12. Hukuk Dairesi 2014/12750 E. , 2014/14254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2014/24-2014/137
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Adi kira ve hasılat kirasına dair takipte borçlu tebligat usulsüzlüğü şikayetiyle mahkemeye başvurmuş, istemin reddine karar verilmiştir.
11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10.maddesine eklenen 2.fıkraya göre ;"" Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.""
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 16/2.maddesinde; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" düzenlemesi getirilmiştir.
6099 Sayılı Kanunun Genel Gerekçesinde ""... Uygulamada yaşanan sorunları önlemek üzere Tasarıda yer verilen en önemli değişiklik,25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda kabul edilen "adres kayıt sistemi"nin Tebligat Kanununa intibakının sağlanmasıdır. Hatta bu yolla, bazen on-onbeş tebligatla dahi sonuç elde edilemeyen durumlarda (ilânen tebligatın gerektirdiği istisnaî hâller hariç), en fazla iki veya üç tebligatla sorun çözülebilecektir."" denilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 10.maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu"nun 10/2 ve 21/2.maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2.maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz.
Bu davranış Anayasanın 36.maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermektedir.Yasa koyucu 5490 sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü"ne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını gütmüştür. Tebligat yasasının dar yorumlanması geçerli bir mazereti nedeniyle yeni adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü"ne bildiremeyen veya önemli bir mazereti nedeniyle (yatarak hastahanede tedavi gören hasta gibi) bir kaç aylığına adresinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşın cezalndırılmasına neden olur.Yasanın yorumunda yardımcı kaynak olan madde gerekçelerini dikkate almak gerekir. Tebligat Kanunu"nda değişiklik yapılan madde gerekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere iki veya üç tebligatla sorun çözülmek istenmiştir. Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya 21/2"ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2"ye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adrese dayalı kayıt sistemindeki adres tebligat yapılamayacağı açıkca anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 30.12.2009 tarihli 2009/12-563 E., 2009/600 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciiye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Somut olayda şikayet konusu yapılan tebligatın TK."nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK."nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı , tebliğ şerhinde "tebliğ evrakında gösterilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olup tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince mahalle muhtarı Nazan Gürkan"a teslim edildi, 2 nolu ihbarname kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" ifadesin yer aldığı görülmekle tebligatın bu hali ile usulsüz olduğu görülmüştür.
Kabule göre de borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının üzerinde Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. madesi gereğince tebligatı çıkaran merci tarafından tebligatın TK"nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağının şerh verilmemiş olması nedeniyle de tebligat usulsüzdür.
O halde mahkemece ödeme emri tebligat tarihinin, Tebligat Kanunu"nun 32.maddesi uyarınca, borçlunun tebliğden haberdar olduğu tarih itibariyle düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.