(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/27196 E. , 2020/2423 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacı müvekkilinin, davalı işyerinde 31/01/2013 tarihinden itibaren çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacakları nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanır biçimde 05/05/2015 tarihinde sona erdirdiğini, işyerinde bobinci olarak çalıştığını, son aylık ücretinin asgari geçim indirimi dahil net 1.350,00 TL olduğunu, ancak işveren tarafından asgari ücret üzerinden kuruma bildirim yapıldığını, asgari ücret kısmının bankaya yapıldığını, kalan kısmın elden ödendiğini, son aylık ücretinin eksik ödendiğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının, 04-05-06-07 Mayıs 2015 tarihlerinde işe gelmediğinden iş sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı gerekçe ile feshedildiğini, bu sebeple davacının, kıdem tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını, kendisine hakettiği tüm ücretler ödendiğinden yeniden ücret talep etmesinin yersiz olduğunu, davacının kullanmadığı izinlerin ücretlerinin kendisine ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Davacı dava dilekçesinde son aylık ücretinin ödenmediğini belirterek ücret alacağı talebinde bulunmuş, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda son aylık ücretinin ödendiğine dair tespite varılamadığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan davacıya ait banka hesap ekstresinde 15/04/2015 tarihinde maaş ödemesi 2015 Nisan avansı,05/05/2015 tarihinde maaş ödemesi 2015 Nisan maaşı ve 22/06/2015 tarihinde maaş ödemesi 2015 Mayıs maaşı açıklamalı ödemeler bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacıya yapılan sözkonusu ücret ödemeleri hesaplanan ücret alacağı miktarından mahsup edilerek bakiye kısmın hüküm altına alınması gerekli iken ödemeler dikkate alınmadan ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.