Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/15417 Esas 2019/15822 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15417
Karar No: 2019/15822
Karar Tarihi: 25.12.2019

Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/15417 Esas 2019/15822 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın muhafaza görevini kötüye kullanma suçuyla suçlandığı dava üzerine yapılan yargılama sonucunda, sair temyiz itirazlarının reddedilmesine rağmen, 2004 sayılı Kanunun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczedilen menkul malların 6 ay içerisinde satışının istenmemesi halinde, haczin kalkacağına dair hukuki bir durumunun oluşacağına dikkat çekilmiş ve icra takip dosyası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, sanığın işyerinde çalıştığı ancak suç tarihinden önce ayrıldığı ve mahcuzların akıbetini bilmediği beyan edilmiştir. Bu durumda, sanığın eylemi adli para cezasını gerektiren bir suç teşkil edebileceğinden, hukuki durumunun takdir ve tayini için ön ödeme işlemi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak, sanığın hürriyeti bağlayıcı cezaya ek olarak adli para cezasına da çarptırılması nedeniyle çelişkiye düşüldüğüne dikkat çekilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise \"2004 sayılı Kanunun 106 ve 110. maddeleri\", \"TCK'nın 289/3. maddesi\" ve \"1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri\" olarak belirtilmiştir.
8. Ceza Dairesi         2017/15417 E.  ,  2019/15822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) 03.04.2013 tarihinde haciz işlemi yapılarak mahcuzların sanığa yediemin sıfatıyla teslim edilmesine rağmen suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2004 sayılı Kanunun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczedilen menkul malların 6 ay içerisinde satışının istenmemesi halinde, haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı nazara alındığında, icra takip dosyası aslı yahut onaylı bir örneğinin dosya arasına alınıp incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de;
    2) Haczin yapıldığı tarihte işyerinde işçi olarak çalıştığını ancak suç tarihinden evvel işyerinden ayrıldığını ve mahcuzların akıbetini bilmediğini beyan eden ve icra müdürlüğüne herhangi bir bildirimde bulunmayarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılan sanığın eyleminin TCK.nın 289/3. maddesinde tanımlanan ve yalnız adli para cezasını gerektiren suçu oluşturacağı gözetilip hakkında ön ödeme işlemi yapılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3) Sanık hakkında temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe göstermeksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA, 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.