3. Hukuk Dairesi 2019/2175 E. , 2019/5194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil/tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ... vd.vekili tarafından, davacılar vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ... ile davalıların murisleri ... arasında 18.11.1958 tarihinde fiili taksim sözleşmesi yapıldığını, sözleşme uyarınca davalıların murislerinin davaya konu ... parsel sayılı taşınmazı davacıların murisi ..."a ferağ etmeyi vaad ettiklerini, sözleşme uyarınca taşınmazın zilyetliğini davacıların murisi ..."a devrettiklerini, taşınmaza halen davacıların zilyet olduğunu, davacıların murisi Ökkeş"in zilyetliği aldıktan sonra taşınmaza fıstık ağaçları diktiğini, davalıların taşınmazın devrine yanaşmadıklarını belirterek, davaya konu taşınmazın tarafların kök muris adına kayıtlı ½ hissesinin tapu kaydının iptali ile davacıların murisi ... adına tesciline, bu talebin mümkün olmaması halinde ağaçların bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.500 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, 26.06.2015 tarihinde talebini 29.980,67 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar; taşınmaz naklini düzenleyen sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiğini, ayrıca davanın 10 yıllık süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin reddi gerektiğini, ağaçları ... isimli şahsın ekip yetiştirdiğini, buna karşılık muris Ökkeş"in ağaçların yarısının hasılatını ... "e verdiğini, kalan yarısını ise kendisinin aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 22/10/1981 tarihinde kesinleştiği, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının tazminat talebinin kabulüne, 29.980,67 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile miras hisseleri oranında davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... vd.vekili tarafından temyiz, davacılar vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacılar taşınmaz üzerine murisleri tarafından dikildiğini iddia ettiği ağaç bedellerini davalılardan talep etmektedir.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1)
Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tespit edilmelidir.
Bu bağlamda, davacılarıın, taşınmaza yapıldığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalıların mal varlığına geçmiş olması gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesinde davacıların taşınmazı halen kullandığı, zilyetliğin devam ettiğinin belirtildiği, böylelikle dava tarihi itibariyle taşınmazın davacıların kullanımından çıkmadığı belirlenmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; dava tarihi itibariyle taşınmazın halen davacılar tarafından kullanıldığı, davacılar aleyhine davalıların sebepsiz zenginleşmedikleri nazara alınarak, davacıların bu yönden davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından bahisle, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HMUK"nun 428. maddesi gereğince davalılar ... vd. yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HMUK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.