
Esas No: 2021/12607
Karar No: 2022/3179
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12607 Esas 2022/3179 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12607 E. , 2022/3179 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: ... 19. İş Mahkemesi
Dava, hizmet ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, fer’i müdahil Kurum vekili ve davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı asil, davalı işverene ait işyerinde 15.10.1996-01.07.2009 tarihleri arasında bölüm şefi olarak asgari ücretin iki katından fazla ücretle kesintisiz çalışmasına rağmen, bildirimlerin eksik ve asgari ücret üzerinden yapıldığını ileri sürerek, 15.10.1996-01.07.2009 tarihleri arasında Kuruma eksik bildirilen hizmetleri ile prime esas kazançlarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı işveren davaya cevap vermemiştir.
Feri müdahil SGK vekili, davanın tanık beyanları dışında yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının davalı işyerinde, 15/10/1996-31/12/1996 tarihleri arasında 75 gün, günlük 567.000 TL (eski para) brüt ücretle,
01/01/1997–06/01/1997 tarihleri arasında 6 gün, günlük 723.775 TL(eski para) brüt ücretle,
01/01/1999-30/04/1999 tarihleri arasında 75 gün, günlük 3.112.200 TL(eski para) brüt ücretle,
01/05/1999-31/08/1999 tarihleri arasında 65 gün, günlük 3.112.200 TL(eski para) brüt ücretle,
01/09/1999-31/12/1999 tarihleri arasında 45 gün, günlük 3.790.000 TL(eski para) brüt ücretle,
01/01/2000-30/04/2000 tarihleri arasında 40 gün, günlük 4,00 TL brüt ücretle,
01/05/2000-31/08/2000 tarihleri arasında 40 gün, günlük 5,00 TL brüt ücretle,
01/09/2000-31/12/2000 tarihleri arasında 40 gün, günlük 5,00 TL brüt ücretle,
01/01/2001-30/04/2001 tarihleri arasında 40 gün, günlük 5,00 TL brüt ücretle,
01/05/2001-31/08/2001 tarihleri arasında 43 gün, günlük 7,00 TL brüt ücretle,
01/09/2001-31/12/2001 tarihleri arasında 25 gün, günlük 7,00 TL brüt ücretle,
01/01/2002-30/04/2002 tarihleri arasında 40 gün, günlük 7,40 TL brüt ücretle,
01/05/2002-31/08/2002 tarihleri arasında 55 gün, günlük 9,26 TL brüt ücretle,
01/09/2002-31/12/2002 tarihleri arasında 60 gün, günlük 10,91 TL brüt ücretle,
01/01/2003-30/04/2003 tarihleri arasında 60 gün, günlük 10,91 TL brüt ücretle,
01/05/2003-31/08/2003 tarihleri arasında 60 gün, günlük 10,20 TL brüt ücretle,
01/09/2003-31/12/2003 tarihleri arasında 60 gün, günlük 10,20 TL brüt ücretle,
01/01/2004-30/04/2004 tarihleri arasında 60 gün, günlük 14,10 TL brüt ücretle,
01/05/2004-30/06/2004 tarihleri arasında 30 gün, günlük 14,10 TL brüt ücretle,
01/07/2004-31/12/2004 tarihleri arasında 90 gün, günlük 14,80 TL brüt ücretle,
01/01/2005-30/06/2005 tarihleri arasında 52 gün, günlük 16,29 TL brüt ücretle,
01/08/2008-31/08/2008 tarihleri arasında 1 gün, günlük 21,29 TL brüt ücretle hizmet akdine dayalı olarak sigortasız çalıştığının tespitine, hizmet dökümünde gözüken çalışmalara bu çalışmaların eklenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... 19. İş Mahkemesi’nin 21/11/2018 tarihli, 2017/288 Esas-2018/384 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekili ile feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Fer’i müdahil Kurum vekili, öncelikle davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, salt tanık beyanları ile karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının işyerinde devamlı olarak hizmet akdi ile çalıştığının tanık beyanları dışında resmi, yazılı ve sağlıklı delillerle (işyeri kayıtları, ücret tediye bordrosu, makbuz, karar, gelir ve gider defterleri, zabıta kayıt ve defterleri vs.) ispatlanması gerektiğini, bu bağlamda Kurum kayıtlarının esas olduğunu, ayrıca Kurumun işbu davada davalı sıfatı bulunduğundan lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek, kararın temyiz incelemesi soncucu bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10 maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalı, 506 sayılı Kanun'un 79. maddesine 25.08.1999 tarih, 4447 sayılı Yasay'la eklenen “Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesi şarttır.” düzenlemesi uyarınca, anılan tarih sonrasına ilişkin eksik bildirimlerin dayanağı belgelerin Kuruma ibraz edilip edilmediği de incelenip, aksine durumda Kurumun eksik bildirim nedeniyle resen tahakkuk işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği yönü araştırılmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde talep edilen dönem içerisinde, 06.01.1997-31.12.1997 tarihleri arasında 354 gün, 1998 yılında ayda 30 gün üzerinden eksiksiz ... sicil sayılı iflas halindeki ... Kargo Tic. Ltd. Şti. işyerinden, 1999/1. dönem 45 gün, 2. dönem 55 gün, 3. dönem 75 gün, 2000/1-2-3. döneminde 80’er gün olmak üzere toplam 240 gün, 2001/1. dönem 75 gün, 2. dönem 77 gün, 3. dönem 95 gün olmak üzere toplam 247 gün, 2002/1. dönem 80 gün, 2. dönem 65 gün, 3. dönem 60 gün olmak üzere toplam 205 gün, 2003/1-2-3. döneminde 60’ar gün olmak üzere toplam 180 gün, 2004/1. dönem 60 gün, 5-6-7-8. ayında 15 gün “6” eksik gün kodu ile, 9. ayında 2 gün “13” eksik gün koduyla olmak üzere toplam 122 gün 661083.034 sicil sayılı iflas halindeki ... Kargo Tic. Ltd. Şti. işyerinden, 2004/9. ayında 13 gün 10-11.12. aylarında 15’er gün “6” eksik gün koduyla, 2005/1-2-3. ayında 15’er gün “6” eksik gün koduyla olmak üzere toplam 103 gün ... sicil sayılı ... Kargo Tic. Ltd. Şti. işyerinden, 08.04.2005-29.08.2008 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden eksiksiz 1011026.044 sicil sayılı ... Kargo Tic. Ltd. Şti. işyerinden, 01.09.2008-30.06.2009 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden eksiksiz ... sicil sayılı ... Kargo Tic. Ltd. Şti. işyerinden hizmetlerinin bildirildiği, ... sicil sayılı Ekpress Kargo Tic. Ltd. Şti unvanlı işyerinin 01.01.1990-31.08.1993 tarihleri arasında, 661083.034 sicil sayılı İflas Hal. Ekpress Kargo Tic. Ltd. Şti unvanlı işyerinin 01.11.1990-30.09.2004 tarihleri arasında, ... sicil sayılı Ekpress Kargo Tic. Ltd. Şti unvanlı işyerinin “kargo taşımacılığı” mahiyetinde 03.09.2004-30.06.2009 tarihleri arasında, 1011026.044 sicil sayılı Ekpress Kargo Tic. Ltd. Şti unvanlı işyerinin “kargo taşımacılığı” mahiyetinde 23.12.2004-30.06.2009 tarihleri arasında kanun kapsamında bulunduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin 09/07/2009 tarihinden itibaren iflas halinde olduğu, tasfiyenin adi usulde yapıldığı, iflas idare memurlarının istifası nedeniyle tasfiye işlemlerinin iflas müdürlüğü tarafından resen yürütüldüğünün bildirilmesi üzerine gerekçeli kararın iflas müdürlüğüne tebliğ edildiği, dönem bordrolarının getirtildiği, tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olaya ilişkin eldeki davada davacı, davalı işveren nezdinde 15.10.1996-01.07.2009 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen hizmetleri ile prime esas kazançlarının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
1-Dava tarihinin 28.09.2017 olması karşısında, davacının 15.10.1996-06.01.1997 tarihleri arasındaki talebinin hak düşürücü süreye uğradığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-2004/5-12. aylar arası, 2005/1-2-3. aylarda “6” kısmi çalışma kodu ile, 2004/9. ayında “13” diğer nedenler kodu ile bildirimde bulunduğu anlaşılmakla, davacının eksik gün nedenlerine dair dayanak belgelerin davalı işveren tarafından Kuruma verilip verilmediği sorulmalı, varlığı halinde anılan belgeler Kurumdan istenmeli, verilmemiş ise eksik günlerine ilişkin olarak Kurumca herhangi bir araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, ayrıca puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, resen iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından iş bu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı, böylece kısmi bildirimlerin nedeni ve dayanağı belirlendikten sonra toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ... ... ve ...'ün oyları ve oyçokluğuyla, 08/03/2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmaların tespitine ilişkin dava şartları, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde belirtilmiştir. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte belirtilen belgelerin işveren tarafından kuruma verilmemiş olması ya da çalışmaların Kurum tarafından saptanmaması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması şeklinde ifade edilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır.
Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir.
506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışma halinde de, yukarıda açıklanan hususlar her bir çalışma dönemi açısından geçerli olacaktır.
Yönetmelikte belirtilen işe giriş bildirgesinin, sigortalı işe alınır alınmaz düzenlenerek Kuruma verilmesi gerekirken, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, çalışmaya başlandıktan bir süre sonra verildiği sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar, işe giriş bildirgesi sonrasında da kesintisiz olarak devam etmiş ise; başka bir anlatımla blok bir çalışma dönemi varsa bu dönem içerisinde işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir. Zira işe giriş bildirgesi verilmekle sigortalının çalışmasından Kurum haberdar olduğundan, artık gerekli denetimleri yapmak sigortalının sigortalı hizmetlerinin eksiksiz bildirilmesini sağlamak Kurum sorumluluğundadır. Denetim görevini yapmayan Kurum'un kendi kusurundan yaralaması düşünülemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.2.2003 gün ve 2003/21-44- 98, 23.4.2004/21-369- 371 27.2.2008 gün ve 2008/21-163-207, 14.11.2012 gün ve 2012/21-735-795 Esas ve Karar sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir
Somut olayda da, bu ilkeler kapsamında davacının 6.1997-31.12.1997 dönemi hizmetlerinin kurum kayıtlarında yer alması karşısında bu bildirim öncesinde ve sonrasındaki blok hizmetlerin hak düşürücü süreye uğramayacağından Dairemiz sayın çoğunluğunun “15.10.1996-6.1.1997 döneminin hak düşürücü süreye uğradığı” yönündeki bozma gerekçesine katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.