Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/689
Karar No: 2022/1012
Karar Tarihi: 16.03.2022

Danıştay 13. Daire 2022/689 Esas 2022/1012 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/689 E.  ,  2022/1012 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/689
    Karar No:2022/1012

    TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVACI) … Hizmet ve İşletmecilik A.Ş.
    VEKİLLERİ : Av. …
    Av. …

    2. (DAVALI) … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Kocaeli ili, İzmit ilçesi, … Mahallesi, … Bulvarı, … ada, … parsel kuzeyinde bulunan 38,00 m²'lik alanın teknik alt yapı alanı olarak 01/04/2021 tarihinde kiraya verilmek üzere ihale edileceğine dair İzmit Belediye Başkanlığı Emlak İstimlak Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı "İhale bilgisi" konulu bildirimi üzerine, anılan alana ilişkin olarak GSM baz istasyonu kiralama ihalesi için belirlenen muhammen bedelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı "Elektronik Haberleşme İstasyonları Kira Bedeli" konulu yazısında belirlenen kira bedelleri sınırlandırmalarına uygun olmadığından bahisle İzmit Belediye Başkanlığı'na yapılan 30/03/2021 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce, "davanın incelenmeksizin reddi" yolundaki kararının Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirket tarafından 30/03/2021 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bu tarihi (30/03/2021) izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek talebinin reddedildiği, bunun üzerine aynı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca 30 günlük dava açma süresi içerisinde dava konusu zımnen ret işleminin iptali istemiyle en geç 28/06/2021 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 28/07/2021 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle 2577 sayılı Kanun'un 14/3-e ve 15/1-b maddeleri uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarenin ihale işlemlerine karşı 30/03/2021 tarihli dilekçe ile yapılan başvurunun 60 günlük süre sonunda 29/05/2021 tarihinde reddedilmiş sayıldığı, bakılan davanın 60 günlük dava açma süresi içinde 28/07/2021 tarihinde açıldığı, buna rağmen davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, davalı idarenin söz konusu başvuruya 60 günlük sürenin bitmesinden sonra verdiği başvurunun reddine ilişkin cevabının davacıya 13/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, Anayasa'nın 40. maddesi uyarınca kişilerin hangi kanun yollarına ve mercilere başvuracağını ve sürelerini de belirtmek zorunda olduğu, dolayısıyla asıl olarak idarenin kendisine yapılan başvurulara yazılı olarak cevap verme zorunluluğunun bulunduğu, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken, davanın süre aşımından reddinin hukuka aykırı olduğu, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, Mahkeme kararında davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya uygun olduğu, ancak gerekçeli kararda davalı idarenin kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın reddedilmesinde hukuki yardımı bulunan vekil lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkin Danıştay kararının bulunduğu, Mahkeme kararında kanundan doğan vekâlet ücretine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, kurulan hükmün eksik ve hatalı olduğu, yeniden yargılama yapılarak davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
    TARAFLARIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idare vekilinin dava aşamasında usul veya esasa yönelik olarak herhangi bir işlem yapmadığı, henüz davalı idareye dava dilekçesi tebliğ dahi edilmeden ilk inceleme aşamasında davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği ve kararın davalı idareye tebliğ edildiği, davalı vekilinin davalı idareyi temsilen dosyaya herhangi bir savunma sunmadığı, bu anlamda davanın reddine ilişkin karara herhangi bir katkı sağlamadığı, davanın incelenmeksizin reddi kararının bozulması üzerine bu kez de Mahkeme tarafından süre aşımı yönünden davanın reddine karar verildiği, yani davanın esasına girilmediği, bu bağlamda dava kapsamında dilekçeler teatisi aşamasına geçilmeden davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, davalı idare vekilinin bu anlamda Mahkeme kararına hiçbir katkısının bulunmadığı, davalı idare vekili tarafından dosyaya davanın reddinden sonra vekâletname sunulduğu, davalı idare vekili tarafından davanın reddi sürecine kadar herhangi bir işlem yapılmadığı, hâl böyleyken davalı idare vekilinin vekâlet ücretine hak kazanamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
    Davalı idare tarafından, bakılan davanın kanunda öngörülen dava açma süresi içinde açılmadığı, işin mahiyeti dikkate alındığında 2577 sayılı Kanun'da uyuşmazlık için özel bir usulün belirtildiği, davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    İzmit Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü'nün "İhale bilgisi" konulu … tarih ve … sayılı yazısında, Belediyenin hüküm ve tasarrufundaki … Mahallesi … nolu parselin 33,11 m²'lik kısmı, … Mahallesi … Caddesi tapuda … Mahallesi … ada kuzeyi yol boşluğunda bulunan 37,00 m²'lik alan, … Mahallesi, … Bulvarı, … ada, … parsel kuzeyinde bulunan 38 m²'lik alan, … Mahallesi … ada … parsel batısında bulunan 34,00 m²'lik alanın teknik alt yapı alanı olarak 01/04/2021 tarihinde kiraya verilmek üzere ihale edileceği, söz konusu teknik alt yapı alanları ile ilgili şartname ve ayrıntılı bilgi için en geç 31/03/2021 tarih ve saat 16:00'ya kadar Emlak ve İstimlak Müdürlüğü Emlak İstimlak Birimi'ne müracaat edilmesi gerektiği belirtilmiş, söz konusu yazının 23/03/2021 tarihinde davacı şirkete ulaştığı beyan edilmiştir.
    Davacı şirket tarafından davalı idareye yapılan … tarih ve … sayılı başvuru dilekçesi ile, … Mahallesi, … Bulvarı, … ada, … parsel kuzeyinde bulunan 38 m²'lik alana ilişkin GSM Baz istasyonu ihalesi için belirlenen muhammen bedelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı "Elektronik haberleşme istasyonları kira bedelleri" konulu yazısında belirlenen kira bedelleri sınırlandırmalarına uygun olmaması sebebi ile 01/04/2021 tarihinde yapılacak olan ihaleye katılamayacağı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca alınan karara (Elektronik haberleşme istasyonları için kamu kurum veya kuruluşları tarafından yer kullandırılması hâlinde; sözleşme uyarınca tahsil edilecek yıllık yer kullanım bedeli, büyükşehir belediyelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın yer seçim belgesi için belirlediği ücretin beş katını, diğer yerlerde üç katını geçemez. Güncel Yer Seçim Belgesi Ücreti: Kdv Dâhil 4.686,54-TL) uygun olması durumunda ihaleye katılım sağlayabileceği, gereğinin yapılması talebinde bulunulmuş, bu başvuruya herhangi bir cevap verilmemesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı Kanun'un dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hâliyle "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde, "1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
    2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
    3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması hâlinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." kuralına yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" alt başlıklı 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinde, dava dilekçesinin, süre aşımı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı bulunan hâllerde davanın reddedileceği; 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen "İvedi yargılama usûlü" başlıklı 20/A maddesinde ise, "ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri"nin ivedi yargılama usûlüne tâbi olduğu, ivedi yargılama usûlünde dava açma süresinin otuz gün olduğu, bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.
    İhaleye ait Gayrimenkul Kiralama İhalelerinde Uygulanacak İdare Şartname'nin 2. maddesinde, ... Mahallesi ... Bulvarı tapuda ...Mahallesi ...ada ... parsel kuzeyindeki 38 m²'lik alanın teknik alt yapı alanı olarak kullanılmak üzere 1 yıl süreyle kiraya verileceği; 3. maddesinde, ihale usulünün 2886 sayılı Kanun'a göre açık teklif usulü olduğu; 4. maddesinde, kiralama konusu gayrimenkulün aylık muhammen kira bedelinin 2.900,00-TL olduğunun düzenlendiği görülmüştür.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    1. İdare Mahkemesi kararının, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
    İhale işlemlerine ilişkin idari usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 4. maddesinde, ihalenin, "Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri"; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4. maddesinde ise, "Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri" ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
    6545 sayılı Kanun'un 18. maddesinin gerekçesinde, "İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukukî belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır." açıklamalarına yer verilmiştir.
    Aktarılan mevzuata göre, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, ivedi yargılama usulüne tabî olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin 30 gün olduğu ve 2577 sayılı Kanun'un "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşılmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden, ihaleyi gerçekleştiren idare tarafından 16/03/2021 tarihli yazı ile, Belediyenin hüküm ve tasarrufundaki … Mahallesi … Bulvarı … ada … parsel kuzeyinde bulunan 38,00 m²'lik alanın teknik alt yapı alanı olarak 01/04/2021 tarihinde kiraya verilmek üzere ihale edileceği ve söz konusu teknik alt yapı alanı ile ilgili şartname ve ayrıntılı bilgi için en geç 31/03/2021 tarih saat 16:00'ya kadar Emlak ve İstimlak Müdürlüğü Emlak İstimlak Birimi'ne müracaat edilmesi gerektiğine ilişkin davacıya bilgi verildiği, bunun üzerine davacı tarafından 30/03/2021 tarihli başvuru dilekçesi ile, anılan alana ilişkin GSM Baz istasyonu ihalesi için belirlenen muhammen bedelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı "Elektronik haberleşme istasyonları kira bedelleri" konulu yazısında belirlenen kira bedelleri sınırlandırmalarına uygun olmadığı, bu sebeple 01/04/2021 tarihinde yapılacak olan ihaleye katılamayacağı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca alınan karara uygun olması durumunda ihaleye katılım sağlayabileceğinin belirtildiği, söz konusu başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddedildiği, bunun üzerine 30/03/2021 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    İhaleye ait muhammen kira bedelinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün ilgili yazısında belirlenen kira bedeli sınırlandırmalarına uygun olmadığına ilişkin itiraz niteliği taşıyan söz konusu başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlık, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca ivedi yargılama usulü kapsamında yer aldığından, davacı şirket tarafından 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılan itiraz dava açma süresini durdurmayacaktır.
    Bu durumda, ihaleyi gerçekleştiren idarece 16/03/2021 tarihinde ihalenin yapılacağı bilgisinin verildiği, davacı şirket tarafından ihaleye ait muhammen bedel öğrenildikten sonra muhammen kira bedelinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün ilgili yazısında belirlenen kira bedeli sınırlandırmalarına uygun olmadığına yönelik itirazının ise 30/03/2021 tarihli dilekçe ile yapıldığı görüldüğünden, davacı şirketin en geç bu tarihte ihaleye ilişkin muhammen bedelden haberdar olduğu anlaşıldığından, dava konusu ihale işlemine karşı 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde belirtilen 30 günlük dava açma süresinin, 30/03/2021 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı açıktır.
    Bu itibarla, 30/03/2021 tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 28/07/2021 tarihinde açılan işbu davanın esası süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceğinden, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Diğer taraftan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararıyla, yazılı olarak bildirilen ve özel dava açma süresine tabi olan bir işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği yönünde içtihatların birleştirilmesine karar verilmiş ise de, dava konusu işlem davacı şirket tarafından yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem olduğundan ve dolayısıyla davalı idarenin yazılı olarak bildirilen bir işlemi dava konusu edilmediğinden, içtihatların birleştirmesine ilişkin anılan kararın bakılan davada uygulanamayacağı açıktır.
    ... İdare Mahkemesi kararının, davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmında da hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacı ve davalının temyiz istemlerinin reddine,
    2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
    5. Kullanılmayan …TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
    6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 16/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin "yazılı bildirim" tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
    20/01/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda idari yargıda uygulanan “genel yargılama usulü” ve 7. maddesi ile devamı maddelerde de “genel dava açma süreleri” düzenlenmiş bulunmaktadır. Anılan 7. maddesinde, özel süre gösterilmeyen hâllerde idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin "altmış gün" olduğu ve bu sürenin yazılı bildirim tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kurala bağlanmıştır.
    Buna karşılık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle, bir kısım işlemlere karşı açılan davalarda, genel yargılama usulünden farklı olarak, gerek dava, gerekse temyiz aşamasında uygulanacak “ivedi yargılama usulü” getirilmiş; ayrıca, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin "otuz gün" olduğu ve bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Anılan maddede, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı işlemler arasında sayılmıştır.
    Genel yargılama usulünün uygulandığı uyuşmazlıklarda, ilgililere dava açmadan önce, 2577 sayılı Kanun’un 10, 11, 12 ve 13. maddeleriyle “idari başvuru” seçeneği getirilmişken, ivedi yargılama usulünün uygulandığı işlemlere karşı doğrudan dava açma zorunluluğu getirilmiş ve 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yapılacak idari başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı kurala bağlanmıştır.
    Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idarenin yükümlülüğünün, ivedi yargılama usûlüne tâbi bir idarî işlem söz konusu olduğunda, ilgilinin yanılgıya düşmemesi açısından özel dava açma süresi içerisinde doğrudan dava açmak zorunda olduğunun, işleme karşı idarî başvuruda bulunularak itiraz edilmesinin dava açma süresini durdurmayacağının bildirilmesini de kapsadığı kuşkusuzdur. Ancak kendisine herhangi bir yazılı bildirim yapılmayan ya da yapılan yazılı bildirimde işleme karşı başvuru yolu ve süresi belirtilmeyen, uyuşmazlığın ivedi yargılama usûlüne tabi olduğu, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca itirazda bulunmasının dava açma süresini durdurmayacağı, doğrudan dava açması gerektiği bildirilmeyen ilgililerin hangi yargılama usûlünün uygulanacağı ve hangi sürede dava açacakları konusunda karışıklık yaşamaları ve yanılgıya düşmeleri mümkün bulunmaktadır. Mevzuattan kaynaklanan bu karışıklığın Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan mahkemeye erişim hakkını ihlâl eden sonuçlara ulaşmasını engellemek yargı yerine düşen bir görevdir.
    Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 36533/04 başvuru numaralı Mesutoğlu-Türkiye kararında, usul kurallarının nasıl yorumlanması gerektiği hususunda özetle; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tabi olabildiği, bununla birlikte, getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makûl bir orantı olması hâlinde Sözleşmenin 6/1. maddesi ile bağdaşabileceği, bu ilkelerden hareketle, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine hâlel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir esneklikten kaçınılması gerektiği belirtilmektedir.
    Bu durumda, ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin mevzuattan kaynaklan bu karışıklık nedeniyle kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, ayrıca uyuşmazlığın genel yargılama usulüne mi yoksa ivedi yargılama usulüne mi tabi olduğu noktasında tereddüt yaşamaları olası bulunduğundan, dava açma süresi hesaplanırken öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil, açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
    Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararıyla da; yazılı olarak bildirilen ve özel dava açma süresine tabi olan bir işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği yönünde içtihatların birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Diğer taraftan, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, hangi kanun yolları ve mercilere başvurulacağının ve sürelerinin belirtilmesi zorunluluğunun bütün idari işlemler için değil, kişilerin haklarını, özgürlüklerini veya menfaatlerini zedeler nitelikte olan ve yazılı olarak ilgilisine bildirilen işlemler için geçerli olduğunun kabul edilmesi gerekir. İhale ilanları ve ihale şartnameleri yapılacak olan ihaleye katılım ve yeterlik kurallarını düzenleyen bir işlem olduğundan başvuru yolları ve süresinin belirtilmesini zorunlu kılan bir özelliğe sahip değildir.
    Olayda, İzmit Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü'nün "İhale bilgisi" konulu 16/03/2021 tarih yazısında, Belediyenin hüküm ve tasarrufundaki teknik alt yapı alanı olarak belirlenen alanların 01/04/2021 tarihinde kiraya verilmek üzere ihale edileceğinin davacıya 23/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihale şartnamesi alan davacının … Mahallesi, … Bulvarı, … ada, … parsel kuzeyinde bulunan ve 1 yıl süreyle kiralanacak olan 38,00 m²'lik teknik alt yapı alanı için aylık muhammen kira bedelinin şartnamede 2.900,00-TL olarak belirlenmesi üzerine davalı idareye verdiği 30/03/2021 tarihli dilekçesiyle; belirlenen muhammen bedelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı "Elektronik haberleşme istasyonları kira bedelleri" konulu yazısında belirlenen kira bedelleri sınırlandırmalarına uygun olmaması sebebi ile 01/04/2021 tarihinde yapılacak olan ihaleye katılamayacağı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca alınan karara (Elektronik haberleşme istasyonları için kamu kurum veya kuruluşları tarafından yer kullandırılması hâlinde; sözleşme uyarınca tahsil edilecek yıllık yer kullanım bedeli, büyükşehir belediyelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın yer seçim belgesi için belirlediği ücretin beş katını, diğer yerlerde üç katını geçemez. Güncel Yer Seçim Belgesi Ücreti: Kdv Dâhil 4.686,54-TL) uygun olması durumunda ihaleye katılım sağlayabileceği belirtilerek gereğinin yapılması talebinde bulunduğu, başvurusunun cevap verilmeyerek reddedilmesi üzerine zımni ret işleminin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

    İdare Mahkemesince; davacı şirket tarafından davalı idareye başvuruda bulunulduğu 30/03/2021 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bu tarihi (30/03/2021) izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek talebin reddedilmesi üzerine aynı Kanunun 20/A maddesi uyarınca 30 günlük dava açma süresi içesinde dava konusu zımnen ret işlemin iptali istemiyle en geç 28/06/2021 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 28/07/2021 tarihinde kayda giren dilekçeyle açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
    Davacının 30/03/2021 tarihinde davalı idareye yaptığı başvurunun uyuşmazlık konusu teknik alt yapı alanı için belirlenen “aylık muhammen kira bedeline” itiraz niteliği taşıdığı, ancak davacının yapılan ihaleye katılmadığı, davalı idarenin ise davacının başvurusuna davanın açıldığı tarihe kadar herhangi bir cevap vermediği, esasında davacının başvurusunun yazılı olarak cevap verilmek suretiyle reddedilmesi durumunda işlemde ya da yazılı bildirimde davacının izleyeceği başvuru yolu ve süresini göstermek zorunda olan idarenin bu başvuruya cevap vermeyerek başvuru yolu ve süresini belirtme yükümlülüğünden kurtulduğu, bu durumun özel süresi içerisinde davanın açılmasını zorlaştırdığı, özel dava açma süresi konusunda bilgilendirilmeyen davacının idareye yaptığı başvuruya 60 gün içerisinde cevap verilmeyerek talebinin reddedildiğini düşünerek genel dava açma süresi olan 60 gün üzerinden dava açma süresini hesapladığı görülmektedir.
    Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu, uygulanan bu usulde idareye yapılan başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, açacağı davada hangi yargılama usulüne tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşadığı ve yanılgıya düştüğü, mevzuattan kaynaklanan bu karışıklığın özel süresi içerisinde dava açmasını zorlaştırdığı anlaşıldığından, mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmemesi açısından uyuşmazlıkta özel yargılama usulü ve süresinin değil genel yargılama usulü ve süresinin uygulanması gerektiği, davanın öğrenme tarihinden itibaren yapılan başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddi üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken, süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, temyize konu Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi