
Esas No: 2021/11893
Karar No: 2022/3174
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11893 Esas 2022/3174 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11893 E. , 2022/3174 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : Espiye Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, maluliyet oranının tespiti ile malulen emekliliğe hak kazandığının tespiti, maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin yaşadığı iş kazası sonucunda vücut fonksiyonlarını tam ve sağlıklı yerine getiremediği için çalışma gücü kaybının %60'ın üzerinde olduğunu, iş kazası nedeniyle müvekkiline 01/11/2014 tarihinden itibaren 2686000 tahsis numarası ile sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını, müvekkilinin almış olduğu maluliyet raporu üzerine malulen emekli olmak için 04/01/2018 tarihinde SGK'ya başvurduğunu, talebin reddedildiğini, müvekkilinin sol bacağının altından kesilmiş olması, psikolojisinin bozulması ve kalp rahatsızlıkları nedeniyle çalışamayacak derecede malul olduğunu, davanın kabulüne, kurumun işleminin iptaline, müvekkilinin çalışma ve meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğunun ve malul olduğunun tespitine, müvekkilinin 03/05/2018 tarihini takip eden aybaşından itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine bu tarihten itibaren ödenmeyen maluliyet aylıklarının yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, müvekkili kurumun yasalar gereği hareket ettiğini, mevzuatın izin vermediği işlemleri yapmadığını, sui niyetle hareket etmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, alınan raporlarda davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybetmediğini anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle çalışma ve meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiğini, %63 oranında engelli olduğunun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi'nden alınan engelli sağlık kurulu raporu ile sabit olduğunu, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun aksi yöndeki kararını kabul etmediklerini, kurulun yalnızca sol alt bacak amputasyonu ve travma sonrası stres bozukluğunu değerlendirdiğini, illiyet bağı bulunan hipertansiyon ve bel fıtığı arızalarının değerlendirilmediğini, hepsinin bir arada değerlendirilmesi halinde davacının meslekte kazanma gücünü %63 oranında kaybettiğinin ortada olduğunu, 2021 tarihli yönetmelik hükümlerinin resen gözetilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin olarak 01.10.2008 tarihi öncesinde, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre irdeleme yapılmakta iken, 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği; 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre irdeleme yapılmakta idi.
Ne var ki, 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ile sigortalıların maluliyet tespitine ilişkin talep ve işlemlerinde, gelişen tıbbi koşullar ve değişen hastalıklara dayalı olarak yenilenen ve 3 yılda bir güncellenmesi kabul edilen hastalık listesi ile beraber, bu yönetmelik hükümlerine göre uygulama yapılması kabul edilmiş ve 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan, kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu'nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bağlayıcı niteliktedir.
Eldeki davada ise, yapılan yargılamada, Bölge Sağlık Kurulunca davacının çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmediğine karar verildiği, itiraz üzerine sevk edildiği Yüksek Sağlık Kurulu’nun 04.06.2018 tarihli kararı ile davacının itirazının reddedildiği, devamla Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 21.06.2019 tarihli kararında, 11.10.2008 tarihli çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında ve E cetveline göre değerlendirme yapılarak davacının %57 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği, Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’nun 04.06.2020 tarihli raporunda da aynı görüşün bildirildiği, davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 01.02.2021 tarihli raporunda 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin değerledirme yapılabileceği, meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceğinden mütalaaya ekleyecek husus bulunmadığının bildirildiği, Mahkemece anılan raporlar esas alınarak davacı hakkında maluliyet koşullarının oluşmadığından bahisle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, davacı hakkında 28.09.2021 tarihinden sonra Maluliyet Ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde de irdeleme yapılarak Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan ve raporlar arasında çelişki bulunması halinde, Adli Tıp Genel Kurulundan (veya üst kuruldan) rapor alınıp, özellikle talebin, meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespitine yönelik değil, maluliyet oranının tespiti ile malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine yönelik olduğu dikkate alınarak, davacının en az %60 oranında çalışma gücünü kaybedip kaybetmediği ile malul sayılıp sayılmayacağı, bu oranın varlığı halinde maluliyet başlangıç tarihinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, 28.09.2021 tarihli yönetmelik hükümlerine göre yapılan irdeleme ile malul sayılması gerektiğinin tespiti halinde, bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren maluliyet aylığının bağlanması gerekeceği dikkate alınmak suretiyle, şartlarının oluşması halinde maluliyet aylığı bağlama koşullarının varlığı da irdelenerek infazı mümkün kılacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, bozulmalıdır.
SONUÇ:
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.