Esas No: 2013/30243
Karar No: 2017/2837
Karar Tarihi: 10.07.2017
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/30243 Esas 2017/2837 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi(CMK 250 ile Yetkili)
SUÇ : Suç örgütü kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, yağma, yağmaya kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yasa yolu süresinin 27.12.2012 tarihli tefhim sırasında hazır bulunan sanık ... açısından "tebliğden" itibaren başlayacağı şeklinde yanlış anlamaya neden olacak ifadeye yer verilmek suretiyle, sanığın yanıltıldığının anlaşılması karşısında temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
I- O Yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik 06.11.2007 tarihinde yağma ve sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik 2007 yılı Temmuz ayında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz talebinin incelemesinde;
Sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik 06.11.2007 tarihinde yağma ve sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik 2007 yılı Temmuz ayında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından
15.04.2010 tarihinde kurulan beraat hükümlerinin temyiz edilmeksizin mevcut hali ile kesinleştiği dikkate alınmadan, sanıklar hakkında yeniden beraat kararı verilmesi hukuken yok hükmünde olup, yok hükmünde bir kararın da temyizinden bahsedilemeyeceği dikkate alındığında o yer Cumhuriyet Savcısının bu yöndeki vaki temyiz talebinin REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında suç örgütü kurma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olma; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüte yardım etme; sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında yakınan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 2007 yılı Temmuz ayı içerisinde yağmaya kalkışma, 06.11.2007 tarihinde yağma; sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve 2007 yılı Temmuz ayı içerisinde yağmaya kalkışma; sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik 06.11.2007 tarihinde yağma; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ... hakkında hükmün tefhim olunduğu 27.12.2012 tarihli oturumda sanığa yüklenen Temmuz 2007 tarihli yağma suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından 5271 sayılı CMK’nın 150/3. ve 188/1. maddeleri gereğince zorunlu olarak savunman bulundurulması gerektiği gözetilmeyerek, savunmanın yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanık ... ve savunmanına usulünce 02.11.2011 günlü bozma ilamı tebliğ edilip duruşma günü bildirilmeden, duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3-Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütü bir veya birkaç
amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1.maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır.
Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır. Faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir. Bazen bir suç örgüt yöneticisi bizzat veya başka örgüt ile müşterek fail olarak suç işlediğinde TCK"nın 37. maddesi, azmettirmesinde ise TCK"nın 38. maddesinin tatbiki düşünülür. Örgüt yöneticisi katılmayıp, örgüt mensuplarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlarında ise TCK"nın 220/5. maddesine göre sorumludur.
Suç örgütü üyesi örgüt yöneticisinin rızasının varlığına gerek olmadan örgüte fiilen katılan kişidir. Kişinin suç örgütü üyeliğinden suçlanabilmesi için örgütün varlığından haberdar olmalı, bilerek ve isteyerek ona üye olması ve örgütün hiyerarşik yapısında da yerini alması gerekir. Örgüt ile bağlantısı olmadan münferit hareket edenler suç örgütü üyesi olarak kabulü benimsenmez. Örgüt üyesi olarak kabulde işlediği fîilerin belli yoğunlukta olması gerekir.
Örgüt üyesi olmadığı halde örgüt adına suç işleme TCK"nın 220/6. maddesinde gösterilmiştir. TCK"nın 220/7. maddesi ise suç örgütüne bilerek isteyerek yardım eden kişiye ceza vermektedir. Buradaki "Yardımın" örgüt üyeliği seviyesinde olmaması gerekir. Yani örgütü bilip, hiyerarşik yapıda olamadan yardım edendir. TCK"nın 220/7. maddesinde genel manevi destek propaganda, sempati, suç ve suçluyu övme kapsamındadır. Birden fazla suç işleyen örgüte yanlızca bir suç yardımında bulunan veya örgütün genel amacına yardım eden TCK"nın 220/7. maddesinde değerlendirilir.
Suç örgütü ile iştirak halinde suç işleme durumları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Oysa kişilerin bir suç işlemek için bir araya gelmelerinde iştirak iradesinden bahsedilir. İştirak ilişkisinde suç ortakları nazarında suçun, konu veya mağduru bakımından somutlaşması gerekir. Suç örgütünde ise işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağduru itibariyle somutlaştırılması zorunlu değildir. Suç örgütü kurmak, yönetmek ile örgüte üye olmak veya alt grup suçlar yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve suçların en azından hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve delillerin mevcut olması yeterlidir.
Suç örgütü kavramının klişe, basmakalıp ve soyut cümlelerle belirlenip her eylemde uygulanması da isabetli olmaz. Her somut eylemin özelliklerinin birbirinden
farklı olduğu ve ayrı değerlendirilmesinin gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
Zaman zaman iştirak halinde birliktelikleri suç örgütü sayılmaya çalışıldığında ve suç örgütü olup olmadığına bakılmaksızın ceza sorumluluk alanı genişletildiği de izlenmektedir.
Bu nedenle bir suç işlemek için iştirak ile suç örgütü arasındaki ayrım ise;
Suç örgütü ve/veya örgütlerin yapısı ve yapılanması netleştirilip, bu suç örgütü ve/veya örgütleri ile ilgili faillerin suçları örgüt ile ilgisi olmayan faillerin ve eylemlerin ayrımı ile olacaktır.
Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma yapılarak saptanabilir. Telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak ve hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bu hususun bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
Bu açıklamalar karşısında;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanık ... ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmakla suçlanan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., bu örgüte yardım etmekle suçlanan sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın, telekomünikasyon yoluyla iletişimin kayda alınmasına ilişkin tutanaklarda bu yönde bir bulguya rastlanmadığı da gözetildiğinde, devamlılık içeren, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek(suç işleme programı altında) amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna, hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık üstlük ilişkisinin varlığına ve adı geçen sanıkların faaliyetleri ile örgütün doğmasına veya üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyip koordine ettiklerine ilişkin kesin, inandırıcı kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, yeterli olmayan gerekçeye yer verilmek suretiyle; yazılı şekilde sanık ..."ın suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın örgüte yardım etme suçlarından hükümlülüklerine kararı verilmesi,
4-Yakınan ..."ın aşamalarda özetle, cezaevine giren arkadaşı ... ..., kardeşi ... ... aracılığı ile işlerini takip etmesini istediğini, kendisinin de kabul ettiğini, ... ... verdiği çeklerle ... bir kısım borçlarını ödediğini, bazı çeklerin vadesi gelmediği için tahsilat yapamadığını ve ödenmeyen borçlarının kaldığını, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in 2007 yılı Temmuz ayı içerisinde kendisini zorla bir minibüse bindirerek Akyurt İlçesi"nde bir çiftlik evine getirdiklerini, cezaevine girdiği için işlerini takip ettiği .... .... senetlerinin kendisinde olduğunu bildiklerini, silah gösterip önce 10.000.000 TL istediklerini, veremeyeceğini, çek verebileceğini söylemesi üzerine bıraktıklarını, bu dönemde .... ait evrakları ... verdiğini, öğrendiği kadarıyla sanıkların ... bularak ona vermiş olduğu evrakları darp ederek elinden almış olduklarını, sanıkların bir süre sonra tekrar çağırıp ... ... ait olup kendisi tarafından .... .... verildiği söylenen senetleri bu kişiden aldıklarını, ancak tahsil edemediklerini söyleyip, darp ederek bu senetleri tahsil etmesini istediklerini, tahsil edemez ise bedelini kendisinden alacaklarını söylediklerini, tahsilat girişiminde bulunmaması nedeniyle sanık ..."ın bu senetleri geri aldığını, 06.11.2007 tarihinde sanık ..."ın telefon açarak bulundukları kahvehaneye çağırdığını, sanık ..."ın "Sen şimdiye kadar üç aylık ölü idin, abimin hatrına sana bir şey yapmadık, bize yanlış yapıyorsun, sende daha evrak varmış, oturduğun daire senin üzerine mi" dediğini, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."ın 200.000 TL"lik senet imzalattıklarını, bu senedi daha sonra soruşturma aşamasında ... ... aracılığıyla iade ettiklerini beyan ettiği,
Tanık ... ..., yakınandan alındığı iddia edilen senedi sanıklardan alıp yakınana kendisi tarafından iade edilmesi hususunun doğru olmadığını belirttiği,
...nun aşamalarda, cezaevine girdikten sonra önceden tanıdığı yakınana Sincan 5. Noterliği aracılığı ile çek ve senetlerini tahsil etmesi, kasadaki evraklarını alıp piyadadaki borçlarını kapatması amacı ile genel vekalet verdiğini, yakınanın İşbankası ... Şubesi"nde bulunan ... numaralı kasadan 850.000 TL tutarında çek ve senetlerini aldığını, borcunun bir kısmını bu şekilde kapatmış olduğunu, kalan 600.000 TL"lik senetleri iade etmesi için kardeşinin yakınanla görüşmüş olduğunu, kardeşinin anlattığına göre, yakınanın buluşma yeri belirleyerek evrakları ve vekaleti vereceğini söylemiş olduğunu, kardeşi .... ... yanına arkadaşı ... ... alarak buluşma yerine gittiğinde yakınanın evrakların araçta olduğunu söyleyerek aracının başına gittiklerinde kardeşinin tanımadığı dört kişinin gelip bu kişileri darp etmiş olduklarını, kardeşinin ellerinden kurtularak kaçmış, neticede kardeşinin bu evrakları alamamış olduğunu, cezaevinden çıktıktan sonra yakınana bu evrakları sorduğunda kendisinden yağmalandığını söylediğini ifade ettiği,
....nun, yakınandan kardeşine ait evrakları aracından arkadaşı ... ile alacakları sırada görse tanıyamayacağı dört kişinin gelerek her üçünü darp etmeye başladıklarını, ..."ın aracının yanında ismini bilmediği amcasının oğlunun da olduğunu, evrakların bulunduğu zarfın o sırada yakınanın elinde olduğunu, amcasının oğlunun olay yerinden hızla kaçtığını, yakınana daha sonra sorduğunda bu senetlerin kendilerini darp eden kişilerce alındığını söylediğini belirttiği,
... tarafından verilen vekalete istinaden yakınan ..."ın bu kişinin alacak ve borçları ile ilgilendiği, bir kısım borçların bu yolla ödendiği, yakınan ve tanık anlatımlarına göre, bu vekalete istinaden yakınanın eline geçen bir kısım senetlerin iadesinin gerçekleştiği gün meydana gelen olaylara ilişkin yakınan ile ..."nun beyanları arasında açık aykırılık olduğu dikkate alındığında,
A-Öncelikle, beyanlarda geçen Sincan 5. Noterliği"nden alınan vekaletnamenin varsa temin edilip, bu vekaletname ile yakınan tarafından ..."na ait, İşbankası Demetevler Şubesi"ndeki kasanın açılması için talepte bulunulup bulunulmadığı ve bu vekaletnameye istinaden herhangi bir şekilde kıymetli evrak tahsilatının sağlanıp sağlanmadığı araştırılıp, 2007 yılı Temmuz ayı ile 06.11.2007 tarihi arasındaki dönemde gerçekleşen ..."nun senetlerinin zorla alınması olayının bir ölçüde tanığı olan ....... ve yakınanın yanında bulunduğu belirtilen ancak ismi verilmeyen "amca oğlunun" açık kimlikleri tespit edilip, belirtilen kişilerin bu konudaki bilgi ve görgüleri ile ayrıntılı beyanları saptandıktan sonra toplanan delillere göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
B-Kabule göre de;
a-Sanıklar ..., ..., ..., ..."nın aynı kasıt altında, yakınan ..."ın vekaletname ile işlerini takip ettiği ..."na ait olup yakınanın elinde bulunduğunu düşündükleri bir miktar parayı almaya yönelik olarak Temmuz ve Kasım ayları arasında devam eden ve 200.000 TL senet almakla sonlanan eylemlerinin tek bir yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde ayrıca yağmaya kalkışma suçundan hükümlülüklerine karar verilmesi,
b-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."ın yağma suçunu işyerinde, birden fazla kişi ile birlikte, silahla işlediklerinin gözetilmemesi ve (3) numaralı bozma nedenine göre TCK"nın 149/1. maddesinin (f) ve (g) bendlerinin uygulama olanağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5-Oluş ve dosya içeriğine göre, annesi ile birlikte kuaför dükkanı işleten yakınan ..."un, ..."ın işyerinin yanında işyerinin bulunduğu, ..."a banka ve fatura ödeme işlemlerinde zaman zaman yardımcı olduğu, bir süre bu kişinin bürosu ile ilgilendiği, 19.07.2007 günü ..."ın kahvehanesine ..."nın çağırması üzerine gittiği, bu yere mahalleden tanıdığı, sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın geldiği, birlikte sanıkların geldikleri araca binip Keçiören İlçesi"nde bulunan şelaleye doğru gittikleri, saçından ve kollarından tuttukları, yumruk attıkları, bu sırada araçta ..."ın da bulunduğu, ... isimli kişinin kulübünün arkasındaki boş alana geldiklerinde, bu yerde bulunan ..."ın "Kendini bana mı öldürteceksin, alın bunu araca bindirin, ben onun ... ile görüşeceğim" dediği, sanıkların araç ile yakınanı işyerinin önüne getirip bıraktıkları, 23.07.2007 günü yakınan yine işyerinde bulunduğu sırada ..."ın kahvehanesine çağrıldığı, yakınan bu yere gittiğinde kahvehane önünde araç içerisinde sanıklar ... ve ..."ı gördüğü, arabaya geçip oturmasını istedikleri, sanık ..."ın "Biz seni dövdük ama ne için dövdüğümüzü anladın mı?" dediği, yakınanın anlamadığını söylemesi üzerine bir eve götürdükleri, "Sen bize güzellik yap, kardeşlik yap, ... ne ayak, açıklarını bize söyle, bunun bir arkadaşı varmış, cezaevine girmiş, ... ondan vekalet aldı mı? Sen devamlı Kerim ile birliktesin bilmen lazım" dediği, yakınanın bilgisi olmadığını söylediği, sanık ..."ın elindeki silahı o yerde bulunan ..."a verdiği, "Vur bu ibneyi, silah sesi duyulmasın, teybin sesini de açın" dediği, yakınanı darp ettikleri, daha sonra bıraktıkları olayda,
A-(3) numaralı bozma nedenine göre, yakınan ..."a yönelik tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarında sanık ..."ın TCK"nın 220/5 yollaması ile sorumluluğunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 12.05.2008 gün ve 2008/137-80 sayılı iddianamesinde sanıklar ... ve ..."ın yakınan ..."a yönelik eylemleri anlatılırken 19.07.2007 günlü kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit eylemlerine katılan kişilerin arasında ..."nın ismine yer verildiği, ancak 23.07.2007 tarihinde gerçekleşen aynı nitelikteki olaylarda isminin geçmediği, sanık ..."ın isminin ise sadece 23.07.2007 tarihli olaylarda geçtiği, yapılan yargılama sonucunda sanık ..."ın tehdit suçundan iki kez, sanık ..."nın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından ikişer kez mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, sanık ... hakkında 23.07.2007 tarihinde gerçekleştiği ileri sürülen tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanık ... hakkında 19.07.2007 tarihinde gerçekleştiği ileri sürülen tehdit eyleminden dolayı usulüne uygun kamu davası açılması sağlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
C-Sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik tehdit suçunda gerekçe ve hükmün karıştırılması,
D-Sanık ..."ın yakınan ..."a yönelik olarak aynı suç işleme kararını yerine getirme kapsamında 19.07.2007 ve 23.07.2007 tarihlerinde hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından dolayı bir kez uygulama yapılarak zincirleme suç hükümleri doğrultusunda cezalarından TCK"nın 43. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
E-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında (3) numaralı bozma nedenine göre TCK"nın 106/2. maddesinin (d) bendinin uygulama olanağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
F-Kabule göre de;
19.07.2007 ve 23.07.2007 tarihlerinde sanık ..."ın diğer sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından dolayı sorumluluğunda ve sanık ..."nın (yardım eden sıfatıyla) yakınan ..."a yönelik olarak aynı suç işleme kararını yerine getirme kapsamında hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit, sanık ..."ın tehdit suçlarının zincirleme şekilde işlendiği gözetilip, TCK"nın 43. maddesi gereğince uygulama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-(3) numaralı bozma nedenine göre, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... hakkında yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK"nın 58/9. maddesinin uygulama olanağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanları, sanıklar ..., ..., ... ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanıklar ... ve ... yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan
nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.