun karar verilmiş ise de; bozma ilamına aykırı olacak şekilde borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
O halde, mahkemece, 01.6.2011 vade tarihli senetle ilgili olarak borçlunun borca itirazının 28.000,00 TL yönünden kısmen kabulü nedeniyle İİK"nun 169/a-6. maddesi gereğince borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bozmaya aykırı olacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.