
Esas No: 2020/8374
Karar No: 2022/3207
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/8374 Esas 2022/3207 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/8374 E. , 2022/3207 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :Yalova İş Mahkemesi
Dava, eksik ödendiği iddiasıyla yaşlılık aylığı miktarının yeniden tespiti ve fark aylıkların davalı Kurumdan faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı kuruma kayıtlı sigortalı olarak çalıştığını, 02/01/2018 tarihinde davalı kuruma müracaat ederek yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğunu, bunun üzerine ilk defa 17/01/2018 tarihinde yaşlılık aylığının banka kanalıyla ödendiğini, ancak çalışmış olduğu süre ve yatırılan sigorta primlerine göre alması gerekenden daha düşük tutarda bir hesaplama yapıldığını, yaşlılık aylığının 1.699,00 TL olarak belirlenmiş olduğunu, bunun üzerine davalı kuruma işlemin iptali ve yaşlılık aylığının tespiti için müracaat ettiğini, kurumun 01/03/2018 tarihli yazısı ile yaşlılık aylığında herhangi bir hatanın olmadığını kendisine bildirmiş olduğunu, kurumun bu işleminin haksız olup iptali ile kanun gereği alması gereken yaşlılık aylığı tutarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, Davacıya 506 Sayılı Kanunun geçici 81/b-g maddesine göre aylık bağlanmış olup, kurum tarafından yapılan işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; Davacı işbu davası ile kurum tarafından kendisine bağlanan yaşlılık aylığının düşük olarak hesaplanıp kendisine ödendiğini, bunun hatalı olup, kurumun bu yöndeki işleminin iptali ile yaşlılık aylığının yeniden belirlenmesi istemiyle işbu davayı açmış olduğu, davacının SGK tahsis dosyasının incelenmesinde 8723 gün 4a sigortalılığının bulunduğu, yine 367 gün 4b sigortalılığının bulunduğu, toplamda 9090 gün prim ödeme gün sayısının mevcut olduğu, davacının 02.01.2018 tarihinde kuruma yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik dilekçe sunduğu, davacıya 01.02.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 14625 gösterge ve 68,10/65/50,5 aylık bağlanma oranları esas alınarak 1.699,13 TL yaşlılık aylığının bağlandığı, bu miktarın davacının hesabına ödendiği, ancak davacının kuruma verdiği dilekçe ile çalıştığı süre ve yatırılan prim miktarına göre bu miktarın düşük olduğunu ve yeniden hesaplama yapılması istemiyle müracaat ettiği, kurumun da 01/03/2018 tarihli yazısı ile yapılan işlemlerde herhangi bir hatanın olmadığından bahisle davacının talebini yerinde görmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda da açıklandığı üzere davacının emeklilik hizmet süresini tamamlaması üzerine yaptığı müracaat sonucu kurumca prim ödeme gün sayısı ve prime esas kazanç tutarları dikkate alınarak aylığın bağlandığı, 5510 Sayılı Yasanın geçici 1 ve 2.maddeleri de dikkate alındığında davacının yaşlılık aylığının düşük bağlanmasının sebebinin 2000 yılından sonraki prim ödeme gün sayısının fazla olması ile prime esas kazanç miktarlarının asgari tutarlar üzerinden bildirilmiş olmasından kaynaklandığı, davacının aylık miktarının yeniden hesaplanması bu yönde bilirkişiden hesap raporu aldırılmasına yönelik talebi üzerine bilirkişiden 09.11.2018 tarihli rapor ve 27.02.2019 tarihli ek hesap raporları aldırıldığı, bu hesap raporlarında da maaş hesabında herhangi bir yanlışlık bulunmadığının ayrıntılı hesaplama tabloları ile belirlendiği, tüm bu durumlar birlikte alındığında kurumun davacının 2000 yılı öncesindeki hizmetleri ve 2000 yılından sonraki hizmetleri ile yatırılan prime esas kazanç miktarları da dikkate alınmak suretiyle aylığın miktarını belirlemiş olduğu, kurum işleminin yerinde olduğu kabul edilmekle davanın reddine dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 09/11/2018 tarihli rapor ile 27/02/2019 tarihli ek raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, yaşlılık aylığının hesabına ilişkin ilkeler ve hesaplama yöntemleri ile SSK aylık hesabına esas oran ve artışların anılan kanun maddeleri ve emsal Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hesaplama yapıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi yerinde bulunmuştur.
Sonuç olarak; dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, ilk derece mahkemesinin gerekçesine, istinaf yoluna başvuranın sıfatına, ileri sürülen istinaf nedenlerine ve anılan ölçütlere göre yapılan inceleme sonucunda verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden yerinde bulunmayan istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, eksik ödendiği iddiasıyla yaşlılık aylığı miktarının yeniden tespiti ve fark aylıkların davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Kurumca davacıya 506 sayılı Yasanın Geçici 81. maddesi hükümleri gereğince 01.02.2018 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının aylığının eksik hesaplandığı iddiası ile eldeki davayı açtığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı, öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ve bu maddenin yollaması ile anılan Yasanın 29 ve 506 sayılı Yasanın 61 ve geçici 82. maddeleridir.
Geçici 2. maddede, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanunlara tabi olanlara bağlanacak yaşlılık aylıkları aşağıdaki şekilde hesaplanır:
a) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesaplanır.
b) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır. Ancak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınır.
c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmî aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmî aylıklara esas gösterge, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları esas alınarak belirlenir.
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır. …” hükmüne yer verilmiş, 29. maddenin “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.
Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır.
Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.
28 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa hak kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre, % 50'yi geçmemek üzere üçüncü fıkra uyarınca tespit edilen orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için bu fıkrada geçen 9000 prim gün sayısı 7200 gün, % 50 oranı da % 40 olarak uygulanır.
Yukarıdaki şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.” şeklindeki düzenlemesi ile de 01.10.2008 sonrası aylıkların hesaplama yöntemi belirlenmiştir.
Geçici 2. madde hükmü gereğince, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihine kadarki sigortalılık sürelerine yönelik aylıklar, 506 sayılı Yasanın 61 ve geçici 82. maddesi gereğince hesaplanacak ve 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı bölümü aylık miktarında esas alınacak, 01.10.2008 tarihi sonrasındaki sigortalılık sürelerine yönelik aylıklar ise 5510 sayılı Yasanın 29 ve devamı madde hükümleri gereğince hesaplanacak ve bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı bölümü aylık miktarında esas alınacaktır.
506 sayılı Yasanın 61. maddesine göre, yaşlılık aylıklarının hesabında 31.12.1999 tarihine kadar katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanmakta iken, 4447 sayılı Yasa ile anılan maddede değişiklik yapılması sonucu, 01.01.2000 tarihinden itibaren katsayı esasına dayalı gösterge sistemi yürürlükten kaldırılmış, sigortalının her takvim yılına ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı artırılarak bulunan yıllık kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın 360 katı, aylığın hesaplanmasına esas ortalama yıllık kazancı oluşturması esası getirilmiştir. Ancak bu sistem, 01.01.2000 tarihinden sonra sigortalı olarak çalışmaya başlayıp, emekli olanlara uygulanacağından, 506 sayılı Yasaya 4447 sayılı Yasanın 17.maddesi ile eklenen geçici 82.maddesi ile, 01.01.2000 tarihinden önce çalışmaya başlayıp, bu tarih sonrası da çalışmaya devam edenler için, eski ve yeni sistemin birleşiminden oluşan karma sisteme göre aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
506 sayılı Yasanın Geçici 82/a bendi, “ a) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar prim ödeme sürelerine ait aylığı aşağıdaki şekilde belirlenir.
Sigortalının aylık talep tarihine kadarki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlere göre hesaplanacak aylığının sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı ile orantılı bölümü, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren aylık başlangıç tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı artırılarak hesaplanır.
Hesaplanan yaşlılık aylığı, aylık bağlanması için yazılı başvurunun yapıldığı yılın Ocak ayı ile aylığın başladığı takvim yılının başlangıç tarihi arasında geçen her ay için Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranları kadar artırılır.” hükmünü getirmiş, 4447 sayılı Yasa ile mülga 506 sayılı Yasanın 2422 sayılı Yasanın 7. maddesi ile değişik 61. maddesinin birinci fıkrasının A bendinin a alt bendinde 5000 günden fazla primi ödenen her 240 gün için % 60 oranına ilave olarak 1’er puan arttırılarak yaşlılık, malullük ve ölüm aylığı oranının tespit edileceği, b alt bendinde ise, “(Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) sigortalının, 5 000 günden noksan ödediği her 240 günlük malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için % 60 oranı 1 eksiltilerek,” hesaplama yapılacağı hüküm altına alınmış, ek 20. maddede de “Bu Kanuna göre gelir ve aylıkların hesaplanmasında katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanır.
Göstergeler, derece ve kademeler halinde, gösterge ve üst gösterge tablolarında belirtilir.
506 sayılı Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların hesaplanmasında 657sayılı Kanuna tabi Devlet memurlarının aylıklarına uygulanan katsayı uygulanır.
Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödenekler ile bağlanacak gelir ve aylıkların hesaplanmasına esas gösterge ve üst gösterge tabloları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca tesbit edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu çerçevede, 01.01.2000 öncesi ve sonrasında çalışmaları bulunan sigortalı yönünden 2000 yılı öncesi aylığı için, 5510 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin ikinci fıkrası gereği sigortalının gösterge tespitine giren yıl sayısına göre düzenlenen gösterge tespit tabloları esas alınarak, sigortalının 2000 yılından önceki prime esas kazançları toplanıp primi ödenmiş yıl sayısına bölünerek ortalama yıllık kazanç bulunur. Sonrasında sigortalının çalışmalarının geçtiği kuruma göre özel yada kamu sektörü için primi ödenmiş yıl sayısına göre hazırlanan üst gösterge tablosunda karşılığı aranır, bulunmadığı takdirde özel yada kamu sektörü için primi ödenmiş yıl sayısına göre hazırlanan gösterge tablosuna bakılarak gösterge tespiti yapılacaktır. Bulunan gösterge x katsayı x aylık bağlama oranı formülü ile 2000 yılı öncesi aylığı belirlenerek, 506 sayılı Yasanın 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 96.maddesinin, “Bu Kanuna göre Malüllük ve Yaşlılık sigortalarından bağlanacak aylıklar ile ölüm sigortasından hak sahibi kimselere bağlanacak aylıkların hesabına esas tutulan aylığın alt sınırı, gösterge tablosundaki en düşük göstergenin katsayı ile çarpımının %70'den az olamaz” hükmü gereği, alt sınır aylığının : 9475 x 12000 x %70 = 79.590.000 TL (yeni 79,59 TL) olduğu gözetilerek, bulunan aylık miktarı 79,59 TL'den az ise öncelikle bu miktara yükseltilecek ve 2000 öncesi hizmetine oranlanarak kısmi yaşlılık aylığı belirlenerek, Türkiye İstatistik Kurumundan, celp edilecek tüketici fiyat endeksi artış oranı ile gelişme hızı oranları (ait oldukları yıllarda geçerli olan yönteme göre hesaplanan ve ait oldukları yılların akabinde yayınlanan) nazara alınarak, bulunan aylık 1999/Aralık ayı TÜFE ve Gelişme Hızı ile 2000 yılına taşınacak ve 2008 Ocak ayına kadar her yıl TÜFE ve Gelişme Hızı ile çarpılmak suretiyle güncellenecektir(A1). Yine 1999 Aralık ayında hesaplanan tam aylığı da 2008 yılı Ocak ayına kadar TÜFE ile güncellenecek, böylelikle sigortalının 2000 öncesi hizmetleri esas alınmak ve gösterge sistemi uygulanmak suretiyle hesaplanan eski tam aylığı ve eski kısmi aylığı 2008 yılı Ocak ayına güncellenecektir.
01.01.2000 sonrası hizmetlere yönelik aylık tutarı ise 506 sayılı Yasanın Geçici 82.maddesinin (b) bendine göre hesap edilir. Anılan bentte, “b) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki prim ödeme sürelerine ait aylığı ise, sigortalının aylık talep tarihine kadar toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden bu Kanunun 61 inci maddesi hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.”hükmü getirilmiştir.
4447 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasanın 61. maddesi hükmüne göre, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde 2000 ve sonrası her takvim yılına ait prime esas kazanç, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren 2008 yılına kadar geçen her takvim yılı için önce Aralık ayına göre açıklanan TÜFE’deki artış oranı daha sonra Gelişme Hızı kadar arttırılarak güncellenir. 2007 ve 2008/Ocak-Eylül (dahil) kazançlar güncellenmeden olduğu gibi alınarak, güncellenen kazançlar toplamı 2000 sonrası gün sayısına bölünerek günlük ve bulunan günlük kazancın 360 katı alınarak yıllık kazanç bulunur. Ortalama yıllık kazancın toplam gün sayısı üzerinden tespit edilen aylık bağlama oranı çarpımının 12’de biri üzerinden (OYK X ABO / 12) bulunan tutar, 01.01.2000-01.10.2008 arasındaki gün sayısına orantılı bölümü alınarak kısmi aylık (A2) hesap edilecektir.
Aylık bağlama oranı, 4447 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeye göre, sigortalının tahsis talep tarihi itibariyle tespit edilen toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 gününün her 360 günü için %3.5, sonraki 5400 günün her 360 günü için %2 ve daha sonraki her 360 gün için %1.5 oranlarının toplamı alınarak bulunmaktadır. Buna göre 2008 yılı Ocak ayı itibarıyla tam aylığı belirlendikten sonra 4447 sayılı Yasa ile değiştirilen 96.maddede belirtilen alt sınır kontrolü yapılacak, her iki aylık mukayese edilerek yüksek olan aylık belirlenerek hesaplamaya devam edilecektir. 4447 sayılı Yasa ile değişik 96.maddeye göre alt sınır ise, 2000-2008/Ekim arası hizmetlere göre hesaplanacak aylık 2008 yılı Ocak ayında geçerli olan prime esas günlük kazanç alt sınırının aylık tutarının % 35’inden az olamaz.
Alt sınır kontrolü yapıldıktan sonra, kısmi aylık miktarı hesap edilerek her iki kısmi aylık toplanacak (A1+A2)ve bulunan bu aylık iki miktar ile mukayese edilecektir.
1-İki kısmi aylığın toplamı, öncelikle sigortalının 1999 yılı tam aylığının 2008 yılı Ocak ayına kadar TÜFE rakamı ile güncellenerek bulunan aylığından daha az olamayacaktır.
2-Diğer bir mukayese ise, bulunan aylık, 506 sayılı Yasanın geçici 89.maddesine göre 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 96.maddeye göre hesaplanıp, bu tarihten sonra gelir ve aylıklarda yapılan artışların eklenmesi sonucunda tahsis talep tarihine kadar getirilen miktarın altında olamaz.
Yukarıdaki açıklanan usullerle belirlenen (A) kısmi aylığı, 2008 yılı dahil olmak üzere tahsis talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen 5510 sayılı Yasanın 3. maddesi hükmü gereği belirlenen güncelleme katsayısı ile çarpılarak tahsis talep yılının Ocak ayına taşınır.
Bu aşamadan sonra 01.10.2008 sonrası sigortalılık süreleri esas alınarak 5510 sayılı Yasanın 29. maddesi gereği aylık hesabı yapılmalıdır. Anılan yasal düzenlemeye göre Aylık= Ortalama Aylık Kazanç x Aylık Bağlama Oranı formülüne göre hesaplanır.
Ortalama Aylık Kazanç ise 2008 yılı Ekim ayı (dahil) ve sonraki her yıla ait prime esas kazancın, ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşecek güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, 2008 yılı Ekim ayı (dahil) sonrası prim ödeme gün sayısına bölünmek suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın 30 katıdır. Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez. 30.4.2008 tarihi ve öncesi sigortalılığı bulunup Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Yasanın yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınır.
Açıklanan yöntemle hesaplanan yaşlılık aylığı; sigortalının fiili çalışma süreleri için prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep yılına ait Ocak ayı itibariyle belirlenen ortalama aylık kazancının % 35’inden, sigortalının talep tarihinde bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamaz.
Bulunan tutarın 01.10.2008 sonrası prim gün sayısına orantılı bölümü alınarak kısmi aylık (B) hesap edilecektir. Sigortalının aylığı (A) ve (B) kısmi aylıklarını toplamından oluşur. Bu şekilde bulunan tutar, tahsis talep yılının Ocak ayındaki aylık tutarıdır. Bulunan miktarın tahsis tarihine göre Ocak ve Temmuz ödeme dönemlerinde uygulanan artış oranları kadar arttırılması sonucu tahsis tarihindeki aylık miktarı belirlenir.
Mahkemece, aldırılan hesap raporunda A1 aylığında gösterge tespiti yapılırken ve B aylığında güncelleme hatalarının bulunması karşısında, hükme esas alınmasına yeterli ve elverişli olmadığı anlaşıla hesap raporuna göre karar verildiği anlaşılmakta ise de, öncelikle, aylıkta esas alınan tüm verileri içerir şekildeki belgelerin davalı kurumdan celbinden sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden, aylık bağlama tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat gereği, aylık bağlama oranlarını belirten, başlangıçtaki aylık tutarını tespit eden, Kurumca bağlanan aylıkla karşılaştırılarak, fark bulunması halinde gerekçeli ve ayrıntılı olarak sebebini açıklayan rapor alınıp irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi' ne, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 08.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.