Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7287
Karar No: 2019/5185
Karar Tarihi: 30.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/7287 Esas 2019/5185 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/7287 E.  ,  2019/5185 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile imzalanan 01/10/2011 başlangıç tarihli 7 yıllık kira sözleşmesi ile "Banka Şubesi” olarak kullanılmak amacıyla kiralanan taşınmaz gerekli tüm tadilatların yapıldığını, mecurun 3194 sayılı İmar Kanunu"na aykırı olduğu gerekçesiyle Kadıköy Belediyesi tarafından kesilen 7.657,25 TL idari para cezasının ödendiğini ve Belediye"nin bildirimleri gereği taşınmazın projesine uygun hale getirildiğini, ancak mecurun bu haliyle banka şubesi olarak kullanılmasına imkan kalmadığını ve 01/03/2013 tarihinde tahliye edildiğini, kira ilişkisi sebebiyle yatırılan vergi bedelinin iadesi için yapılan başvuru sonucu 69.196,05 TL vergi bedelinin ilgili Vergi Dairesi tarafından alacak olarak kaydedildiğini, tadilat masrafları, peşin ödenen kira bedeli, idari para cezası ve taşınmazın projesine uygun olarak eski hale getirme masraflarının tahsilini teminen İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2013/8215 esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, ancak takipten sonra 154.000 USD, "bakiye kira bedeli iadesi" açıklaması ile kısmi ödeme yapıldığını belirterek, iadesi alınan vergi tutarı ve haricen hesaplarına ödemesi yapılan 154.000 USD"nin "TL" tutarına tekabül eden karşılığının anaparadan mahsubu ile tüm feriler hariç toplam 238.258,75 TL üzerinden borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, başlatılan icra takibi sonrasında ödenen 154.000 USD’nin "TL" tutarına tekabül eden karşılığına ilişkin icra vekalet ücreti, icra faizi ve diğer yasal masrafların tahsiline, davalının %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; kira sözleşmesi gereği davacının sözleşmeye konu iki ayrı bağımsız dükkanda değişiklik yapma yetkisi bulunmakla birlikte masraflarını da ödemekle yükümlü olduğunu, davacının belediyenin yaptığı bildirimleri kendisine bildirmediğini, kira sözleşmesinin 9. maddesine dayanarak 1 ve 2 nolu bağımsız bölümü birleştirerek İmar Kanununa aykırı olarak gerçekleştirmiş olduğu tadilat sebebiyle ödemiş olduğu idari para cezasını talep etmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, ayrıca sözleşme gereği kiralananda bırakacakları için her hangi bir bedel talep edemeyeceğinin düzenlendiğini ileri sürerek, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasına yaptığı 192.500 USD kira alacağı %1.310 USD faiz alacağı olmak üzere toplam 193.810 USD ile 7.657,25 TL imar para cezası bedeli ve bu bedelin 232,23 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.657,25 TL üzerinden itirazın iptaline,
    fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 192,500 USD kira alacağı ile 7.657,25 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda davacı; dava konusu icra takibinde, 192.500 USD peşin ödediği kira bedelini, 183.663,62 TL yatırım harcamasını (faydalı imalat), 32.145,31 TL imar kanununa uygun hale getirmek için yapılan tadilat bedeli ile 7.657,25 TL imar para cezasını ve bu bedellerin işlemiş faizlerinin tahsilini talep etmiş, Mahkemece; davacının talep ettiği peşin kira bedeli ile imar para cezası bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, diğer alacak kalemleri reddedilmiştir.
    Davalının temyiz itirazları yönünden;
    2-) Davacı dava dilekçesinde; kira ilişkisi sebebiyle yatırılan vergi bedelinin iadesi için yapılan başvuru sonucu 69.196,05 TL vergi bedelinin ilgili Vergi Dairesi tarafından alacak olarak kaydedildiğini belirterek, iadesi alınan vergi tutarının anaparadan mahsubunu istemiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iadesi alınan vergi bedeli yönünden herhangi bir hesap yapılmadığı gibi, mahkemece de iadesi alınan vergi tutarının toplam peşin ödenen kira bedelinden mahsup edilmesi hususu değerlendirilmeden hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; iadesi alınan vergi tutarının toplam peşin ödenen kira bedelinden düşümü yapılarak, gerekirse bu hususta bilirkişiden rapor alınarak alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, Mahkemece bu yön gözönünde bulundurulmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Davacının temyiz itirazları yönünden;
    3-) Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Yine HMK.nun 27.maddesinin 2. bendi c bölümünde de, hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı, ilgili belediyenin bildirimleri üzerine taşınmazın mimari projesine uygun hale getirildiğini, ancak mecurun bu haliyle banka şubesi olarak kullanılmasına imkan kalmadığından 01/03/2013 tarihinde tahliye edildiğini belirterek, taşınmazın eski hale getirme bedelinin tahsilini istemiş, Mahkemece; hükümde fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, ancak kararın gerekçesinde bu alacak kalemine yönelik olarak hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
    O halde; bu alacak kalemi yönünden yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    4-) Davacı, kira sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra taşınmazı kullanabilmek amacıyla birtakım onarım, tamirat ve iyileştirmeler yaptığını belirterek, yapmış olduğu imalat bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı kiraya verenden tahsilini talep etmiştir.
    Davacı kiracı, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alınıp götürülmesi mümkün olmayan ve davalı kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. (TBK"un 530, BK.nun 414.md.) Yargıtayın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir.
    Taraflar arasında 01.10.2011 başlangıç tarihli 7 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 9.maddesinde; "kiracı, mecurda (binanın içinde ve dışında kiraladığı alanda) kiralayanın onayını almaya gerek kalmaksızın, her türlü tadilat, tamirat ve dekorasyonu yapabilir..", 13.maddesinde; "kiracı, tahliye anında kendisi tarafından yapılmış sabit olmayan her türlü ilave, tadilat ve dekorasyonların bir kısmı veya tamamı ile demirbaşlarını söküp alabilir. Mecurda bırakacakları için kiracı, kiralayandan herhangi bir bedel talep etmeyeceği gibi, kiralayan da mecurun eski hale getirilmesini istemeyecektir." şeklinde düzenleme mevcut ise de, kira sözleşmesi süresince kullanılacağına güvenilerek kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu masrafların talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından, kira sözleşmesinin süresi sona ermeden sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle kiracı, tahliye tarihinden sözleşme sonuna kadar olan süre oranında faydalı ve zaruri masrafların imalat tarihi itibarı ile saptanan bedellerini isteyebilir.
    O halde Mahkemece, öncelikle davacı tarafından yapıldığı iddia edilen imalatların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilerek, bu imalatların davacı tarafından yapılıp yapılmadığının tüm taraf delilleri toplanmak suretiyle tespit edilmesi, belirtilen imalatların davacı tarafından yapıldığının anlaşılması halinde ise, belirlenen zorunlu ve faydalı masraf kalemlerinin imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin, kalan kira süresi ile orantılı olarak tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi